Bir insanın hayatına, canların olduğu mekana, yeni kişi de olsak eski bir dost da olsak merhaba demeliyiz. Hoş geldin demeliler merhabamıza karşılık. Bir tebessüm ile beraber bir kapı aralanmalı yüreklerine doğru. İnsan ile insanın arasındaki oluşacak olan köprünün ilk adımıdır bu. O köprüde neler ile karşılaşacağını, o köprünün neresine ne tarz bir taş koyman gerektiğini, neresi sağlam neresi iyileştirilmeli, her şeyin kararı sağlam içten bir merhaba ile olur.
Bir öğretmen düşünün mesela. Sınıfında ortalama 20 çocuk, anne babaları gibi onların gelişiminden sorumlu bir can. O minik yürekler ilk olarak çekinerek sonra ise en içten en masumane şekilde her gün merhaba der öğretmenine. Bizler de merhaba demeliyiz hayatlarına, anılarına, yaşamlarına… Merhaba demeliyiz insanlığa, insanlara… Ama nasıl?
Ben bir çocuk olsam, anasınıfında bir çocuk… Her gün sabah gelsem sınıfıma ve ilk serbest zaman ile karşılaşsam. Öğretmenim bana merhaba desin isterim. Bana, çocukluğuma, dünyama, oyunuma merhaba desin. Ailem kadar onunla vakit geçirirken, bana sadece kitap çalıştırmasın, benimle ve arkadaşlarımla oyun oynasın isterim. Çünkü öğretmenim bilir ki bir çocuğun ana dili OYUNCA’dır. Kelimelerimiz ise oyuncaklarımızdır. Çocuk iç dünyasını kelimelerine değil oyununa döker. Yine öğretmenim büyüklerin sözlerinden de bilir ki ‘’Kuşlar uçar, balıklar yüzer, çocuklar oyun oynar’’ (Garry Landreth). Ben bu kadar oyuna bağlıyken, oyun ile beraber büyümeye, gelişmeye, anlaşılmaya çalışırken sende bir merhaba ile elimden tut öğretmenim.
Bunları bilen sen güzel öğretmenim dünyama gelsene. Bana merhaba demenin en kolay yolu bu işte. Ki ben her gün seni davet ediyorum zaten. Şimdi ben öğretmenimin dünyama gelip benimle o anı yaşamasını isterim. Ben izin verdiğim sürece buna dikkat ederek mahremimi bilsin isterim. Mahremimin benim izin verdiğim kadarını bilsin ki anne babamın bazen göremediği, bazen benim kimseye anlatamadığım durumları kamera gibi kaydedip o benim yerime konuşsun. Konuşsun ki gelişimimi, huzurumu etkileyen durumları el birliği ile düzeltip bana yardımcı olsun. Bana merhaba diyebilsin ki işte işimiz bu kadar kolay olsun. Öğretmenim sen bana bir merhaba desen aslında neleri neleri görürsün, anlarsın. Haritanı direkt eline alırsın hem de eğlenerek. Gel öğretmenim dünyama gel, merhaba de bana. Telefonuna biraz daha az bak, diğer öğretmen arkadaşlarınla biraz daha az vakit geçir ben varken. Ben kendi gelişimim dışında senin için geliyorum sınıfımıza, sen ve arkadaşlarım için. Dünyam güzelleşsin, benliğim gelişsin. Bunların hepsi senin bana bir merhaba demen ile gerçekleşecek öğretmenim.
Her gün benimle oynamasan da olur. Ben bilirim senin de annem ve babam gibi işlerin var ya da başka arkadaşlarımın da ihtiyacı var merhabana. Gerçekten bilirim. Çünkü ben izliyorum sizleri, görüyorum, anlıyorum. Ama unutma ihtiyacım var anlaşılmaya. Kelimelerim yetersiz kalır anlatamam kendimi belki de. Sen en iyisi mi gel oyunuma katıl, merhaba de bana. Bak ben neler neler anlatırım sana…
Emira DİNÇ