Yabancı dil kapsamında İngilizce dilini anlayıp fakat konuşamamak 4 temel dil becerisi kapsamında problem olarak görülmektedir. Bunun sebepleri arasında okullarda ve kurslarda daha çok dil bilgisine ağırlık verilmesi ve konuşmanın, diyalog kurmanın, canlandırma faaliyetlerinin ve tartışmanın etkinlik olarak yer almaması düşünülmektedir. Ülkemizde İngilizce konuşabiliyor musunuz? Sorusuna birçoğumuz ‘biraz konuşabiliyorum’ diyoruz. Bir başka cevap olarak ‘alanımda sunumumu ve kişisel durumumu belirtecek kadar İngilizce konuşabiliyorum’ ifadelerini kullanıyoruz. Peki, daha akıcı şekilde ve daha iyi İngilizce konuşabilmek için neler yapabiliriz? Konuşma İngilizcemizi nasıl geliştirebiliriz? Aşağıda bireysel çalışmaya önem verip yabancı dilde dinleme, okuma, yazma ve konuşmayı arttıracak temel ipuçlarını sizlerle paylaşmak istedim.
İngilizce dilinde etkili bir şekilde anlamak ve iletişim kurmak, küresel akademik ve profesyonel alanda büyük bir rol oynamaktadır. Bazıları yazılı İngilizce ve dilbilgisi konusunda kendi yolunu bulabilirken, sözlü İngilizce tamamen farklı bir boyuttur. Akıcı İngilizce konuşabilmek için sadece gramer bilgisine değil aynı zamanda telaffuz bilgisine de sahip olmamız her alanda bizi ön planda tutacaktır.
1. Ayna karşısında Pratik Yapmak ve Canlandırmada Bulunmak
Kendimizi, ailemizi ve çevremizi tanıtmak gibi günlük olayları ele alıp daha sonra ilerleyen süreçte bu konular hakkında “speaking” açısından kendimize güven kazandırdıktan sonra daha karmaşık konulara geçiş yapmamız önem arz etmektedir. Özellikle de ses kayıt cihazları veya cep telefonlarımızı kullanarak kayıt yaptıktan sonra mutlaka kendimizi dinlememiz gerekmektedir. Kendimizi dinlediğimizde bazı kelimeleri okurken ve konuştuğumuzu dinlerken telaffuzları farklı yaptığımızı fark edeceğiz. Bu sebeple kayıtlarımızı tekrar gözden geçirirken bu kelimeleri söylerken yaptığımız hataları daha iyi görebiliriz.
2. Dil Kalıplarını, Deyimleri ve İfadeleri Geliştirmek
Bir dilde zenginliği arttıran en önemli ifadeler kelime sayısı ile birlikte deyimler, atasözler ve değişik ifade biçimlerinin varlığıdır. İngilizce öğrenme sürecinde deyim ve özlü sözleri gözden kaçırmamız gerekmektedir. Örneğin çevremizde bir arkadaşımız ile sohbet içerisindeyken arkadaşımız ‘ring a bell’ deyimini kullandığı zaman az önce söylediğiniz şeyin diğer konuşmacıya ‘bir şey hatırlatmadığını, bu konuda bir fikri olmadığını’ anlamamız gerekmektedir. Böylelikle çeşitli İngilizce deyimler kullandığımızda konuşma düzeyimize çeşitlilik kazandıracağımız kesin görünmektedir.
3. Aklımızdan Çeviri Yapmamak
Kendi dilimizde Türkçe dili olarak düşünüp bunu İngilizceye kafadan çevirmemiz zaman alan ve İngilizce düşünme sürecindeki adapteyi etkileyen bir durumdur. Bu durum aynı zamanda akıcı bir şekilde İngilizce konuşmamıza da engel olmaktadır. Bu sistemi değiştirip tamamen İngilizce düşünmemiz bizlere çok daha verim katacaktır. İlk zamanlarda zorlu bir süreç yaşayacak olsak da bunun doğal olarak gelişen bir süreç haline geldiğini ve rahatça İngilizce konuşabilmek konusunda ilerleme gösterdiğimizi gözlemlemiş olacağız
4. Her Alanda “Podcast” Dinlemek ve Eğitici Videolar İzlemek
Diyaloglarda gelişim sağlamak ve kelime dağarcığını güçlendirmek için iyice anlayabilmek açısından İngilizce konuşmalara şahit olmak çok önemlidir. Genelde teknoloji söyleşilerinin yer aldığı Podcastları dilediğiniz gibi telefonunuza indirebilir, her anda dinleme işlemlerini gerçekleştirebilirsiniz. Podcast kapsamında örnek verecek olursak British Council ve BBC, İngilizce öğrenimine yönelik çeşitli seviyelerde ve farklı konularda podcastlar sunmaktadır.
Dipnot: ”İngilizce bize gelmeyecektir, konuşabilmek için bizlerin ona gitmesi gerekir!”
