Çin’in Vuhan şehrinde başlayan Corona Virüsü hastalığı, kısa sürede bütün dünyayı tedirgin etti. Çünkü henüz aşısı olmayan bu virüs, yakın mesafede hava yoluyla insandan insana bulaşmaktadır.
Hastalığın Vuhan şehrinde bir pazardan yayıldığı, ilk önce yarasalardan olduğu söylense de sonradan Yılan Balığından gelen bir hastalık olduğu açıklandı. Sosyal medyada dolaşan videolarda da Çin’in beslenme alışkanlıkları hepimize pes dedirtti. Yarasa çorbasından tutun da canlı canlı farelerin yenilmesine kadar bir çok görüntü gerçekten çok rahatsız ediciydi. Hastalık da normalde hayvanlarda görünen bir virüsün insanlara bulaşıp mutasyon geçirmesi ile başlamıştır. Medyada, her zaman kalabalık gördüğümüz Çin şehirlerinin hayalet şehre döndüğünü görüyoruz.
Bu süreçte Türkiye, Koca Yusuf operasyonu ile Çin’de bulunan vatandaşlarımızı tahliye ederek Türkiye’ye getirdi. Uçağın gidiş ve dönüş hazırlıkları ve gelenlerin 14 gün karantinada kalacak olması dikkatimi çekti. Çünkü hastalığın kolayca bulaşıyor olması bu tedbirlerin alınmasına neden oldu. Peki bu 14 gün karantinada kalacak olanları neler bekliyor? Her şeyden önce tek başlarına bir odada, muhtemelen TV ve iletişim araçları ile 14 gün kalacaklardır. Sürekli acaba bana da bulaştı mı sorusu ile sürekli kendilerini dinleyeceklerdir. Her 3 günde alınan numunelerle tahlil ve tetkikler yapılacağı açıklandı. Bu zaman zarfında sevdikleri ile uzaktan, arada cam bölme olacak belki de sadece telefon ile görüşebileceklerdir.
İşte bu kritik süreçte psikolojik desteğe ihtiyaç duyabilirler. Hastalıkla ilgili muayeneleri temiz çıkmış olması çok sevindirici fakat tecrit psikolojisi insanda korku ve endişeye yol açabilir. Bu nedenle psikolojik destek almaları yönünde çalışmalar yapılmalıdır. Karantinaya alınmış vatandaşlarımızla yine karantina şartlarına uygun belki de cam bölmeyle bölünmüş ortamda psikolojik destek çalışmaları yapılmalıdır. Bu olaya ilişkin kaygılarına, duygu ve düşüncelerine ve baş etme becerilerinin artırılmasına yönelik profesyonel insanlar tarafından destek verilmesi gerekir. Henüz bu konuda bir şey duymadım. Umarım bu ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde destek çalışmaları da planlanır. Bu konuda Ruh Sağlığı Derneği de Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüs salgınının psikolojik etkileri konusunda uyarılarda bulundu. Dernek Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ömer Akgül, hapşırma ve tıksırmalardan irkilen, toplu ulaşımdan kaçınan, kapalı ve kalabalık ortamlara giremeyen, sağlığıyla ilgili aşırı endişelenen, işine odaklanamayan, haberlerden aşırı etkilenen ve bu nedenle günlük rutinlerini sürdürmekte zorlanan vatandaşlara psikolojik destek almalarının önerildiğini belirtti.
Bunun yanında Corona Virüsü hakkında yetişkinlerin konuşmaları ve haberler çocukları korkutabilir. Haberlerde görünen karantina için giyilen özel kıyafetler onlarda belirsizlik oluşturabilir. Hatta anne babanın aşırı endişeli olması onlarda travmaya neden olabilir. Bu nedenle anne babalar, onların korkup endişe edeceği konuşma üslubundan kaçınmalıdır. Bunu yaparken hastalığı, tamamen saklamaya çalışmak onları daha da korkutabilir. Yaş ve gelişim düzeylerine göre sadece Corona’dan değil bütün hastalıklardan korunma yolları (hijyen, beslenme vb.) hakkında bilgi vermeliyiz. Çocuklar anne babalarını dinlemiyormuş gibi yapsa da iyi bir dinleyicidirler. Bu nedenle anne babaların corona virüsü hastalığına dair konuşmalarınızdan olumsuz etkilenebilirler. Elbette olumsuz ve endişe verici bir gelişme var. Bu yokmuş gibi yapamayız fakat anne babalar sükuneti korumaya çalışmalı ve endişeli konuşmalardan kaçınırken, çocuklarını da hastalıklardan korunma yolları hakkında bilinçlendirmeleri de gerekir. Hatta pazartesi açılacak okullarda öğrencilerin merakı varsa bilgilendirmeler yapılmalı mıdır? Bu konu öğrencilerin ilgisini fazlaca çektiği yönünde öğretmenlerin bir geri bildirimi olursa bilgilendirme çalışmaları yapılmalıdır. Bu bilgilendirmede, tehlikenin bize uzak göründüğü fakat tedbirli olmanın önemine dair farkındalık oluşturulmalıdır.
Bu konularda konuşurken sakin olmalıyız ve resmi kurumlar dışından servis edilen haberlere itibar etmemeliyiz. Hoşça kalın.