2021-2022 eğitim-öğretim yılı sürecinde Amerika’da özel bir okul ve etüt merkezi ile özel bir anket şirketi tarafından İngilizce eğitiminin temel dersler üzerinde özellikle matematik ve ikinci dil üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Yapılan bu çalışmaların sonuçları makale olarak hazırlanmış ve “The 74” ile “USC Annenberg İletişim ve Gazetecilik Okulu” tarafından bilimsel çalışma haline dönüştürülmüştür. Raporda ele alınan konu itibariyle şehir Los Angeles seçilmiş ve Los Angeles Unified bölge okullarındaki dil eğitimi gören öğrenciler üzerinde bulgu ve yorumlarda bulunulmuştur.
Los Angeles Birleşik Okul bölgesinde İngilizce öğrenen öğrencilerin birçoğu, yapılan ölçme-değerlendirme faaliyetlerinde matematik ve okuma standartlarını karşılayamamış ve sonuç olarak velilerin çocukları ile okullarıyla daha iyi iletişim kurması gerektiği belirlenmiştir. Bölgedeki tüm öğrencilerin %50,43’üne kıyasla, İngilizce öğrenen öğrencilerin yalnızca % 11,5’i İngilizce dil standartlarını karşılamıştır. Ayrıca İngilizce öğrenen öğrencilerin sadece % 12,4’ü matematik standartlarını karşılamış ve tüm öğrencilerin % 39’u matematik standartlarını da karşıladığı sonucu ortaya çıkmıştır.
Yapılan analizler sonucunda edilen bulgular, bölgedeki İngilizce öğrenenler olması gereken düzeyde performans göstermediklerini ifade etmektedir. ABD Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan çalışmaya göre Los Angeles Birleşik Okul bölgesinde kategoriye göre sınıflandırılan 86.000’den fazla öğrenciyle ülkedeki en fazla İngilizce öğrenen öğrenci sayısına sahiptir. Bu yıl tüm LAUSD öğrencilerinin neredeyse yarısı, eğitimlerinin bir noktasında İngilizce Öğrenenler olarak sınıflandırılmıştır.
Sayısal alandaki eğitimi, dil gelişimi, çocukların sayısal yetenek ve ikinci dil becerilerini desteklemek için erken çocukluk döneminden itibaren yapılan etkinlikler ve matematik ile dil arasındaki ilişki ile ilgili öğretmenlerin düşünceleri çok önemlidir. Öğretmenlerin düşünceleri; dil etkinliğinin sağlanması için hikaye ve öykü etkinliğinin yer alması, hikaye ve öykü okuma, tanımlama, hikaye tamamlama gibi faaliyetler ön plandadır. Sayısal eğitim ile ikinci dil eğitiminin gelişimi arasındaki bir bağın etkisini dile getiren eğitimciler, ikinci dil gelişiminin Matematik derslerini de etkilediğini belirtmişlerdir.
Yukarıdaki grafik incelendiği zaman LAUSD okullarının English Learner ilerlemesine dair bir performans göstergesi er almaktadır. Okulların sadece % 4’ü “çok yüksek” kategorisinde gösterilmektedir. Okuldaki öğrencilerin % 65 veya daha fazlasının İngilizce yeterlilik düzeyinde bir üst seviyeye çıktığı veya en yüksek yeterlilik düzeyinde olduğu anlamına gelir.
İngilizce eğitiminin öğrenciler üzerindeki Matematik ve ikinci dil yetisi konusunda dilin doğru kullanımı matematikte öğrenmeyi pekiştirir ve aynı zamanda teşvik etmektedir. Erken çocukluk döneminde uygulanmakta olan temel dili etkinlikleri, çocukların birçok matematiksel kavramı yorumlayarak öğrenmesine imkân sağlayabilmektedir. Örneğin temel dil ve ikinci dil kapsamında şiir, şarkı, fıkra, bilmece, tekerleme, hikâye ve öykü gibi dil etkinlikleri birçok matematiksel kavramını bulundurmaktadır. Bazı terimler, bilmeceler ve deyimler belli bir oranda dil etkinlikleri doğrudan matematik içermektedir.
Öğrenci üzerinde matematiksel kazanımının sağlanması için bu tür etkinliklerden etkin bir şekilde yararlanılması, hem çocuk açısından hem de öğretmen açısından çok verim sağlayacaktır. Sayıslal dersler üzerinde ön yargıların ve korkuların, matematiğin zevkli yüzüyle birlikte ortadan kaldırılması mümkün olmaktadır.
Öğrenciler bazen farkında olmadan nice matematiksel kavram kullanarak işlem yapmaktadırlar. Özellikle hikâye, öykü ve roman kitapları çocukların temel matematik kavramlarını öğrenmesi konusunda çok etkilidir. Direkt matematiksel konular barındırmasa da nitelikli dil etkinliklerinin çocukların hem genel dil akademisi hem de matematik başarısının arttığı gözlenmektedir. Konuyla ilgili örnek vermek gerekirse kelime bilgisi daha gelişmiş olan öğrencilerin sayısal derslerde daha çok başarılı oldukları görülmüştür.
Kelime bilgisi ile sayısal dersler arasında olumlu bir ilişki bulunması, sayısal derslerinde başarılı olmak için daha yüksek düzeyde bir kelime bilgisinin gerekli olduğuna vurgu yapmaktadır. Dil bilgisi düzeyi ile sayısal ders notları arasında olumlu bir ilişkinin olması, daha karmaşık dil bilgisi yapılarını bilen öğrencilerin başarı notlarının çok daha yüksek olduğu görülmüştür. Sonuç olarak, dil yetkinliği ile başarı notları arasında ki bu ilişkinin tutarlılığı, çocukların okul başarısıyla doğrudan bağlantılı olduğu sonucu ortaya çıkarmıştır.
Sayısal dersler üzerindeki başarısızlığın en önemli nedenlerden biri ana dil dersi becerilerinin kazanım süreci ile ilgili olmasıdır. Öğrenciler üzerinde yapılan araştırmalar neticesinde Türkçe derslerinde başarılı olan öğrencilerin çoğunlukla sayısal derslerinde de olumlu etkinin olduğu görüşmüştür. Eğitim sürecinde okuma, yazma ve anlatma (yorumlama) sıralamasının etki bir şekilde sürdürülmesi diğer derslerde ki başarı düzeyini etkilemektedir.
Ortaokul düzeyindeki öğrencilerin sayısal dili kullanabilme becerilerinin düzeyi özellikle de altıncı ve yedinci sınıflarda öğrenim gören öğrencilerin sayısal dili kullanmakta zorluk yaşadığı, özellikle de yeni müfredat sisteminde öğrencilerin bazılarının bölümüne ait kavramları kullanma konusunda etkisiz olduğu sonucu çıkmıştır. Birçok öğrencinin sayısal ifadelerin şekillenmesinde, şekillerin çiziminde olumlu bir tutum sergilemesine rağmen diğer ölçütlerde aynı başarıyı gösteremedikleri literatür olarak ele alınmıştır.
Sefa Sezer
İngilizce Öğretmeni / English Teacher