Evet 2020 Mart ayında hayatımızın tam ortasına yerleşen pandemiden uzunca bir süreden sonra kurtulmamıza çok az kaldı.
Okullarımız da tüm kurumlar ve insanlar gibi bu salgına çok hazırlıksız yakalandı maalesef.
Bir açıldık bir kapandık,biraz okulda biraz bilgisayar başında bazen tamamen bilgisayar başında yaklaşık 2 yıl süren bu salgınla deniz ortasında fırtınaya yakalanmış bir filika gibi mücadele ettik. Artık limana yaklaşmak üzereyiz.
Bu fırtınadan sonra acaba filikamız (okul-öğrenci-veli) ne durumdayız bir hasar tespiti yapmamız gerekiyor.
Pandemi sürecinde aslında hepimiz bir şeyleri fark ettik bu da okulların bizim eğitim sistemimizin kalbi olduğudur.
Uzaktan yapılan eğitim öğretim süreçlerinin öğrencilere öğretmenlere ve velilere uygun olmadığı en azından bizim toplumumuzun bu ani değişime adapte olmasının çok zor olduğu gün yüzüne çıkmıştır.
Öğrencilerimizin belirli bir kısmının teknolojik alt yapıya ulaşamaması, ulaşan öğrencilerin sürekli ekran karşısında pasif olarak kalması, öğretmenlerimizin uzaktan eğitim bilgisinin yetersiz olması, bakanlığın uygulamalarının değişkenlik göstermesi bu süreçte eğitim paydaşlarını çok olumsuz etkiledi ne yazık ki.
Öğrencilerimiz 2005 yılında uygulanmaya başlanan yapılandırmacı yaklaşım eğitim öğretim sistemimizde öğrenciyi merkeze anlayan bir model olsa da öğrencilerimizin bu modelden anladıkları öğretmenlerimizin bu modeli uygulamadaki eksiklikleri öğrencilerimizi maalesef çok hazırcılığa yöneltti. Pandemi de bu işin tuzu biberi oldu.
Peki pandemi süreci bitti sayılır,öğrencilerimizde durum nedir?
Bir öğretmen bir okul yöneticisi olarak pandemi sonrasında öğrencilerde gözlemlediğim durumlar şöyledir;
*Okul disiplininden uzaklaşma
*Küfür ve kötü söz kullanımında artış
*Akran zorbalığında artış
*Derse odaklanamama problemi
*Sorumluluk almaktan kaçınma problemi
*Okulda kullanılan defter,kitap gibi malzemelerin kullanımında yaşanan problemler.
*Sürekli görsel-işitsel araçlarla ders işlenmesi talebi
*Ödev yapmama problemi
*Öğretmenlere saygısızlık problemi
*Kılık Kıyafet özensizliği problemi
*Okuma yazma konusunda geri kalmışlık problemi
*Sosyal medya kullanımda artış problemi
Bir çırpıda pandemi sonunda okulda karşılaştığımız problemleri sıralayabildim. Özellikle okul disiplininden iki sene boyunca uzak kalmış çocuklarda akran zorbalığı, ödev yapmama alışkanlığı, öğretmenlere saygısızlık problemi, kılık kıyafet özensizliği problemi almış başını gitmiş vazieyette maalesef. Öğretmenlerin en büyük şikayetleri maalesef bu başlıklardan geliyor.
Sürekli hazır olarak bilgiye ulaşmayı alışkanlık haline getiren öğrenciler bu süreçte sorumluluk almaktan kaçınır hale gelmişler, defter kitap kullanımı son derece azalmış öğrencilerin okuma ve yazma hızları çok düşmüş öğretmenlerin derslerde vermek istedikleri maalesef ders saatlerinde yetişmez hale gelmiş durumda.
Ders esnasında odaklanma problemi öğrencilerin uzaktan eğitim sürecinde bilgisayar ses ve kamerasını kapatıp başka işlerle uğraşmasının bize bir miras olmuş. Öğrenciye sırada oturup ders dinlemek, not almak zulüm haline gelmiş durumda.
Pandemi sürecinde sosyal medyada geçen kontrolden uzak sürenin artması öğrencilerin küfür ve kötü söz kelime haznesini maalesef arttırmış ve bu kötü söz ve küfürleri her ortamda maalesef çok rahat kullanıyorlar ve kız erkek ayrımı yapmadan tüm öğrencilerimiz bu küfürleri biliyor ve kullanıyor.
Filikayı karaya yanaştırdık hasar tespiti yaptık sonuç olarak öğrencilerimizde gözlemlediğim sorunları yukarıda belirttim tabii ki bu sorunlar çözümsüz değil hepsinin üstesinden gelebiliriz. Bu süreçte öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin elinde sihirli değnek yok bu sebeple pandemi süresince okulun öğretmenin değerini daha iyi anladığını düşündüğümüz velilerimizin de bizimle beraber bu işi sahiplenmesini öğrencilerimizde meydana gelen bu hasarların onarımında bizimle birlikte olmalarını temenni ediyor ve bekliyoruz.
Unutmayalım ki çocuklarımız en değerlilerimiz, değerlilerimize hep beraber sahip çıkalım.
Sevgiyle kalın.