İki binli yıllar hayatımıza pek çok yenilik getirdi. Bu yeniliklerden belki de en önemlilerinden biri internetin ve ona bağlı olarak sosyal medya kavramının gelişmiş olması diyebiliriz. Evet, hayatımızda medya zaten vardı üstüne bir de bunun “sosyal” olanı çıktı. Sosyal medyanın geleneksel medya anlayışından en önemli farklılığı bizlerin, yani sıradan vatandaşların da bu medya sayesinde tanınma ve görüşlerini ifade etme olanağına kavuşması oldu. Eskiden TV’de çıkan biri bununla övünür hatta çıktığı programı önüne gelene izletirdi. Reklamlarda oynamışsa maaile TV karşısında o reklamın çıkması beklenirdi… Artık TV’nin yerini Youtube aldı, gazeteler online basılıyor, Facebook, Twitter, Instagram o kadar yaygınlaştı ki ilkokul çocukları “kanal açıp”, “abone kasıyor!”
Sosyal medyanın bu cezbedici gücünün bir başka örneği de kuşkusuz bloglar. Blog kısaca online bir günlük olarak tanımlanıyor. Dileyen herkes ücretsiz bir blog açarak ilgi alanları doğrultusunda yazılar yazıp yine sosyal medya aracılığıyla bunları paylaşıyor. En az kanal açanlar kadar takipçisi olan blog yazarları var. Bu blogların geneline baktığımızda popüler olayların sıklıkla konu edildiğini görüyoruz. Moda, gezi, edebiyat vb. ilgi alanlarında her gün binlerce blog yayına giriyor ve paylaşılıyor.
Editörler olarak, bloglara çok önem veriyoruz. Çünkü blog yazımı, daha doğrusu yazma işi başlı başına büyük bir emek ve sorumluluk. Yazmak, ciddi bir düşünme ve araştırma sürecini de beraberinde getiriyor. Bir anlamda yazmak, tarihe not düşmekle eşdeğer. “Ben buradaydım ve bunları düşündüm, ifade ettim” demenin en geçerli yolu hala. Üstelik internet devrinde! Yüzlerce yıl önce yazılan kitapların bugün bile baskılarının yapıldığı düşünüldüğünde, online ortama aktarılan blog yazılarının insanlığın sonuna kadar tarihsel hafızada yer edineceğini söylemek sanırız yanlış olmaz. Atalarımız ne de güzel söylemiş; “Söz uçar, yazı kalır” diye…
Biz, Eğitim Her Yerde ailesi olarak samimi bir düşünceyle yola çıktık. Amacımız popüler kültürün tüm dünyayı sardığı bir çağda, gerçekten işe yarar, pratik ve kapsayıcı bir eğitsel blog oluşturmaktı. Popülizmin pırıltılı limanlarına sığınmadan, ama günceli, konuşulanları da hesaba katarak… Eğitimin her alanından ve her türlü düşünceyi barındırarak, ama asla yargılamadan, kırmadan, dökmeden… Yola taş koymak için değil, yoldaki taşları kenara çekmek için… Geçmişin klişeleri üzerine değil, geleceğin umudu ve aydınlığı için…
Bu bağlamda sitemizi “herkese” açtık. Evet yanlış okumadınız “herkese.” Çünkü eğitim asla ve asla belli bir zümrenin malı olamaz. Eğitim tüm ulusun ortak paydası, ortak düzlemidir. Eğitimciler elbette ki eğitimde birincil söz sahibidir ama bu, eğitimci olmayanların fikrini ifade edemeyeceği gibi bir yanılgıya sebebiyet vermemelidir. Biz herkesin fikrini önemseyen, demokratik, fırsat eşitliğini gözeten ve koruyan bir platform olmak için çabalıyoruz. Bu doğrultuda kendimizi geliştiriyor, okuyor, yazıyor ve düşünüyoruz. Ama asla salt bizim çabamızla bu işin yürümeyeceğinin de farkındayız. Bu yüzden eğer bize destek olmak istiyorsanız sitemizde yazarlık yapmanızı, sosyal medya hesaplarımızı takip etmenizi ve Facebook gruplarımıza katılmanızı tüm kalbimizle diliyoruz.
Bu çorbada karınca kararınca tuzu olan herkese minnettarız…
EDİTÖRLER
Yazarlık hakkında açıklamalar için tıklayınız.
Sosyal medya hesaplarımız:
Facebook gruplarımız:
https://www.facebook.com/groups/egitimheryerdenet/ (Site genel grubu)
https://www.facebook.com/groups/egitimheryerde/ (Yazar ve takipçilerin iletişim grubu)