Oynarken Eğlen, Eğlenirken Öğren…
Sosyolog Neva Boyd ne güzel kaleme almış;
“Oyun başka hiçbir davranışta olmadığı kadar toplumsal değerleri barındırır. Oyun ruhu sosyal uyumu, ahlakı, zihinsel ve duygusal kontrolü ve hayal gücünü geliştirir. Oyun sırasında sürekli olarak uyum sağlanması gereken yeni durumlar ortaya çıkar. Bir kişi oyun yoluyla kendine güven geliştirebilir. Oyun sürecinde beden koordinasyonu ve estetik duyarlılık gibi yeni güçler ortaya çıkar. Oyun mutluluk demektir.” Neva Boyd (Oyun Teorisi)
Daha birçok kişi oyunun çocuğa katkısı ile ilgili yazı ve konuşmaları vardır. Örnek vermek gerekirse;
Eflatun, oyundan yararlanarak öğrencilerine aritmetik öğretmiştir.
Hall’a göre oyunlarda insanlığın kültürel gelişimi yaşanmaktadır.
Ellis 1973’te, insanın neden oynadığı sorusuna şu yanıtı vermiştir. “Motivasyon ve İçerik.” Oyunun mutluluk ve rahatlık taşıdığını söyleyenler olsa da, oyun, duyu organlarında, sinir-kas sisteminde, zihinsel düzeyde oluşur; oyunda deneyimler tekrarlanır, taklit etme vardır, yeni şeyler keşfedilir, oyun çocuğun içindeki ve dışındaki dünyayı bütünleştirir.
Guilford ve Lieberman oyunun yaratıcılığı arttırdığı üzerinde durmuş ve bedensel, sosyal, zihinsel eylemin şakayla birleşmesiyle yaratıcılığın geliştiğini söylemişlerdir.
Berlyn’e göre hareketsiz durma organizmanın doğal durumu değildir(1958). Aktif olmasında oyun önemli bir araçtır.
Heckhausen, oyunun gerginliği azalttığını, oyun terapinin çocukta bir katarsis sağladığını belirmektedir(1964).
Piaget, oyun gelişimiyle zihinsel gelişim arasında yakın bir ilişki olduğunu belirtir.
Hollandalı tarihçi Huizinga’ya göre, oyun çocuksu bir etkinlik değil, insanı ve kültürleri belirleyen bir temel öğedir.
Oyunun çocuk hayatında pek çok değerinden söz edildi. Bunlar:
Oyunun Bedensel Değeri:
Hem enerji boşalmasında hem de kas gelişiminde oyun önemlidir.
Oyunun İyi Edici Değeri:
Çocuğun gerilimden kurtulmasında, rahatlamasında, günlük hayattaki hayal kırıklığının ve engellenmenin azalmasında oyun yardımcıdır.
Eğitimsel Değeri:
Pek çok oyun çocuğun gerçek dünyayı öğrenmesine destek olur.
Toplumsal ve Ahlaki Değeri:
Oyunla “ben” ve “başkası” kavramları gelişir. Sosyal ilişkiler ve roller kazanılır.
Yıllardır oyunun eğitimdeki yeri konuşulur, öğrenme aşamasında birçok yöntem tartışılır. Bazı fikirler ağır basar. Mesela oyunla öğrenmek kimine göre çocukların dikkatini dağıtacağı, odaklanma sorunu yaşayacakları düşünülür. Kimine göre ise gereksiz zaman kaybı, kimine göre fazla iş yükü…
Derse başlamadan önce yapılan ısınma oyunları, çocukların derse başlarken motivasyonlarını arttırdığı gözlemlenmiştir. Bunu birebir kendim yaşadığım için derse ısınma oyunlarıyla başlarım. Bu oyun olmaz sohbet, drama çalışması, yoga ya da meditasyon olur.
Ders esnasında ise oyunu hazırladığımız ders planlarının içine ekleriz. Örnek vermek gerekirse matematik dersinde konu neyse onu materyallerle renklendirip, ders planına konu ile ilgili bir aktivite eklenerek, dersin konusunu oyunlaştırarak anlatmak şimdi ki çocukların en sevdiği derse katılım aracı.
Bu konu ve örnekler çoğaltılabilir. Oyunla dersi renklendiren, araç ve iletişim olarak kullanan, planlarından eksik etmeyen bir sürü yaratıcı öğretmenlerimiz var. Burada bir kez daha oyunun önemini alanında uzmanların sözleriyle hatırlatmak istedim.
Oynarken eğlen, eğlenirken öğren…
Sevgilerimle ,
Kaynakça
Deniz Altınay (2011) Anıl Adanalı Koçbeker “Psikodrama Seçme Konular Teoriden Pratiğe Psikodrama” Sistem Yayıncılık