Yazımızın başlığı ile yazıya giriş yaparsak öncelikle bilinç evreni ile neyi kastettiğimizi belirtmemizde yarar olacaktır. Baktığımız zaman çok derin kapsamlara sahip olan bilinç evreninde bizim görebildiğimiz kendi farkındalıklarımızla sınırlı olacaktır. Belki de bir başka okuyucunun farkındalıkları farklı olduğundan bilinç evreni de farklı bir kapsamda olacaktır. Burada bilinç evreni teriminde kendi farkındalıklarım olsa da aslında bu farkındalıkları bir başkasının farkındalıklarına borçluyum.
Peki eğitim bu bilinç evrenine nasıl hitap eder? Yine burada kendi eğitim kapsamımda ve yarattığım eğitim kapsamında deneyimlerim bu bilinç evreninin kapsamını çizecektir. Eğer biz öğretmenler olarak bir şeylerin farkında isek diğerinin bilinç everenini geliştirmeye yönelik çalışmalar yaparız. Eğer öğrencilerimize bir farkındalık yaratabilirsek onların bilinç evreni kapsamına dahil olabiliriz. Öğrenci ve öğretmen otomatik eksende hayatına devam edip ezberci bir anlayışla hareket edebilir.
Burada bir farkındalık yaşanmadığında bilinç evrenindeki sorunlar bir süre sonra patlayacaktır. Yani gerek sınıfta gerek okulda ya da ülkenin eğitim sisteminde kırılma noktaları yaşanacaktır. Ayrıca biz öğretmenlerin ve öğrencilerin görüş açıları kapsamında açılımlar yaşayabiliriz. Yani biz bu patlamaları konuşmalıyız. Konuşmazsak bilinç evrenlerimizde bulunan düşünce katmanlarını ilerletemeyiz. Ve ileri bir bakış açısı yakalamak mümkün olmaz. Örneğin aile içi eğitime bakış açısı artık günümüzde oldukça değişmiş durumdadır.
Önceden günümüzde eleştirdiğimiz eti senin kemiği benim anlayışı var iken bugün bir öğrenciye herhangi bir nedenle bir sorumluluk yüklemek pek mümkün olamamaktadır. Bunun ailevi, sosyal, toplumsal nedenlerine baktığımızda ise artık çocuk gelişim sürecinin geçmişe göre olmadığı görülür. Ve bazen demokratik aile yapısını da reddederek sorumsuz bir çocuk yetiştirme anlayışının gündemde olduğu görülebilir. Ve yine genellikle çocuğumuza sorumluluk verme konusunda eksik kaldığımızı görebilme yetisine sahip değiliz. Yani kendi bilinç evrenimizi tanımadığımız için başkasının bilinç evreninde bir farkındalık yaratmamız mümkün olmamakta.
Biz öğretmenler olarak kendi bilinç evrenimizle çalışmalar yapmak için kendimizi yenilemeye aday olmalıyız. Elbette bunun yansımaları öğrenciye geçecektir. Elbette öğretmenler olarak buna adayız. Yani ben kendi farkındalıklarımı fark edip zihnimle çalışmaya başladığımda ya da kendimi gözlemlemeyi rutin haline getirdiğimde kendimle ilgili birçok şeyi fark etmiş olurum. Belki de öğrenciyi sadece ders sırasında konuşup konuşmamasına göre değil farklı yönlerden gözlemleye başlamalıyım. Takip ettiğimde belki de onunla ilgili ders dışı birçok konuda fikir sahibi olurum. Bu farkındalıklar attıkça öğrenci öğretmenin karşılıklı bilinç evrenlerinde çoğunlukla güzel gelişmeler olacaktır.
Böylece bilinçdışımdan bilincime taşıdığım sabit kodlamalardan kurtulup farklı bakış açılarıyla öğrenciye yaklaşma şansım olur. Böylece ezberden otomatikten çıkıp başka düşünce katmanlarında dolaşma şansım da olur. Eğer ben bu çalışmaları eğitimde en küçük kademeden başlatıp en üst kademeye taşırsam belki de okul evreninde yer bulacaktır. Böylece diğer öğrenci ve öğretmenler arasında da konuşma yoluyla gündeme aldığım konularda tartışma imkânı bulurum. Baktığımızda son zamanlarda sokaktaki şiddetin okula taşındığını tartışabiliriz. Sabit bakış açıları yerine aklı mantığı işleterek çözüm yolu yakalamayı sağlayabiliriz. Burada belki de okul başlamadan önce ve eğitim öğretim sırasında velilere eğitimcilere öğrencilere yönelik kişisel gelişim eğitimleri düzenlenebilir. Ve çözüm yolu yaratmada adımlar atabiliriz.
Benim burada tanımlamaya çalıştığım bilinç evreni kapsamında gerçeklik olarak aktardığım her şey bilince hizmet eder. O zaman burada aktardıklarım okunup üzerinde çalışıldığında bilinç evrenimde yeni açılımlar olabilir. Bilinçdışıda bilincin ötesine bakınca bizim kendimizle yaptığımız çalışmalardan zihin yoluyla gerçeğe dönüştürdüğümüz bir alanı kapsamaktadır. Yani bizim gerçek olarak gördüğümüz her şeye kaynaklık eder. Düşünme yoluyla aktive edilerek daha yaratıcı gerçekleri ortaya koymamıza yol açan bir alandır. Bizim yapmamız gereken belli zaman periyotlarında bilinçli farkındalıklarımızı gözden geçirip bilinç evrenimizi izlemek. Bu gözlem bizi öğrenme, zihin egzersizleri ile bilinç dışımızdan yaratıcı gerçekleri bilinç evrenine taşımaya iter. Böylece bireysel değişimle gelen bir toplumsal değişim yaşamaya itebilir.