Değerler, insanlara seçimlerinde yol gösterirler toplum için önemli olan unsurların belirlenmesini sağlarlar .Kısacası değerler toplumsal yaşamı düzenlerler. Eğitim kurumlarının genel hedefleri incelendiğinde birçoğunun vatansever olma, temiz olma, sağlığına dikkat etme, düzenli olma, adil olma, yaratıcı olma, girişimci olma gibi birçok değer içerdiği görülmektedir. Eğitim kurumları bunlar ve benzeri değerler ile öğrencilere nelerin önemli olduğu ve nasıl yaşanması gerektiği konusunda rehberlik eder. Bu minvalde ele alınabilecek en önemli konulardan biri de bağımlılık. Ancak eğitim faaliyetlerinin içinde yeteri kadar yer almıyor. Kıdemli bir eğitimci olarak bu hususa dikkat çekmeye çalışacağım.
Uyuşturucu nedir ya da daha genel olarak madde nedir? “Beyin işlemlerini doğrudan etkileyerek bedensel, ruhsal, davranışsal ve bilimsel değişmelere yol açan bağımlılık oluşturan ve tutum üzerinde etkili, keyif veren yaşam için gerekli olmayan her türlü maddedir.”
Uyuşturucu konusunda şu konuya özellikle dikkat çekmek istiyorum;
Sevgili gençler, merak ve özentiyle başlayan sigara kullanımı, sonrasında gelen alkol alışkanlığı ve uyuşturucu kullanımı arasında bazen doğrudan, bazen dolaylı bir ilişki mevcuttur. Sigara kullanan herkes madde kullanmıyor ancak madde kullananların tamamı sigara kullanıyor. Bir araştırmada gençler neden uyuşturucu kullanıyorsunuz sorusuna aşağıdaki cevapları vermişlerdir:
-Arkadaş baskısı %23 . -Merak % 29
-Sorunları çözme % 27 -Sorunlardan kaçmak % 26
– Beğeni toplama % 24 – Eğlenmek % 25
Ancak her geçen gün Türkiye’de uyuşturucu kullanımı ciddi şekilde artıyor. Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin 2019 raporuna göre tedavi gören sayısı 2018 yılında bir önceki yıla göre 40 bin kişi artarak 251 bine yükseldi. Ele geçirilen sentetik uyuşturucu madde miktarında da durum ürkütücü. 2018 yılında ele geçirilen uyuşturucu madde ‘skunk’ bir önceki yıla göre 3 buçuk ton artarak 11 ton oldu. Uyuşturucu madde kullananların yüzde 65’i 15-34 yaş arasında…
Kısa adı Tubim olan Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin 2019 raporu yayınlandı, Bu raporda aşağıdaki endişe verici veriler elde edildi;
-Rapor için 26 ilde, 42.754 kişi ile yüz yüze görüşüldü, ortaya çarpıcı veriler çıktı.
–Buna göre 2018 yılında ayaktan madde bağımlılığı tedavisi gören kişi sayısı 40 bin kişi artarak 251 bin 593 kişiye yükseldi.
Gençlerimizi bu beladan uzak tutmak anne-babalara, yetkililere hülasa herkese düşen sorumluluğu “Bir neslin kaderini bir önceki nesil belirler! ”sözü hatırlatır. Gençlerimiz kendilerine kurulan tuzağa ve ilk başta cazip, eğlendirici gelen önerilere olumlu cevap verebilirler. Çok kolay bu tuzağa, bu bataklığa düşebilirler. Özellikle gençlerimizi her geçen gün biraz daha saran madde bağımlılığı ile ilgili istatistiki verilerine kabaca bakıldığında vaziyetin vahim olduğu açıkça görülmektedir. Neden uyuşturucu belası diyorum çünkü sayıların sürekli arttığı gözlenmektedir. Peki, gençlerimizi bu beladan uzak tutmak için ne yapmalı? Tabiî ki yapmak isteyene o kadar çok iş var ki…
Eğitim politikamızı gözden geçirmeliyiz bilgi yükleme yerine bilgiyi kullanabilme yollarını öğretmeliyiz. Gençlere oyun alanları, spor, sanat, kültür ,edebiyat alanları oluşturmalıyız. Enerjisini tüketecek şuurlu, sağlıklı alanları bulamayan genç, sağlıksız alanlara yöneliyor. Bilinçli politikalarla çocuklarımızı üreten, sorgulayan bireyler olarak yetiştirmeliyiz.
Son Söz;
Öncelikle gençlerimizi esir alan uyuşturucu illetine dikkat çekmeye çalıştım tabiî ki yapacak çok iş var. Bu konuda sayfalarca yazı yazılabilir düşünce üretmek önemli ancak düşünceleri uygulamak sonuç almak da çok daha önemli Biz yetişkinler uyanık olmalı, gençleri bilinçlendirmeli ve bilgilendirmeliyiz. Gençlerimiz de kendilerine kurulan tuzaklara düşmemeli karşılaştıkları problemleri ucuz, geçici yöntemlerle çözmeye çalışmamalıdır.
Dalai Lama’dan ;
“Mevcut toplumumuzun sorunlarından biri de eğitimin bizleri daha zeki, daha becerikli yapacağını sanmamız. Günümüzde toplumumuz bunun altını çizmese de eğitim ve bilginin en önemli yönü, bizleri daha faziletli şeylere ve zihinsel disipline yönlendirmesidir. Zekamızı ve bilgimizi en iyi şekilde kullanmak için iyi kalpli değişiklikler sağlayabiliriz.”
Kaynakça
http://www.kanalb.com.tr/haber
