Mesleki eğitimin temel hedefi; öğrencilerin, rekabet edebilir düzeyde mal ve hizmet üretebilmek için mesleki bilgi, beceri ve teknolojiyi kullanmayı öğrenerek ülkemizin gelişmesine katkı sağlayan sektörlerin ihtiyaç duyduğu nitelikli elemanları yetiştirmektir. Bu görevi sadece devletin resmi okullarından beklemek doğru olmadığı gibi ülke olarak ilgili tüm tarafların hiç ara vermeden el ele vermesi mesleki eğitimi yeniden kurgulaması ve mezuniyetinde hemen istihdam olabilen aranan nitelikli meslek insanlarını yetiştirmesiyle mümkün olabilir.
Geleceğin mesleklerinin gerektirdiği nitelikler arasında esneklik, hız, uyum ve dijital beceriler ön plana çıkmaktadır. Teknolojideki gelişmeler bazı meslekleri ortadan kaldırırken bazı mesleklerin de doğmasına ortam hazırlamaktadır. Mesleki eğitim sisteminin süreci ve programları sürekli güncellenmelidir. Üretim sektöründe otomasyon sistemlerinin yaygınlaşması dijital tabanlı bir mesleki eğitimi zorunlu kılmaktadır. Mesleki eğitimde devlet desteğinin yanında sektörün ve sivil toplum kuruluşlarının da desteklerinin arttırılması önemlidir.
Mesleki eğitimde mezun sayısının artmasına rağmen sektördeki nitelikli eleman ihtiyacı yeterince karşılanamamaktadır. Mesleki teknik eğitim ve istihdam arasında arz ve talep uyuşmazlığı bulunmaktadır. İşgücü ve eğitim planlamasının gerçekçi şekilde yapılması, uygulama tabanlı eğitiminin güçlendirilmesi ve mesleki eğitime hak ettiği önemin verilerek toplumdaki algısının olumlu yönde geliştirilmesi gerekmektedir. Eğitim ile istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi için öğretim programlarının bu standartlara uygun olarak güncellenmesi gerekmektedir. Öğrencilerin mezuniyet sonrası kendi alanlarında çalışmaları teşvik edilmelidir. İşsizlik fonunun bir kısmının mesleki eğitim amaçlı kullanılması sağlanmalıdır.
Meslek liseleri süreç ve müfredatlarında staj ve işyeri beceri eğitiminin ağırlığı arttırılmalıdır. Öğrencilerin meslek tercihleri ilgi ve yetenek testleri doğrultusunda belirlenmelidir. Her bir öğrencinin yeteneklerini keşfetmemiz gerekmektedir. Mesleklerin tanıtımına yönelik daha fazla faaliyet düzenlenmelidir. Mesleği yok olmuş veya istihdam alanı daralmış kişilerin yeni bir meslek öğrenebilmesi için uyum eğitimleri verilmelidir. Meslek liselerinde mesleki rehberlik ve kariyer gelişime konularına daha fazla önem verilmelidir.
Atölye ve meslek dersi öğretmenleri için yeni bir hizmet içi eğitim yaklaşımı ve modeli oluşturulmalıdır. Hizmet öncesi ve hizmet içinde mutlaka ilgili sektörlerde uygulamalı işbaşı eğitimleriyle günceli takip edebilmeli, kişisel ve mesleki gelişimine destek verilmelidir. Meslek liselerinde öğretmen seçiminde alan temelli değerlendirmeler yapılmalıdır.
Mesleki ve teknik ortaöğretim okullarının yöneticileri atölye ve laboratuvar öğretmenlerinden seçilmelidir. Meslek lisesi bitirenlerin yeterliliklerin belgelendirilmesi sağlanmalıdır. Temel becerilerin her bireye kazandırılması sağlanmalı ve bu becerilerle mesleki eğitim arasında bağlantı kurulmalıdır.
İşverenlerin tüm meslekler için Mesleki Yeterlilik Belgesi alan bireyleri çalıştırmaları sağlanmalıdır. MEB ve yükseköğretim kurumlarının kalite güvence sistemini uygulaması ayrıca bu kurumların bağımsız bir kurum/kuruluş tarafından sürekli izlenerek denetiminin sağlanması gerekmektedir. Mesleki eğitim istihdam ilişkisine yön vermek için iş piyasası ihtiyaç analizleri sürekli yapılmalıdır.
Sektörün ve sivil toplum kuruluşlarının da etkin rol oynadığı yeni bir mesleki eğitim okul yönetim sistemine ihtiyaç duyulmaktadır. Öğrencilerin uluslararası işgücü piyasasındaki hareketliliğini arttırmak için yabancı dil becerileri geliştirilmelidir.
İşletmede beceri eğitimi özellikle endüstri bazlı alanlar için ilk yıldan itibaren başlamalıdır. Küçük işletmelerde de iş yeri beceri eğitiminin yaygınlaştırılması sağlanmalıdır. İş tecrübesi yüksek çalışanların bilgi birikimlerinin genç nesillere aktarılması sağlanmalıdır. Ahilik ve değerler eğitimi sürecinde rol modellerin temel alınması sağlanmalıdır. Mesleki eğitimde değerler eğitimi staj ve işletme boyutunda da yer almalıdır.
