Edebiyatımızda önemli bir yeri olan Saatleri Ayarlama Enstitüsü, güçlü edebi gücünün yanında ironik ve alaycı bir üslupla içinde bulunduğu döneme yönelik eleştiriler içerir.
Hiç kimsenin aklına gelmeyen absürd fikirler, bazen kitaptaki kahramanımız Hayri İrdal gibi kendine münhasır şahsiyetler tarafından icat bulmuş mucit gibi bir havada sunulabilir. Elbette iş güzarlığın ve ön plana çıkma gayretlerini görmezden gelip herkesin şak şakladığı bu saçma fikirler bazen hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde taraftar kitlesi de bulabiliyor.
Yenilik ve değişiklikler kişinin kendisini etkilemiyorsa goy goyculukla bu işin ateşli bir savunucusu olmakta hiçbir besi görmeyebilir. Çünkü bu değişimden kendileri etkilenmiyordur ve tuzu kuru nutuklar atarak etkili ve yetkili olduklarını düşünürler. Ortam da buna müsaitse bir süre oyuncak bulmuş bebek gibi bütün uğraşısı bu konu üzerine olabiliyor. Bugün de baktığımızda önemli toplumsal değişiklikler, yasalar, düzenlemeler bu farklılığın yükünü çekecek kişilerin görüşü dikkate alınmadan yapılırsa sağlıklı sonuçlar elde etmek güçtür. Hayata ve gerçeklere aykırı olan hiçbir çaba ve gayret başarıya ulaşamaz. Çünkü hayatın olağan akışının kendi iç dinamikleri vardır. Bu dinamikler toplumun genel eğilimi, pratik ve kolay ulaşılabilir olması, yararlı olması ve meşru ilke ve prensiplere uygun olmasıdır. Herkesçe kabul gören ilke ve prensipler temel dayanak noktamız olduğunda daha az sorunla karşılaşır, daha az üzülür daha çok mutlu oluruz.
Tanpınar’ın saatleri ayarlama enstitüsüne baktığımızda birçok güncel versiyonunu görmek de pekâlâ mümkündür. Romanın karakteri Hayri İrdal ve Halit Ayarcı gibi birçok karakterle her yerde karşılaşma ihtimalimiz vardır. Bugün saatlerin yerine insanları ayarlama enstitüsüne benzer şekilde birçok danışmanlık merkezleri türemiştir. Kimlerin psikolojik danışmanlık hizmeti vereceğine dair yeterince yasal düzenleme olmamasından yeterli bilince sahip olmamaya kadar bir dizi eksiklik göze çarpmaktadır. Alanda eğitim almamış ya da ücretli kurslar alarak psikolog/psikolojik danışman/Hipno terapist gibi bir çok unvanı kullanan sözde danışmanlar insanların umutlarını sömürmekte ve onları hayal kırıklığına uğratmaktadır.
Büyük vaatlerde bulunularak umut tacirliği yapan bu merkezler insanların umut duygularını da tüketmektedir. Büyük vaatlerle beklenti içerisine giren insanlar, beklenen iyileşmeyi göremedikleri zaman daha da çok psikolojik sıkıntılara maruz kalmaktadır. Nasıl ki saatleri ayarlama enstitüsü fikri saçma ise kimsenin kimseye benzemediği en özel varlık olan insan için de böyle mekanik hizmet sunma iddiasında olan merkezler saçmadır. Çünkü kalıcı bir değişim ve gelişme, kişinin içinden gelen bir istekle gerçekleştiğinde gelişimsel büyüme gerçekleşir. Psikolojik danışma hizmetleri de süreç isteyen hizmetlerdir. Bireyin sorunlarına yönelik hazır reçeteler sunmaz. Danışman ve birey birlikte çalışarak bu süreci devam ettirirler ve nihayetinde bireyin farkındalığı ile problem çözme becerilerinin artmış olması beklenir.
Bu psikolojik danışma hizmetlerini gerek çocukları için gerek kendileri için alacak anne babalar da bu kurumların ve personellerinin niteliğini ve uzmanlık alanlarını bilmesi gerekir. Böyle bol aksesuarlı sözcüklerin büyüsüne kapılmadan hangi üniversitenin hangi bölümünden mezun oldukları ve mesleki deneyimlerine bakmalıdır.