Güney Asya Bölgesinde İngilizce Dil Eğitimi Politikası – 9
0

Güney Asya bölgesine dair 9. Yazımı İngilizce diline dair eğitimden kalkınmaya kadar dil politikasında yeni keşiflerle tekrar kaleme almayı uygun gördüm. Öncelikle Güney Asya bölgesi, tarihsel, sosyo-politik ve kültürel bağlamı itibarıyla İngilizce dil eğitimi açısından kendine özgü bir konumda yer almaktadır. Bölge; Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Sri Lanka, Nepal, Bhutan ve Maldivler gibi ülkeleri kapsamaktadır ve bu ülkelerin çoğunda İngilizce, sömürge geçmişinden miras kalan bir miras olmanın ötesinde, küresel iletişimde, yükseköğretim sistemlerinde ve ekonomik kalkınma stratejilerinde önemli bir role sahiptir. Bu bağlamda, İngilizce dil eğitimi politikalarının tarihsel gelişimi, pedagojik yaklaşımları ve toplumsal etkileri, bölgedeki eğitim reformlarının temel bileşenlerinden biri olarak değerlendirilmektedir.

Güney Asya’da İngilizce’nin eğitim sistemi içerisindeki yerini anlamak, sömürge dönemine uzanan bir tarihsel çözümleme gerektirir. Özellikle Hindistan’da 1835 yılında Thomas Babington Macaulay’ın kaleme aldığı “Minute on Indian Education” adlı belge, İngilizce’nin eğitim dili olarak kabul edilmesine zemin hazırlamıştır. Bu politika, İngiliz idaresinin Batılı değerleri benimseyen ve İngilizce bilen yerel bürokratlar ve yöneticiler yetiştirme stratejisine dayanmaktaydı. Bu durum, İngilizce’nin yalnızca bir iletişim aracı olarak değil, aynı zamanda toplumsal statünün, prestijin ve iktidarın simgesi olarak inşa edilmesine neden olmuştur.

Pakistan ve Bangladeş gibi ülkelerde de benzer süreçler yaşanmıştır. Bağımsızlık sonrası dönemde, bu ülkelerde İngilizce, ulusal dillerin lehine gerilese de, yükseköğretim, hukuk ve yönetim alanlarında etkinliğini büyük ölçüde korumuştur. Sri Lanka’da 1956 yılında yürürlüğe giren “Sinhala Only Act” kısa süreli bir gerilemeye neden olmuş, ancak 1980’lerden itibaren İngilizce yeniden eğitim sistemine entegre edilmiştir (Canagarajah, 1999). Nepal, Bhutan ve Maldivler gibi ülkelerde ise İngilizce’nin yükselişi daha çok dış yardımlar, kalkınma programları ve turizm sektörünün etkisiyle şekillenmiştir.

Günümüzde Güney Asya ülkelerinde İngilizce, eğitim sistemine genellikle erken yaşta entegre edilmektedir. Hindistan’da “three-language formula” çerçevesinde İngilizce, Hintçe ve bir bölgesel dil ile birlikte zorunlu dil olarak öğretilmektedir. Ancak bu formül, uygulamada hem bölgesel farklılıklar hem de politik tartışmalarla karşı karşıya kalmıştır (Annamalai, 2005). Pakistan’da İngilizce, çoğu zaman eğitim dili olarak kullanılırken, eyaletler arasında büyük farklılıklar görülmektedir. Örneğin, Pencap eyaletinde ilköğretim düzeyinde İngilizce öğretimi hızla yaygınlaşmakta, ancak kırsal bölgelerde yeterli öğretmen ve kaynak eksikliği sürmektedir (Rahman, 2004).

Bangladeş’te İngilizce, ilkokul düzeyinden itibaren zorunlu ders olarak okutulmakta; üniversiteye girişte dil yeterliliği önemli bir faktör olarak değerlendirilmektedir. Sri Lanka’da ise çift dilli (bilingual) eğitim politikaları ile İngilizce’nin hem iletişim aracı hem de öğretim dili olarak kullanımı desteklenmektedir. Bhutan’da 1960’lardan itibaren İngilizce tüm seviyelerde öğretim dili olarak benimsenmiştir ve günümüzde eğitim sistemi neredeyse tamamen İngilizce üzerinden işlemektedir. Maldivler’de ise turizm sektörüne dayalı ekonomik yapı, İngilizce’nin eğitimde ve gündelik yaşamda artan kullanımını desteklemiştir.