Meslek yüksekokulu programları sektörün ihtiyaçları doğrultusunda sanayi bölgeleri içerisinde açılmalı ve sektörün ihtiyacına yönelik olarak müfredat sürekli güncellenmelidir. Meslek yüksekokullarındaki eğitim, işyeri beceri eğitimi temelli olarak uygulanmalıdır. Üniversite-Sektör- İŞKUR işbirliği güçlendirilmelidir. Meslek yüksekokulları – Organize Sanayi Bölgeleri işbirliği güçlendirilerek sürdürülmelidir. Mezun durumundaki öğrenciler, istihdam ofisleri, kariyer merkezleri ve İŞKUR aracılığında online sisteme dahil edilmeli, bu konuda mezun öğrenciler için farkındalık oluşturulmalıdır. Bölgedeki kurumsallaşmış işletmelerin yöneticilerinin Meslek Yüksekokullarında düzenlenen kariyer rehberliği etkinliklerine dahil olmalarına imkân sağlanmalıdır.
İhtisaslaşmış okullar açılması sürecinde sektörün ihtiyaçlarını karşılayacak yapılandırılmalıdır. Sektörün bu okullara desteğinin arttırılması önemlidir. Özel ve resmi mesleki liselerin yönetimi bakanlık düzeyinde aynı çatı altında toplanmalıdır. Sanayinin kümelenmesine bağlı olarak ihtisaslaşmış meslek liseleri mümkünse OSB’ler içinde yada yakınında açılmalıdır.
Hayat boyu öğrenmede kurs süreleri kısaltılmalıdır. Mesleki eğitim merkezleri aktif şekilde kullanılarak hali hazırda istihdamda olan kişilere yoğunlaştırılmış eğitimler verilmeli ve belgelendirilmelidir. İş sağlığı ve güvenliği konusunda mesleki eğitim merkezleri aracılığıyla kısa ve öz eğitimler verilmelidir.
Projeler öğrencinin veya sektörün ihtiyaçları doğrultusunda Avrupa Birliği 2023 Eğitim hedefleriyle örtüşecek şekilde gerçekleştirilmelidir. İstihdam yaratıcı faaliyetlerle şirketler projelerin içerisine çekilmelidir. Mesleki ve teknik eğitim öğrenci ve öğretmenlerinin uluslararası hareketliliği uygulanacak projelerle daha fazla teşvik edilmelidir.
Endüstri 4.0 gelecek projeksiyonlarında bilişim tabanlı mesleki eğitimin önemi ortaya çıkmaktadır. Bilişim eğitimi sadece donanım olarak düşünülmemeli, kodlama ve yazılım derslerinin ağırlığı arttırılmalı hatta ilköğretim düzeyinden itibaren algoritma oluşturma gibi temel bileşenler öğretilebilir.
Mesleki ve teknik eğitime yönelik olumsuz algıyı değiştirmek için sektör, bakanlık ve
medya işbirliği yapmalıdır. Meslek lisesi öğrencilerine diğer lise türlerindeki öğrencilerden farklı olarak kendi mesleklerinde üniversiteye geçişlerinde ek puan ya da başka fırsatlar verilmesi meslek lisesi öğrenciler için “zorunlu” değil, “cazip” hale gelmesi için önemlidir. Meslek liseleri ile ilgili başarı hikâyeleri haber yapılması teşvik edilmelidir.
Milli Eğitim Bakanlığı 24-25 Ekim 2016’da II. Eğitim Kongresini Antalya’da, Türkiye’nin 2023 Vizyonu ve Mesleki Teknik Eğitim Paneli düzenleyerek “eğitimden üretime sektörle işbirliğine” sloganıyla; Mesleki ve Teknik Eğitime Erişim, kurumsal kapasite, kalite güvence sistemi, nitelikli işgücünün yetiştirilmesi ve istihdamı ile yükseköğretimde mesleki eğitim ana temalarında geniş bir temsil ve katılımla gerçekleştirmiştir.
Yukarıdaki tüm öneriler eğitim kongresinde farklı katılımcıların farklı panel ve oturumlarda yaptıkları çalışma sonucunda uzlaşılmış özet raporlarından oluşmaktadır. Kongre sonrası bazı önerilerin uygulamaya geçmiş olanları yazıya dahil edilmemiştir.
Çalışma tümüyle ele alındığında; mesleki eğitimin akademik amaçlı diploma sahibi olmak için değil sektöründe mal ve hizmet üretimi için beklenen iş alışkanlıkları bilgi, beceri ve tutumları kazandıran bir yapıda olması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Bunun yegâne şartının da meslek lisesi öğrencilerini okulda tutmak yerine tüm sürecin en az yarısının işbaşında üretimin içinde öğretmen ve usta öğreticinin birlikte desteklediği, mezuniyet sonrası hiç ara vermeden istihdamla buluştuğu şekilde irtibatlandırılmasının daha olumlu sonuçlar vereceği düşünülmelidir.