Üniversiteye giriş sınav sonuçlarının belli olmasına günler kala hâlâ hangi bölümü okuyacağınıza karar vermediyseniz kendinize yazık ettiniz.
Yapılan araştırmalara göre, %72’si sevmediği bir işte çalışan ülkemiz insanlarına bakılırsa, ne olmak istediğinizi yıllar öncesinde belirlemeniz gerekirdi. “Geç mi kaldım?” demek işe yaramayacağına göre bugünden tezi yok kendinize şu soruları sormanızı öneririm.
“Ben ne yapmak istiyorum?” Bu sorunun altında aslında “Yapacağım işle insanların hayatlarına ne katmak istiyorum?” sorusunun cevabı vardır.
Mezun olup başkalarının hayatlarına ne katabilirim sorusunun cevabını verdikten sonra güçlü yönlerinize odaklanın. Yaparken aynı zamanda mutlu olduğunuz uğraşlarınız güçlü olduğunuz yönlerinizdir. Merak ettiğim konuyu araştırmak, kitap okumaktan, yemek pişirmekten zevk almak, elektronik eşyaları tamir edebilmek, bitki ve hayvanlarla uğraşmak… Bunlardan sadece birkaçı. Güçlü yönleriniz sizin hangi işi severek yapabileceğinizin de cevabıdır. Diyelim ki yaparken mutlu olduğunuz mesleği seçtiniz. Sonra o mesleğin beklentilerine en iyi cevabı verecek bölümü seçin. Bu bölümün hangi üniversitede olduğu çok önemli olmayabilir. Bölümün beklentilerini üst düzeyde karşılayan üniversite, taşrada bir üniversite bile olabilir.
Geçen yıl koçluğunu yaptığım bir öğrencinin önce güçlü yanlarını, buna bağlı olarak mesleğini ve hangi bölümde okuması gerektiğini tespit ettik. Sonra bu bölümün beklentilerini en iyi karşılayan üniversiteyi bulmak için araştırma yaptık, bulduğumuz üniversiteyi hedef olarak seçtik. Danışanımın bu üniversiteye girebilmek için alması gereken puan belliydi. Onun şimdiki durumu ile bu puanı alması gereken durumu arasındaki eksiklerini belirledik. Ardından aylık ve haftalık eylem adımları oluşturup işe koyulduk. Eylem adımlarını oluştururken öğrencinin zayıf yönlerini, tehditlerini ve fırsatlarını da göz ardı etmedik. Hedefe yolculuk adını verdiğimiz bu süreçte onun pes etmeyip ipe asılması için bunlara da ihtiyacımız vardı.
Sınava bir ay kala bir akşam heyecan içinde beni aradı ve hedefinde değişiklik yapmak istediğini söyledi. Nedenini sorduğumda, seçtiği bölümün beklentilerine daha iyi yanıt verebilecek bir başka üniversite olduğunu öğrendiğini söyledi. Bir gün sonra buluştuk ve iki üniversitenin bölümlerini karşılaştırdık. Danışanım haklıydı. Bu yıl o üniversitede okuyor ve beklentileri karşılandığı için çok mutlu.
Söylemek istediğim şu ki, önce ne yapmak istediğinize, buna bağlı olarak yapmak istediğiniz işi okuyabileceğiniz bölüme karar verin. Ondan sonra o bölümün beklentilerine en iyi yanıtı veren üniversiteyi seçin.
Sakın sınava girip “Alacağım puana göre elbette bir bölüm bulurum.” gibi bir yanılgıya düşmeyin. Sonra o %72’lik dilim arasındaki yerinizi alır, hayatınızın sonuna kadar mutsuz ruhsuz yaşar gidersiniz.