Eğitim, insanlık tarihi boyunca en çok tartışılan üzerine en çok konuşulan konulardan bir tanesidir. Bütün filozoflar, bilim adamları, siyasetçiler, yöneticiler eğitim üzerine sayısız fikir sunmuş ve üzerine yıllarca tartışılmıştır. Bu olay ülkemizde de benzerdir. Her siyasi otorite eğitimin önemini vurgulayan, onu ön plana çıkaran vaatlerini, siyasi hedefleri olarak belirlemiştir.
Eğitimin üzerine bu kadar konuşulmasının temel sebebi aslında değişimin ve gelişimin temelinde, eğitim gelişimi ve değişimin kaçınılmaz olduğu olgusudur. Ülkemizde de asıl atladığımız olgu da tam olarak budur; “Eğitimin Evrimi”
Köy Enstitüleri ile başlayan eğitim serüvenimiz Üniversiteye Giriş Sınavları ile yeni bir boyut kazandı. Yıllarca üniversiteye giren öğrencinin başarılı, diğer öğrencilerin başarısız olduğu algısı topluma dayatıldı. Fakat bu sınavların “Başarı Olgusunu” ne kadar ölçtüğü hep tartışma konusu oldu. Zaman zaman bu sınavların kalkması gerektiği hep konuşuldu. İnternette kısa bir araştırma yaptığınız zaman yaklaşık 50 yıldır bu sınavların kalkacağı yönünde haberler görebilirsiniz. Yakın tarihimizde de “Dershanelerin Kapatılma” süreci bu gayenin bir sonucudur aslında.
Peki, Üniversiteye Giriş Sınavlarını kaldırmak Ülkemizde mümkün müdür?
Bu soruya felsefi bakalım ve soruyla cevap verelim. Üniversitelere bu kadar çok öğrenci yönlendirmek doğru mudur? Aslında sorduğumuz sorunun cevabı tam olarak burada. Çözüm ise Mesleki Yönelim ve Meslek Liselilerinin etkinliğinin arttırılması.
8. sınıftan itibaren yoğun mesleki yönelim çalışmaları ile öğrencilerin ilgili ve istekli oldukları alanlara yönelimi, bu alanlarda yoğun eğitimler alması ve akabinde bu alanda çalışmaya başlaması eğitimle ilgili birçok sorunu çözecektir aslında. Burada bölgesel kalkınmayı, bölgede yetişen tarım ürünlerini fiziki yapısını vb. özellikleri de göz önünde bulundurursak daha modern bir anlayış getirmiş oluruz. Mesela Konya da tarım liseleri ve meslek yüksekokulları ile yapılan eğitimin uygulamalı olarak devam ettiğini düşünsenize ya da Kars da hayvancılık eğitimi veren okullar veya İstanbul da metevarse ve yazılım eğitim veren okullar düşünün kulağa çok hoş gelmiyor mu?
Bu eğitim sistemi ile benim gözümde çağın eğitim sistemin çok altında kalmış “Test Çözme” ye dayalı kurs sistemini ön plana çıkaran, sistemini de bitirecektir. Hem böylelikle gençlere dersler sıkıcı gelmeyecek, istedikleri alanda eğitim alacaklar ve kısa sürede istihdam edilip yıllarca iş arama arayışında olmayacaklar.
Bunları yapmak çok mu zor? Aslında değil hatta şimdi tam zamanı. Gençler iş aramaktan bıkmış, üniversite okumanın maalesef önemi kalmamış bir ortamda toplum, aslında sosyo-psikolojik olarak hazır durumda bu fırsatı kaçırmayalım.
Vahdettin IŞIK
Nisan 2023