Fikirler önemli sorguların sonucu ortaya çıkar. Farklılaşma ise bu fikirlerin yorumudur. Bireyin aydınlanmasında onun kendi fikirlerinin doğumu için eğitim gereklidir. Bu eğitimin farklılaşması eğitimde liderlik sorununu beraberinde getirir.
Geçmişe bakıldığında eğitim anlayışındaki farklılıklar bireyin aydınlanma sürecine farklı yönden katkı yapmıştır. Eğer lider kendi aydınlanmasını tamamlamışsa belki de bireydeki aydınlanmaya yapacağı katkı yüzünden tarihe adını yazdıracaktır. Arkasından gelen toplum onun aydınlanmasından esin alarak kendi aydınlanmasını yaşayacak ve fikir anlamındaki çeşitliliği yönetmek kolaylaşacaktır. Bu döngüde bireyin sorunu en üstten gelen fikrin sancısını yaşayacak olmaktır.
Kendine lider olan bir lider yönetimindeki toplumun sancısı kurtuluşa ermede kendisine yardımcı olacaktır. Ancak liderlerin bu anlayıştan uzak olduğu bir toplulukta zihinler düşünmeyi unutup emir komuta zinciri içinde bir anlayışın tohumlarını geleceğe aktaracaktır. Eğer sorun modernite ise geçmişteki insan yönetim anlayışı kişinin kendi yönetimini gerçekleştiremeden bağlılık boyutunda özgürlüğüne ket vurur. Bu açıdan bakıldığında eğitimde öğretmene bağlılık boyutunda sınıfta tam bir sessizliğin sağlanması için baskı yoluyla gerçekleşen sunum elbette zihinlerin yorumunu engeller. Böyle olunca eğitimde farklı yorumların yapılması dolaysıyla farklı fikirlerin doğması mümkün olmaz. Ya da soruna modernite açısından bakacak olursak günümüzün asıl sorunu budur. Çünkü modernitenin getirdiği birey olma ihtiyacı kişilere farklı zihin yorumu yapma gerekliliği getirir. Bu yorum ancak kişi zihinsel özgürlüğü yaşadığında gerçekleşir. Burada zihinsel özgürlükten kasıt sınıfta ya da toplumda kişilerin düşünmesine izin veren bir sunum biçiminin yapılmasıdır.
Direk üst yönetimden gelen ve topluluklara sirayet eden kuralların yöntemlerin zihinlerde yorumlanmadan kabul edilmesi bir toplumu ya yok eder ya da başka topluluklara esir yapar. Moderniteye baktığımızda artık bireyselleşme yolunda ilerleyen toplulukta seçim yapma özgürlüğüne sahip bireyler eğitimde farklılaşmanın yolunu aralamalıdır. Eğer bu anlayıştan uzak durulursa bireyin aitliği noktasında toplum anlayışının bozulması ve ekonomik çevresel sorunların baş göstermesi olumsuz sorunlara yol açacaktır.
Yine modern insan evrensel ilkelere uyum gösterme yolculuğunda edindiği fikirleri eğitim ortamında yorumlayamadığında beyin göçleri yaşanacaktır. Eğitim de farklılaşma sınıf ortamlarının öğrenci merkezinde düzenlenmesi yoluyla yeni fikir yorumlarına sahne olabilir. Böylelikle eğitim işlevini yerine getirerek sanat, kültür, bilim gibi alanlarda çağı yakalayan bireylerin yorumları ses getirecektir. Farklılaştırılmış öğrenme ortamları için elbette biz öğretmenlerinde farklılaşmaya açık hale gelmemiz gerekecektir.
Her insanın aydınlanma süreci farklı işlemektedir. Aynı zamanda bu süreçten diğerinin sağlayacağı fayda da farklı sonuçlar doğuracaktır. Bu noktada ortaya çıkan yaratıcılık bireyin doğumunda sahip olduğu fakat süreçte gerileyen özelliklerini yeniden ortaya dökmeye yarayacaktır. Farklılaştırılmış öğrenme ortamları bu yaratıcılığı geliştirir. Bu gelişimin bireyde doğurduğu fikirler farklı ürün yorumlarına sebep olacaktır. Böylece modern insanın birey olma ihtiyacı ile doğan farklı iş kolları daha yaratıcı bireyleri topluma adapte edecektir.
İnsan popülasyonun artması ve bozulan doğanın getirdiği sorunların aşılması için bu yaratıcı bireylere ihtiyaç çok fazladır. İşsizliğin arttığı küreselleşen dünyada bu yaratıcı bireylerin yaratıcı fikir yorumları farklı çözüm yolları getirecektir. Bu sayede evrene katkı yapacak olan insan doğaya da hizmet etmeyi öğrenerek kendi aydınlanmasını geleceğe taşıyacaktır. Eğer nesil farklılaşmış eğitim ortamlarında yetişirse belki de her bireyin kendi hızında bu evrensel aydınlanmayı yakalaması mümkün olabilecektir.