Aileler, öğretmenlerin bir silahşör olarak kendi yerlerine de kahramanlık yapmasını beklemek yerine öğretmenle kuracakları işbirliği ve paylaşımla birlikte başarı için gayret göstermelidir.
Birçok anne-baba başarılı olduğunu duydukları, komşunun ya da bir akrabanın çocuğunun gittiği okula çocuğunu kayıt ettirmek istemektedir. Çünkü okulun ve öğretmenin gücüne ve önemine inanmış olduklarını varsaymak hoşumuza gitse de tek başına okulun ve öğretmenin yeterli olamayacağını ifade etmek gerekir. Çünkü ilgisiz bir öğrencinin kafasına bilgileri doğrudan yükleyecek bir teknoloji henüz keşfedilmediğinden olsa gerek bu seçeneği unutuyoruz. Peki, gerçekten okul ve öğretmen seçimi bu kadar önemli mi? Çocukların ders çalışma alışkanlıklarına katkı sağlıyor mu? Öğrenci tutum ve davranışlarına olumlu yönde bir etkisi oluyor mu? Bütün bu sorulara evet ya da hayır vermek mevcut durumda mümkün görünmemektedir. Nedenlerine hep birlikte bakalım.
Milli Eğitim Bakanlığı okul ve öğretmen seçimi konusunda kısıtlayıcı bir kriter koymamıştır. Yani her öğretmen her okulda çalışabilir. İyi olduğunu düşündüğünüz bir öğretmen her okulda karşımıza çıkabilir. Bütün öğretmenlerimizin iyi olduğunu varsaymakla beraber belki iletişim ve mesleki becerileri ile öne çıkmış olanlar daha çok tercih edilmek istenmektedir. Bu diğerlerinin kötü öğretmen olduğunu değil de sadece kendini anlatmakta diğerleri kadar mahir! olamadığı anlamına gelebilir. Ya da gerçekten bazı insanlar mesleğinde çok iyi olabilir. Bu böyleyse böyle ifade etmek daha gerçekçi ve doğru bir tutum olacaktır. Çocuğunuz gayretli ve başarılı ise her okulda bu başarıyı gösterebilecek potansiyele sahiptir. Eğer çocuğunuz okula ilgili değilse aile de okula ve derslere yardımcı olmayıp çocukla ilgilenmiyorsa en iyi olduğunu düşündüğünüz okula da gitse başarılı olamayacaktır. Bu nedenle çocuğunuzun uyum ve ulaşım problemlerini dikkate almadan sadece okul etiketine göre hareket etmek yıl içinde çocuk için zor olacaktır.
Okul önemli bir sosyal ortamdır, öğretmen de iyi bir rol model olabilir. Fakat iyi bir okul veya öğretmenin bütün sorunları çözen sihirli bir gücü yoktur. Öğrencinin başarısında öğretmenin tek başına gayreti ve fedakarlığı ilkokulda etkili olabilirken, ortaokulda bu rolü daha azdır. Çünkü çocuk için öğretmenden başka rol modeller vardır. Cep telefonu, internet oyunları bugün onların hayatında daha fazla yer bulmakta ve onları yönlendirmektedir. Bütün bunların yanında ailenin de yeterli desteği vermediği bir öğretmen, sorunlarla baş etmekte zorlanacaktır. Aileler öğretmenleri bir silahşör olarak kendi yerlerine de kahramanlık yapmasını beklemek yerine öğretmenle kuracakları işbirliği ve paylaşımla birlikte başarı için gayret göstermelidir. Öğretmenlerimiz ilk adımı attığında veliler de onu destekleyici bir tutum izlediğinde öğretmenin motivasyon ve gayreti artacaktır. Her soruna yetişeceğini düşündüğümüz bir silahşör aramak yerine eğiten ve öğreten, değerleri aktaran, geliştiren ve büyüten bir öğretmen beklentisi yeterli olacaktır.
Öğretmen ve aile, çocukların başarılı olmasını beklerken başarıya endeksli bir yaklaşımdan önce sevgi, saygı ve güven duygusu oluşturmalıdır. Çocuk başarıya endeksli bir sevgi ve kabulü çabucak hisseder ve şartlı sevgi güveni zedeleyecektir. Aileler not ve başarı beklentisini ikinci planda tutarak çocuklarının derslere katılmasını ve çalışmasını sağlamaları önemli bir adım olacaktır. Okullar çocukları duvarları arasına almayı kabul ettiğinde onları geleceğe hazırlamayı da kabul etmiş sayılırlar. (Elias) Elias’ın ifadesi sadece okulların sadece ders başarısı için değil, diğer gelişim alanlarında da çocuklara destek olarak onları geleceğe hazırlaması gerektiğini belirtir. Çünkü okul sadece derslerin öğrenildiği, öğretmenin ders anlattığı bir ortam değildir. Aile eğitimi sonrası yalnız katıldığımız ilk farklı sosyal bir ortamdır. Orada hayatın gerçekleriyle saçımızın rengi, gözlüğümüz, boyumuzun kısa ya da uzun oluşu, ismimizin alay konusu olabilecek yönüyle hep orada yüzleşiriz. Başkalarının bizi sevme ve bize ilgi gösterme konusunda annemiz babamız kadar cömert olmadıklarını da okulda öğreniriz.
Bunlar bizi üzerken, ilk arkadaşlarımız, paylaşmayı, sevgi ve saygıyı, bize tatlı sert davranan bir öğretmen hepsi hayatımızda önemli etkileri olan yaşantılardır. Bu nedenle okullar, başarının yanında sosyalleşmenin, uyum sağlamanın, iletişim becerilerinin gelişmesi gibi birçok gelişim alanında bireyi destekleyen en önemli yerlerdir. Bu bilgiler ışında okula uyum sağlamış, ilgi gösteren öğrenciler, aileden ve okuldan da yeterli desteği alabildiğinde başarılı olabileceklerdir. Başarı kendiliğinden tesadüfi gelen bir netice değildir. Başarı çocuğun çabasının yanında okul ve ailenin de destek olmasıyla gelen bir sonuçtur. Başarı yolunda psikolojik destek de günümüzün olmazsa olmazıdır. Çocuğunuzun varsa ailevi, kişisel ya da sosyal sorunları zihnini meşgul ettiğinden, onları üzdüğünden ve engellenmişliğe neden olduğundan mutlaka psikolojik yardım alınmalıdır. Hem bu sorunlarla baş etmede profesyonel bir yardım almış olmaları hem de verimli ve planlı çalışma alışkanlığı kazanma sürecinde psikolojik desteğin katkısı çok önemlidir.
Okul ve öğretmen arayışına girerken, en iyi okul eve en yakın okuldur anlayışını yabana atmamak gerekmektedir. Mutlaka farklı özellikleriyle ön plana çıkmış okullar vardır ama çocuklarımızın potansiyel ve becerilerini geliştirmede istekli olup olmadıkları da çok önemlidir. Elbette ailenin katkısı, çocukların gayreti ve öğretmenlerin tutumu, her üçü de başarıda olmazsa olmaz önemli unsurlardandır.