1. Anasayfa
  2. Bilgi Bankası

Beklentilerin Kesişiminde Din Eğitimi

Beklentilerin Kesişiminde Din Eğitimi
0

Din eğitimi ve öğretimi kendisinden sadece tek bir amacın ve hedefin beklenildiği bir alan olmamıştır hiçbir zaman. Bu durum din eğitimine konu olan dinin farklı algılanışlarından da kaynaklanmaktadır diyebiliriz. Çünkü din; kimisi için ahlaklı olmada bir yol gösterici, kimisi için yaşadığı topluma uyum sağlamada bir kültürlenme, kimisi için iç huzuru sağlamada bir vasıta, kimisi için de ahirete yatırım yapmak hatta bazıları için dünyevi menfaatleri elde etmede bir araç konumunda olmuştur. Haliyle din eğitimi veren kurum ve kişilerden de verdikleri eğitimi bu amaçlar doğrultusunda planlayıp aktarmaları beklentisi doğmuştur. Bununla birlikte dinin kendi özünde de bir amacı ve buna göre veriliş yöntemleri bulunmaktadır ki o da; doğru bilgiyi doğru yöntemlerle sırf Allah rızası için öğretebilmektir, diyebiliriz.

Ben bu yazımda din eğitimi veren diğer kurum ve kuruluşları bir tarafa bırakarak sadece okullarda verilen “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” derslerinden hareketle konuyu değerlendirmek istiyorum. Yalnız, baştan söylemek gerekir ki bu dersin tek bir ortamda dahi verilmiş olması ondan tek bir beklentinin olmadığını bize göstermektedir.

Ezcümle; başta öğrenciler arasında dahi din dersinden beklentilerin farklı olduğu bir realitedir. Kimisi din dersini sadece notunun yüksek olması için dinlerken kimisi aklını karıştıran soruların cevabını bulabileceğini ümit etmekte hatta bazılarında da fikirlerini tartışıp haklı çıkmak istediği bir açık oturum yapma beklentisi oluşmaktadır. Bunun yanında idareciler de bu dersten tıp ki diğer sınav dersleri gibi hem okul başarısının yüksek olmasını beklemekte hem de merkezi sınavlarda net ortalamalarının yüksek olmasını istemektedirler. Tabi velileri de unutmamak gerekir. Onlar da bu dersin diğer derslere göre kolay olduğunu düşünüp ve öğrencinin bir miktar aileden de temel aldığını hesaplayarak bu dersin notunun mutlaka yüksek gelmesi gerektiğini zannetmektedir. Kimisi de -özellikle öğrencisini İmam- Hatip okulları gibi dini eğitimin ağırlıklı olduğu kurumlarda okutanlar- evladının çok terbiyeli ve edepli bir hâl almasını beklemektedirler.

Peki, bu eğitimi veren öğretmen bu dersten ne beklemektedir? Bu dersin çıktısı olarak verimli olduğunu ve başarıyı yakaladığını hangi kritere göre ölçecektir? Öğrencilerinin müfredat dışı sorularını tatminkâr bir şekilde cevaplayabilmesi mi, sınavlarda başarı oranını yükseltmesi mi, yoksa bazı davranış bozukluklarını giderip yerlerine güzel ahlaklar koyabilmesi midir onun için başarı?

Ben bu makalemde sadece bir durum değerlendirmesi yapmak istedim. Hal-i pürmelâlimizi ortaya koymaktı amacım. Elbette her öğretmenimizin bu durum karşısında uyguladığı yöntem ve teknikler vardır. Haftada iki ders gibi kısa bir zamanda, yetiştirilmesi gereken bir müfredat çerçevesinde ve resmi sınırlılıklar karşısında bu kadar beklentiyi karşılayabilmek elbet de kolay olmayacaktır. Ama bu beklentilerin sadece birini ele alıp diğerlerini göz ardı etmek de doğru değildir elbet.

Peki, ne yapılabilir diye sesli bir şekilde düşünmek gerekirse; âcizane benim bu durum karşısındaki tavrım şudur diyebilirim: Din eğitimini genel ve resmi amaçlar yani müfredatı işleyip sınav başarılarını yüksek tutma şeklinde tasarlayıp planladıktan sonra gelebilecek soruları önceden tahmin edip müfredatın ilgili yerlerine yerleştirerek vermeye çalışmak şeklindedir. Eğer tahminimizin dışında sorulan soruların cevapları çok uzun ve tartışmaya açık ise ya dersten ayrı bir zamanda kişisel olarak görüşme planlamak ya da sosyal iletişim araçları ile cevaplarla alakalı yönlendirmeler yapıp doküman paylaşmak olmaktadır. Ahlaki noktada velilerin beklentilerini karşılamak sadece bizim tek başımıza muvaffak olabileceğimiz bir hedef olmamakla birlikte istekli öğrenciler ve veli işbirliği çerçevesinde özel alaka ile bir miktar yol kat edilebileceğine inanıyorum ki bunu başarabilen öğretmenlerimiz bu noktada bize ümit vermektedir.

Elhasıl dersimizin tek bir amacı ve konusu varmış gibi gözükse de diğer derslerin içerisinde belki kendisinden farklı çok şey beklenen tek derstir diyebilirim. Biz bu dersin öğretmenlerinin tavrı ise bu türlü beklentilerin farkında olarak fıtratımıza, yeteneklerimize ve birikimlerimize göre davranmak ve en nihayetinde baş amacımız olan doğru bilgiyi doğru bir şekilde Allah rızası amacıyla vermek olmalıdır vesselam…

                                                                                                                                              Mehmet BİLEN

Facebook Yorumları

1988 yılında Eskişehir’in Sarıcakaya ilçesinde doğdu. İlköğretimi ilçesinde ortaöğretimi ise Eskişehir Fadime Sarar Anadolu İmam-Hatip Lisesi’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi HAYEF Eğitim Fakültesi’nden 2010 yılında mezun oldu. Aynı yıl atanarak İstanbul, Siirt/Pervari ve Eskişehir’de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği yaptı ve halen Eskişehir’de aktif olarak görevine devam etmektedir. İkinci lisans olarak açıktan ve uzaktan ilahiyat/ilitam eğitimi alarak 2018 yılında Ankara İlahiyat Fakültesi’ni de bitiren yazar, haber ve eğitim sitelerinde köşe yazarlığı yapmakta ayrıca kitaplar için editörlük ile tashih çalışmaları yürütmektedir. Yazar evli ve iki çocuk babasıdır.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir
Güneş Görken

Yorumunuz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.