5. Kelime Hazinemizi Genişleterek Her Gün Yeni Kelimeler Öğrenmek
İlerleyen süreçte her gün yeni kelimeler biriktirmek kelime dağarcığımızı geliştirmekte etkin bir yoldur. Kendimizi program yaparak hedef belirlemeli ve bu hedef günde en az yirmi kelime olarak ayarlanmalıdır. Aslında sayı vermeden bir günde kaç kelime öğrenirsek o kadar bizler için önemli olacaktır. Fakat kelime konusunda da programlı çalışmak önem arz etmektedir. Günlük alışkanlıklarınıza bağlı olarak, İngilizce haberler, şarkılar ve güncel televizyon programları yeni kelimeler öğrenmek için iyi kaynaklardır. İlgi alanlarımıza göre kullanacağımız tekniklerde kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Eğer müzik dinleme konusunda bir teknik geliştireceksek sözlerine dikkat etmeli ve bilmediğimiz kelimeleri not etmemiz gerekmektedir. Dinlediğimiz şarkılarda kurallı İngilizce yapısı, söz öbeği ve ifade yer almaktadır. bu sebeple İngilizce şarkılar, İngilizce gelişimi açısında yardımcı kaynak olabilmektedir. Aynı şeyi FluentU videolarıyla da yapabiliriz. FluentU’nun iOS ve Android cihazlar için hazırlanan mobil uygulamaları sayesinde her an her yerde İngilizce çalışmaya vakit bulabiliriz.
6. Telaffuzumuzu Uygulama Yaparak Geliştirmek
Macmillan ve Merriam gibi çevrimiçi sözlükleri kullanırken, söylenişinden emin olmadığınız sözcüklerin telaffuzlarını kontrol etmek için dışa dönük hoparlör sistemi kullanılması gerekmektedir. Dinleme bölümü için özellikle de dışarıya verilen sesin duyulması son derece fayda sağlayacaktır. İngilizce telaffuz öğrenme videolarının bulunduğu English Pronunciation Pod ve Amerikan Kültür Dili bakımından İngilizce telaffuzunu pek çok yönden öğretecek American English Pronunciation’a benzer podcast’leri de dinleyebiliriz.
7. İngilizcenin Doğal Akışını Öğrenmek
Dilde akıcılığı sağlamak gerçekten ikinci dil öğrenme sürecinde de önem arz etmektedir. İngilizcenin doğal akışını öğrenmek için şiir okurken, şarkı dinlerken ya da iyi bir komedi dizisi izlerken bağlara, kısaltmalara, vurgulara ve ritimlere dikkat etmemiz gerekir. İngilizce konusunda sağlam bir temele gelebilmek için bu beceriler konuşmaya ek katkı sunacaktır.
8. Konuşmaları Tekrarlamak
Konuşmayı tekrar etme sürecine İngilizce dilinde terim olarak “shadowing” dediğimiz bir taklit uygulamasıdır. Ana dili İngilizce olan birinin bir diyalogunu dinler ve onu taklit etmeye çalışırız.
- En sevdiğiniz altyazılı videoyu seçmeliyiz. Bir videonun izlemekten zevk alacağımız bir şey olduğundan emin olmalıyız. Programlı bir çalışma süreci için önemli bir kuraldır.
- Gerekirse defalarca dinlemeliyiz.Genel içeriği ve akışı iyice anlamak için videoyu bir kez dinleyip alt yazılarını okumamız fayda sağlayacaktır. Videoyu tekrar oynatırken, bir sonraki aşamayı tamamlamamız gerekir.
9. Kendi Kendinizle Konuşun
Bu konuda özellikle de yüksek sesle konuşmamız gerekmektedir. Kendimize;
“ “Shall we go get a glass of water?” (“Gidip bir bardak su alalım mı?”) gibi bir öneriden tutun, “I need to do a load of laundry today,” ( “Bugün bir makine çamaşır yıkamam gerek.”) gibi bir hatırlatmaya kadar her şeyi söyleyebilirsiniz.”
Buna ek alternatif olarak İngilizce kitaplarımızı sesli okumamız da bize katkı sağlayacaktır. Fakat bu alıştırma okumamızı yavaşlatabilir, ancak İngilizce konuşmamızı hızlandıracaktır.
Aynı zamanda kendimizi kayıt yaparak, kaydı dinleyebilir ve yanlış telaffuz ettiğimiz sözcükleri saptayabiliriz. Eğer mümkünse, ana dili İngilizce olan birinin kaydı dinleyip bizlere geri bildirim vermesini de sağlayabiliriz.
10. İngilizce Düşünmek
Günlük görüşmelerde İngilizce olarak söyleyeceğimiz ifadeleri düşünüp cevap vermemiz çok daha az zaman almaktadır. Böylelikle söyleyeceklerimizi kafamızda çevirmemize gerek kalmamaktadır. Bu sebeple günlük aktivitelerimizi yazmak veya İngilizce günlük tutmak, İngilizce düşünmeye başlama sürecinde temel ön hazırlıktır. Elbette yazdıklarımız hata veya kusur olacaktır fakat burada amaç, duygu ve düşüncelerimizi İngilizce olarak gittikçe daha fazla zorlanmadan ifade etmektir.
11. Bir Hikâyeyi İngilizce Olarak Yorumlamak ve Anlatmak
Basit ve temel düzeyde ele alınmış bir İngilizce hikâyeyi farklı anlatım düzeyiyle tekrar anlatabiliriz. Temelden başlayarak bir masal okuyabiliriz. Daha sonra kendi kelimelerimiz ile yorumlayıp anlatabiliriz. Bu alıştırma her durumda İngilizce iletişim becerilerimizi geliştirmemizde önemli etken olacaktır.
12. Topluluk Önünde Konuşma Etkinliklerine Katılmak
Bulunduğumuz şehirde ve ülkemizde ki birçok üniversiteler ulusal ve uluslararası tiyatrolar ve kültürel topluluklar açık münazaralar, sesli okumalar ve doğaçlama öykü anlatma buluşmaları gibi etkinlikler düzenlemektedirler. Bu yerler, benzer ilgi alanlarına ve görüşlere sahip insanlarla bir araya gelip kaynaşabileceğiniz ve İngilizce konuşma pratiği yapabileceğiniz en etkin ortamlardır.
Sefa Sezer
İngilizce Öğretmeni