Pedagojik Uygulamalar ve Öğretmen Yeterliliği – Öğretmen Seviyesi

Bölgedeki İngilizce öğretimi yaklaşımları, büyük ölçüde geleneksel yöntemlere dayansa da, kent merkezli özel okullarda iletişimsel dil öğretimi (Communicative Language Teaching – CLT) gibi çağdaş yaklaşımlar giderek yaygınlaşmaktadır. Ancak bu durum, öğretmenlerin pedagojik yeterliliğine doğrudan bağlıdır. Güney Asya’nın pek çok ülkesinde öğretmen eğitimi sistemleri yeterince sistematik değildir. Nitelikli İngilizce öğretmeni eksikliği, özellikle kırsal alanlarda eğitimin kalitesini ciddi şekilde etkilemektedir (Hayes, 2010).

Bazı ülkeler bu sorunu çözmek amacıyla ulusal düzeyde öğretmen geliştirme programları başlatmıştır. Hindistan’da öğretmen eğitimine yönelik dijital içerikler ve çevrim içi modüller geliştirilmektedir. Bangladeş’te British Council destekli “English in Action” projesi ile öğretmenlerin mesleki yeterliliklerinin artırılması hedeflenmiştir. Pakistan ve Nepal’de ise yerel üniversitelerle iş birliği içinde yürütülen öğretmen eğitimi programları öne çıkmaktadır. Buna karşın, bu programların uzun vadeli etkileri konusunda sınırlı ampirik veri bulunmaktadır.

İngilizce Diline Erişim

İngilizce’nin bölge halkları için hem bir fırsat hem de bir eşitsizlik kaynağı olduğu yönündeki tartışmalar, son yıllarda yoğunluk kazanmıştır. İngilizce bilen bireyler, hem ulusal hem de uluslararası ölçekte daha geniş eğitim ve istihdam olanaklarına erişebilmektedir. Bu durum, özellikle İngilizce eğitim veren özel okulların yaygınlaştığı büyük kentlerde, dilin sınıfsal ayrımları pekiştirici bir araç haline gelmesine neden olmaktadır (Jhingran, 2009). Kırsal bölgelerde yaşayan ve yerel dillerle eğitim alan öğrenciler, İngilizce becerileri yetersiz olduğu için yükseköğretim ve iş piyasasında dezavantajlı duruma düşmektedir.

Bu bağlamda, İngilizce eğitiminin erişilebilirliğini artırmaya yönelik kamu politikaları ve destek mekanizmaları büyük önem taşımaktadır. Devlet okullarında kaynakların iyileştirilmesi, öğretmen eğitimine yatırım yapılması ve dijital eğitim içeriklerinin yaygınlaştırılması bu bağlamda öne çıkan stratejilerdir.

Dijital Dönüşüm ve Geleceğe Yönelik Perspektifler

Bölgenin bazı yerlerinde “DIKSHA” platformu, öğrenci ve öğretmenlere yönelik İngilizce içerikler sunmaktadır. Pakistan’da “Taleemabad” gibi mobil uygulamalar aracılığıyla dil öğrenimi desteklenmektedir. Bangladeş’te yürütülen projelerle kırsal bölgelerde mobil destekli dil öğretimi teşvik edilmektedir (Shohel & Power, 2010). Ancak dijitalleşmenin sunduğu bu imkânlara rağmen, teknolojiye erişim eşitsizliği ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir. Özellikle internet altyapısı yetersiz bölgelerde dijital içeriklere ulaşım oldukça sınırlıdır.

9. Kalemimde Yapacağım Analiz

Güney Asya bölgesinde İngilizce dil eğitimi politikaları, tarihsel mirasın, sosyoekonomik dinamiklerin ve küresel eğilimlerin etkisiyle çok katmanlı bir yapıya sahiptir. İngilizce, bir yandan küresel entegrasyonun anahtarı olarak görülürken, diğer yandan toplumsal eşitsizlikleri yeniden üretme potansiyeli taşımaktadır. Eğitim politikalarının, yalnızca ekonomik kalkınma hedefleriyle değil, aynı zamanda sosyal adalet perspektifiyle de şekillendirilmesi gerekmektedir.

Bu bağlamda, İngilizce öğretiminin kapsayıcı, erişilebilir ve pedagojik olarak nitelikli hale getirilmesi; öğretmen eğitimine yapılan yatırımların artırılması; dijital kaynakların sistematik biçimde yaygınlaştırılması ve çokdilli toplumsal yapıların göz önünde bulundurulması, Güney Asya’da sürdürülebilir ve adil bir dil eğitimi sisteminin inşasında kritik bir rol oynayacaktır.

Sefa SEZER

İngilizce Öğretmeni / English Teacher

 

Facebook Yorumları

İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.