Günümüzde yabancı dil yetkinliği, kişisel kariyer planlamasının en önemli unsuru haline gelmiştir. Bu bağlamda, öğrenme bireysel performans ile değişkenlik gösterebilen dinamik bir süreç olarak değerlendirilmektedir. Dil öğreniminde temel hedef, vizyoner ve çoklu bakış açısı ile dünyaya uyum sağlamak ve sürdürebilir becerileri geliştirebilmektir. Öğrenme yaşamsal bir ihtiyaçtır. Dil öğrenimi ve global farkındalık, gelişim ve uyum açısından, kişinin kendisini gerçekleştirebilmesi için yapabileceği en büyük yatırımdır.
Öğrenmede motivasyon ve sürdürülebilirlik belirli bir disiplin ve düzen gerektirir. Motivasyon; gönüllülük, ihtiyaca yönelik hedef belirleme, kazanım becerisi ve eğitsel donanımın sürekliliği ile mümkündür. Dil öğreniminde okuma-yazma-dinleme-konuşma becerilerinin gelişebilmesi için hedef kazanım dilinde sosyo-kültürel ve iletişimsel öğrenme en etkin yöntemler arasında yer alır. Konforlu öğrenimin en önemli unsurları arasında sayılan motivasyon, kişinin yaşam rutini, öğrenme modellemeleri, eğitsel hassasiyeti ve istekliliği göz önünde bulundurularak sağlanır. Amaca yönelik sürdürülecek eğitsel modellemesinde deneyimleme, sebep-sonuç ilişkisi kurabilme, nitelikli planlama, düzenli sözlü ve yazılı dönüt kriterleri öğrenmenin kalitesini belirler. Hedef kazanıma odaklı çalışmada, motivasyonun niteliği, öğrenme kalitesi ve hızını da etkiler. Motivasyon, doğru adımlarla hedef kazanıma ilerlemeyi kolaylaştıracağı gibi, bu süreçte öğrenmenin kişi üzerinde oluşturacağı olumsuz etkilerin de azalmasına yardımcı olacaktır. Bir kez kararlı bir şekilde motive olmuş bireyin hedeften dönmesi neredeyse imkansızlaşır. Öz motivasyon olarak tanımlanan bu durum hedefe ulaşmadaki en büyük destektir. Aynı zamanda dikkat edilmesi gereken nokta, sayısız duygusal değişkene bağlı çeşitlilik gösteren motivasyon, yeni düşünce ve eylemlerin gerçekleşmesine de olanak verebileceğinden, kişinin iç displin düzeni kurması önemlidir.
Dil öğreniminde temel alınması gereken öz motivasyonda hedeflerin yapıcı yönlerine odaklanmak, yaşamsal becerilerin de gelişmesine olanak sunar. Karşılaşılabilecek öğrenme zorlukları için, dengeleyici yeteneklerin öne çıkarılması öğrenmeyi güdüleyecektir. Hedef dilde görsel-işitsel-yazılı dökümantasyon takibi yapmak, eğitsel seyahat ve iletişim dilin içselleştirilmesi açısından son derece önemlidir. Unutulmamalıdır ki, öğrenme ihtiyaç temellidir. Kişinin gereksinimleri içerisinde yer alan hedeflerin kazanımı daha öncelikli ve kalıcı olacaktır. Pratik yapmak, kelime ve yapı dağarcığını güçlendirirken, kişinin empati duygusunu da geliştirerek kişisel alanda öncelikli bilgilerin depolanmasına da olanak sağlar. Farklı bir dili içselleştirmek yalnızca eğitsel amaç taşımaz. Dil öğrenimi çoklu bakış ve değerlendirme becerilerini de geliştirir. Farklılıklara saygı duymak, kültürler arası etkileşim, sağlıklı iletişim ve sosyalleşme imkanları en çok göze çarpan olumlu etkiler arasında sayılabilmektedir. Son yıllarda öğrenmeyle ilgili yapılan çalışmalar, dil öğreniminin özgüven gelişimi açısından pozitif etkilerine dikkat çekmektedir. Özellikle, gelişim odaklı ve konfor alanının dışına çıkma isteği bulunan bireylerin dil öğrenimi etkin bir fırsat olarak nitelendirmeleri tesadüf değildir. Bu manada motivasyon unsurlarının yüksek ölçüde içsel zemin hazırlama ve ihtiyaç belirleme ile ilintili olduğu söylenebilir.