1. Anasayfa
  2. Makaleler

Bir Deniz Yıldızı Hikayesi: Mehmet Acar ve Fehmi Yeşilmen

Bir Deniz Yıldızı Hikayesi: Mehmet Acar ve Fehmi Yeşilmen
0

Bir haziran sıcaklığıydı. Umutlar henüz kelek kavun tadında. Düşler, bir mezrona üzümü asmasında olgunlaşmayı bekliyordu. Mevsimin çocuk düşlerini üşüttüğü bir vakitte bana hep mutluluğu ısmarlayan yuvama, badem çiçeklerini, ardıç kokularını, tüm mutlulukları tattığım mektebime doğru yola koyulmak üzre bismillah ile evden çıktım.

Okulun bahçesinde, dut ağacının gölgesinde yürek semaverinde demlenmiş bir Ahmet abi çayını yudumladım ve İlçe Milli Eğitime geçtim. Şube Müdürümüzle hoş ve samimi bir sohbetten sonra: Müdürüm biliyorsun ki hepimiz seni çok seviyoruz. Hepimiz gerçekten sana çok değer veriyoruz. Tüm yüreğiyle çalışan, öğrencilere bir şey katmak için gecesini gündüzüne katan, fedakâr bir müdürümüzsünüz. Çaban ve gayretin çok kıymetli. Hayranlık duyuyorum bu kadar şeyi nasıl bir arada götürebiliyorsun. Bak samimi olarak sormak istiyorum; bu kadar çalışmana, bu kadar yorulmana değiyor mu?

Deniz yıldızı hikayesini bilir misin müdürüm? Dedim. Müsaadeniz varsa anlatayım:

Yazarın biri deniz kenarındaki yazlık evinde yazılarının derlemesini yapmaktadır.
Yazlık evde kaldığı süre içerisinde de deniz kenarındaki uzun kumsalda sabah yürüyüşleri yapmakta ve enerji depolamaktadır.

Günlerden bir gün sabah erkenden, tan ağarırken, yürüyüş yaparken, kumsalın ucunda bir karartının bir iki adımda bir yere eğilip, yerden aldığı bir şeyi denize doğru fırlattığını fark eder.
Yürüyüşünü hızlandırır ve karaltıya gittikçe yaklaşır.

Yaklaştıkça, genç bir adamın durmaksızın yerden bir şeyler alıp denize fırlattığını ve her adımda bu hareketi tekrarladığını görür.

Genç adamın kendisini duyacağı mesafeden seslenir;
“ Hey…..! merhaba, ne yapıyorsun?
“Genç adam “ Merhaba, gördüğünüz gibi, deniz yıldızlarını denize fırlatıyorum.”
Yazar; “Peki niye fırlatıyorsun ? “
Genç adam ;”Biliyorsunuz, birazdan güneş çıkacak ve bu yıldızlar birer birer ölecekler.”
Yazar: ”iyi güzel de, sahilde binlercesi var. Senin çaban neyi değiştirir ki!…”
Genç adam tam o anda eline yeni bir deniz yıldızı aldı ve denize fırlatırken, fırlattığı deniz yıldızını işaret ederek;

”BELKİ HEPSİ İÇİN DEĞİL AMA BUNUN İÇİN HAYAT DEĞİŞTİ”

Tek bir çocuğun hayatı değişecekse, tek bir çocuk bile mutlu olacaksa ben ömrümü heba etmeye hazırım dedim. Sonra Mehmet hoca ve Fehmi hocadan bahsettim uzun uzun.

Mehmet hoca ve Fehmi Hoca; ülkenin en ücra köşesinde bulunan, okuma ve yazma oranının çok düşük olduğu, imkanların kısıtlı, fırsatların dar olduğu küçücük bir ilçede kahramanlık hikayelerini yazdılar yüreğinin sevgi kalemiyle. Gece gündüz demeden, yorulmadan, pes etmeden, tüm zor şartlarla mücadele ederek bir ışık hüzmesini hediye ettiler Dargeçit’in geleceğine. Onların başlattığı eğitim mücadelesi her gelen öğretmenin fedakarlığıyla biraz daha yükselerek başarının göğüne doğru tırmandı. Karanlığın perdesini yırtarak inançla açtıkları gedik; şimdi bir başarı güneşini doğuruyor her sabah ilçenin site dağlarına.

Bugün her evde en az iki üniversiteli var. Her meslekten yüzlerce genç yetişti. Türkiye’nin en iyi üniversitelerine giden, mezun olan, hayata atılan, üreten onlarca genç. Değerli müdürüm, Mehmet hocam ve Fehmi hocam belki tek bir çocuğun hayatı değişir diye bu kadar emek verdiler, yoruldular, mücadele ettiler. Onların derdi tek bir deniz yıldızıydı. Şimdi her gece yüzlerce ışık belirliyor Dargeçit’in gurur semasında. Benim de tek derdim bu.

Onların yaktığı bu meşaleyi ülkemin her köyüne, şehrine, sokağına taşımak. Yarınlara umutla bakan, değerlerimizi karakterinde muhteva eden, sorgulayan, araştıran, kendine güvenen üretken çocuklar yetiştirmek.
Mehmet hocam ve Fehmi Hocam; bugün hala herkes tarafından çok sevilen, saygı duyulan öğretmenler olmalarındaki en önemli husus; işlerini çok sevmeleri ve herkesi koşulsuz sevmeleriydi. Onlarınki bir deniz yıldızı hikayesiydi. Umarım bizimki de bu hikayeye sığar.

Değiyormuş müdürüm. Bu kadar yorulmana değiyormuş seni gerçekten içtenlikle taktir ediyorum. Allah razı olsun senden dedi. Ben de teşekkür ettikten sonra vedalaşıp ayrıldım odadan. Göğsünde eğitim aşkı alevlenen kahraman öğretmenlere selam olsun. Selam olsun her öğrencinin derdiyle hemhal olan, onları dinleyen, anlayan öğretmenlere. Her öğrenciye değer veren, onu biricik bilen, koşulsuz seven öğretmenlere selam olsun. Selam olsun öğretmenlik mesleğini yücelten, mesleğini hakkını veren fedakar öğretmenlere selam olsun.

Sevginin ve değerin, bilginin aydınlık simalarına Mehmet Hocama ve Fehmi hocama selam olsun.

Facebook Yorumları

İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.