1. Anasayfa
  2. Değerlendirmeler

O Emira, Ya Sen?

Hayatında neredesin, ne hissediyorsun ve dahası... Dön bir bak.

O Emira, Ya Sen?
0

Sevgili okuyucular merhaba nasılsınız?

Aaa yok yok ne kadar resmi ve soğuk. Çok sevdiğim bir merhaba olmadı, yazı diliyle de olsa hissettirmeliyiz hadi ‘‘meeeerrrr-haaa-baaaa’’ :) Ben iyiyim ve biraz heyecanlıyım. Siz? Neden mi? Çoook uzun zamandır bir yerlere notlar alıyorum ya da zihnimin klasörlerine konu başlıkları, örnek durumları depoluyorum ama yazıya dökemiyorum.

9 Mayıs 2021 de yazmışım 9. yazımı. TAM 27 AY! Korkunç. Ama korkulacak bir şey kalmadı. Çünkü bilinmezlik dağıldı. Nedenini, nedenlerini buldum. Mükemmeliyetçi bir yapım olduğu için yazılmamış konuları yazmak istemişim ve bir bakmışım düğümleniyorum, eledikçe tükeniyorum. Oysaki sen o konu hakkında yazan 1000. kişi de olsan ‘o senin yazın, senin ifadelerin, senin bakış açın ve senin okuyucuların’ dedim. ‘Aynı konuyu yaz, bu kadar da ince eleyip sık dokuma Emira, bırak’ dedim kendime. Yoksa sen kaybedeceksin. Sevdiğin şeyi yapamayarak kaybedeceksin. Zihninin seni ele geçirmesine izin verme. Bunu 27 aydır ancak çözümleyebildim ve sonuca bağlayabildim. Ya hiç çözemeseydim, düşünmek bile istemiyorum öyle körü körüne kaldığımı.

Yukarda yazdıklarım bu konuda son çözümlemem oldu. Ondan öncesinde konu bulamıyorum, herkesin yazdığını yazmak istemiyorum, sınırlara katlanamıyorum (aaayyy bu konu, bu konu bende nelere mal oldu anlatamam, sınıftaki panoları bile söktürmek istedim de izin vermediler :) ) şu kadar kelime olmalı, bu formatta olmalı… vs. Oysaki sadece yazmak istiyorum. Yazmak, Word üzerinden anne babalar, meslektaşlar, okuyan tüm insanlarla sohbet etmek istiyorum. Bunu bu kadar biçimlendirmek zorunda mıyız diyerek tepki oluşturdum. Oluşturduğum tepki çözüme gitmek yerine yine benim kaçış bahanem oldu. Bu sefer de etki-tepki üzerine bir düşünüş başladı.

Hayatındaki olaylara –kendine- tepki misin etki misin, hangisi için ne yapıyorsun, hangisini ne zaman tercih etmişsin, tercihin sonucunda ne hissetmişsin… vs. bunlara cevap vermek ve hayatının her alanında sınır kavramını düzenlemek… Bu paragrafta bahsettiğim takıldığım sınırlama en basitiydi ama ona bile tahammülüm yoktu bir aralar. :) Sınırlar ve etki- tepki kavramları bu da ayrı bir bağlantılı konu. Sınıflarımızdan örnekler vereceğim ama başka bir yazıda. Hemen tüketmemek lazım değil mi ama. :) Tüketmekten önce dağılmamak lazım, konu şu an benim sürecim. Ve belki bu sayede sizin kendi hayatınıza bir göz gezdireceğiniz, bir düşüneceğiniz an.

İşte tam da yukarda kullandığım kelime: dağıldım. Sınıfa girip çıkmaktan ve yazı yazmaktan ibaret değil ki sorumluluklarım. Kaldı ki zaten sınıfa girip çıkmak başlı başına büyük bir olay. Oradaki çocuklarla, ebeveynleriyle, onların içinde kendinle, etkinliklerinle, sınıf içindeki partnerin ile ilgilenmek. Sınıf, okul, kendi hayatın, sevdiğin ama incelikle ilgilenmeni gerektiren (etkinlik yazımı, uygulaması, sosyal medyadan bunların faydalı olacak şekilde paylaşımı, kendine ait defterini devam ettirme, kitap okuma, ilişkiler, blog yazısı… vs.) alanlar derken bir baktım ki Emira ne kendine faydalı oluyor ne yaptığı şeylerin hakkını vererek yapıyor. Evet, 2 elim 10 parmağım var. Düzenli olsam hepsini yapar mıyım, istediğim şekilde hepsini yaparım. Ama dağılırsan sadece birini bile ele almakta zorlanırsın. Sen ne kadar düzenlemeye çalışsan da rutinlerini oluştursan da bazen dağılıyorsun işte.

