Günümüzde çok sık duyduğumuz kodlama nedir, çocuklarda neleri değiştiriyor?
Neden dünya bunu konuşuyor?
Gerçekten çocuklarımızı hızla dijitalleşen dünyaya hazırlamak için erken yaşlarda kodlamayla mı tanıştırmalıyız?
Daha bir çok soru sorabiliriz bu konuyla ilgili olarak. Bire bir sınıfında uygulayan bir öğretmen olarak dönütlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Öncelikle “Kodlama nedir?”sorusunun üzerinde durmalıyız. Kodlama başka bir deyişle bilgisayar programlama bilgisayar yazılımı, uygulamaları ve web siteleri oluşturmamızı mümkün kılan şeydir. Hızla dijitalleşen dünyada hayatımızı kolaylaştıran pek çok uygulamanın sadece bize sunulanları ile yetinmeyip, onlara yenilerini eklemek, yeni dünyaya katkıda bulunmak olarak da ifade edilebilir.
Ben kodlamanın daha farklı bir tanımını yapmak istiyorum. Kodlama, özellikle küçük yaşlarda kodlamayla tanışan çocukların bir sorunu tespit etmek, onu çözmek için farklı yollar denemek, yaptığı hataları fark edip hataya geri dönerek onu çözmeye çalışmak, amacına ulaşırken harcadığı zaman konusunda kaygı duyup gereksiz adımlarda kaçınmak gibi pek çok olumlu davranışı içselleştirmelerini sağlayan bir aktiviteler bütünüdür. Bu yolculuğun sonunda çocuk kendine ait bir ürünü kucaklayarak ödüllendirilir. Teknoloji ile çok erken yaşlarda kullanıcı olarak tanışan çocukların kullandıkları hazır ürünlerin yerine kendi arzu ettikleri ürünlere doğru adım atmalarının önemini sanırım hiç birimiz yadsıyamayız.
Yine yaptığım çalışmalar sonucunda çocukların derslerindeki olumlu başarıları da beni çok etkiledi. Matematik dersinde soruyu anlayan, verilenlerin neden verildiğini sorgulayan, problemlere farklı gözle bakmaya başlayan, birden fazla çözüm üzerine yoğunlaşan, hatalarını tespit edip çözebilen, en efektif yöntemi çözüm olarak kabul eden bir gruba dönüşmeye başladı öğrencilerim. Bu durum sadece matematik dersini değil diğer derslerini ve kişisel ilişkilerini de olumlu etkileme başladığında haftada bir iki saat uyguladığımız kodlama derslerimizi artırma kararı aldım. Daha enteresan olan ise her öğrencinin bu çalışmalara aynı heyecanla katılmasıydı. Biz eğitimcilerin “Çocuk mutluysa, zevk alıyorsa öğrenir.” tezinin sanırım vücut bulduğu durumlardan biriydi kodlama.
Öğrencilerimle vedalaşıp onları ortaokula gönderdiğimde şunu gördüm ki onlar bu düşünme tarzını yanlarına alıp gitmişlerdi. İçselleştirdikleri yeni düşünme tarzlarıyla onlardan çok güzel haberler aldım. Artık emindim herkes erken yaşlarda kodlama ile tanışmalıydı.