Çocukluk döneminde yaşanan deneyimler çocuğun ilerleyen yaşamında kişilik yapısının temelini atar. Bağımlı kişilik yapısı bireyin sürekli olarak başkalarına ihtiyaç duyduğu, kendi başına karar vermede zorlandığı ve başkalarının desteği olmadan işleri yürütme yeteneğinden yoksun olduğu durumu ifade eder. Bu yapının temelleri çoğu zaman erken çocukluk döneminde atılır.
Çocukluk döneminde bağımlı kişilik yapısının gelişiminin arkasında birçok neden bulunur. Ebeveynlerin çocuklarına karşı aşırı koruyucu ve kontrol edici tutum sergilemeleri çocuğun bağımsızlık kazanmasını engeller. Çocuğa sürekli olarak ne yapması gerektiği söylenirse çocuk kendi başına karar verme yeteneğini geliştiremez. Çocuğun her ihtiyacı karşılandığında ve sorunları sürekli olarak ebeveynleri tarafından çözüldüğünde çocuk kendi sorunlarını kendi başına çözme yeteneğini kazanamaz.
Bağımlı kişilik yapısı çocuğun sosyal becerilerinin gelişimini de olumsuz etkileyebilir. Bağımlı bireyler sosyal ortamlarda daha çekingen olabilirler ve başkalarıyla ilişki kurmada zorluk yaşayabilirler. Bu durum ilerleyen yaşlarda özsaygı eksikliği, sosyal anksiyete ve depresyon gibi sorunlara yol açabilir. Çocukluk döneminde bağımlı kişilik yapısının gelişimini engellemek için ebeveynlere büyük bir sorumluluk düşer. Ebeveynler, çocuklarına bağımsızlık kazandırma fırsatı vermelidir. Çocukların kendi kararlarını almalarına ve kendi sorunlarını çözmelerine izin vererek onlara özgüven kazandırmalıdırlar. Uygulama çocuğun sağlıklı kişilik yapısına sahip olmasına destek sağlar.
Bağımlılık şeması bireylerin yaşamlarında karşılaştıkları sorunları aşmak veya duygusal boşlukları doldurmak için maddeye veya bir davranışa sürekli olarak başvurdukları bir düşünce ve davranış modeline denir. Bu şema bireyin yaşamındaki olumsuz olaylar veya travmatik deneyimler nedeniyle oluşabilir. Bağımlılık şemasına sahip bireyler genellikle kısa vadeli rahatlama ve tatmin arayışıyla uzun vadeli sonuçları göz ardı ederler.
Bağımlılık Şemasına Sahip Bireylerin Ortak Özellikleri:
- Bağımlılık şemasına sahip bireyler duygusal ya da psikolojik acılarından kaçmak için belirli bir davranışa yönelirler.
- Bireyler genellikle kendilerine olan güvenleri düşük olup değersizlik hissine sıkça kapılırlar.
- Hayatta başarısız olduklarına veya başkaları kadar iyi olmadıklarına dair sürekli hissiyat taşırlar.
- Kendi fiziksel ve kişisel özelliklerini olumsuz şekilde değerlendirme eğilimindedirler.
- İçlerinde sürekli boşluk veya tatminsizlik hissi yaşarlar.
Bağımlılık Şemasının Terapisi:
- Terapi sürecinin ilk adımı bireyin bağımlılık şemasının farkına varmasını sağlamaktır.
- Bireyin bağımlılığın altında yatan duygusal sorunlarına odaklanması ve bu sorunları anlaması teşvik edilir.
- Bireyin olumsuz düşünce kalıplarını tanımlayıp bu kalıpları değiştirmesine yardımcı olur.
- Bireyin şimdiki anı yaşaması ve içsel deneyimlerine dikkat etmesi teşvik edilir.
- Bireyin erken yaşamındaki travmatik deneyimleri ve bağlanma sorunları üzerine çalışılır.
- Bireyin benzer sorunları yaşayan diğer bireylerle bir araya gelerek deneyimlerini paylaşması ve destek alması teşvik edilir.
Bağımlılık şeması karmaşık ve çok boyutlu ilerler. Bu şemayı aşmak için bireye özel, bütünsel ve multidisipliner bir yaklaşım gereklidir. Etkili terapi süreci bireyin bu şemayı aşmasına ve daha sağlıklı düşünce ve davranış kalıpları geliştirmesine yardımcı olabilir.