Dağıldığım dönemde ilk önce basit şikayetler ile başladım. Bu şikayet etmek ne demek bakalım bir hadi. Sınıfta da böyle yapıyoruz, hep kullandığımız kelimelerin ama aslında bilmediğimiz anlamları var. Çocuklar bunu fark etsin istiyorum. Buna da sonra değinelim. Sizlerin huzurunda yeni yazıların yeni notlarını alıyorum. :) Hadi dağılma Emira kelimenin anlamına dön.

Şikayet etmek;

1-sızlanmak, yakınmak

2-bir görevlinin yaptığı yanlış bir işi ya da davranışı daha üst makamlara bildirmek

Bu meşhur kelimemizin 1. anlamından bahsediyorum ben. Yakınmak, sızlanmak, şikayet etmek hiç huyum değildir. Bilen biliyor zaten. Ama aradan biraz zaman geçti ve şikayet ettiğimi fark ettim. Sohbet esnasında bir an durdum. Ben şikayet mi ediyorum, dedim. O beni bilenlere de kızdım bir süre. Neden uyarmıyorlar, ne oluyor sana demiyorlar dedim.

Aslında kendime kızıyordum ve kızgınlığım dağılıyordu, yanlış yapıyordum. Onlar zaten beni her koşulda dinleyerek kendi kendime fark etmemi sağladılar. İlk düğümlerim atıldığında bir durgunluk geldi. Yorulmuştum. Ve o yorulduğum süreçte şikayet ediyorsam problem var ve bu problem/ problemler ne diye sordum kendime. Madem düğümlendi, o düğümleri açacaksın. Çünkü sen Emira’sın. Ve düğümlerinle yaşayamazsın. Yaşamaya çalışırsan solarsın. Benim ismimin olduğu yeri kendi isminizle tekrar okuyun lütfen.

Hatırlıyorum da 2 sene velim olan Göksu hanım 2.sene bana dediki ‘‘Emira hanım fotoğraflara bakıyorum da gözleriniz geçen sene gibi değil, sizi üzen bir şeyler mi var’’. O dönem uzuun uzuun baktım kendi fotoğraflarıma. Şikayet eden insanlarla iletişimim oldukça azdır çünkü onlar da enerjimi düğümler ve buna pek izin vermem. Ama şikayet eden ben olunca kendimle mi ilgilenmiyorum dedim. Neler oluyor, hayatında senin istediğini sanıp ama istemediğin neler var, neyi nerede unuttun…

Emira nerdesin?

Ve neyden korkuyorsun?

İşte kocaman bir soru işaretinin gümbür gümbür hayatımın ortasına düştüğü o vaktin üzerinden 27 ay geçmiş. Hatta biraz daha fazla geçmiş olabilir çünkü bir de bunun sinsice geliş dönemi var. :)  Bu yazı ne zaman yayınlanır bilmiyorum ama bu yazı takvimde 27 Temmuz’a, kendi 27 yılıma, hayatımın en güzel dostu olan İncimin 27 ayının dizlerine yatırdığım zamana gelsin.

Göksu hanıma, yanımda olan beni dinleyen tüm arkadaş ve dostlarıma, İncime ve kendime teşekkür ederim. :)

Daha yazarım da şimdilik bu kadar. :) Umarım perdelerinizi açmaya aralamaya ya da açmaya etkisi olur.

Aaa bitirmeden şunu da ekleyeyim. Şikayet etmek kelimesinin 2.anlamını ise yapıyorum ve sizlerde yapın. Usulünce, hakkınızı ve kendi emeklerinizi koruyun. Baktınız olmuyor, düzelmiyor. O zaman bırakın ve gidin. Ama işte senin gibi…. diye başlayan cümleleri duyuyorum bak yine. Biliyorum hepimizin hayatı, sorumluluğu, yaşı farklı. Ama sizde bilin ve unutmayın birazcık cesaret ve konfor alanının dışına çıkmayı göze alabilirsen yaparsın. Tercihlerin senin elindedir. Kendini seçtiğin yolda, kaybettiğini sandığın hiçbir şey aslında kayıp değildir, diye bir söz okumuştum.

Bunlar uzun konular.

Bay bay :)

Facebook Yorumları

Sevmeyi seven :)

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.