Yetiştirilmesi planlanan nitelikli iş gücünün ekonomiye kazandırılması için bir zemin oluşturulması gerekmektedir. Yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası kalkınma – refah düzeyini planlı ve güçlü bir şekilde koruyan Türkiye’nin vizyonu mesleki ve teknik yönünde yeni nesiller ile bu süreci güçlendirmeye devam edecektir.
“Bir yıllık refah istiyorsan tohum ek, On yıllık refah istiyorsan ağaç dik, Yüz yıllık refah istiyorsan insan yetiştir” anlayışı mesleki ve teknik anadolu liselerinde yer almaktadır. Endüstri kapsamında meslek liselerinde yalnızca üretim ve hizmet alanında görev yapacak öğrencilerimizin üretiem yönelik sorumlulukları yeterli değildir. Etkin ve verimli çalışabilmesi, bilgi beceri seviyelerinin yükseltilmesi ve gelişime açık olması son derece önem arz etmektedir.
Sektörel olarak alanda mesleki ve teknik yeterliliğe sahipliğin sağlanmasında mesleki eğitimin önemi çok büyüktür. Özellikle de COVID-19 salgını süreci ve sonrasında meslek liselerin önemi, iş gücü faaliyetleri daha çok önem kazanmıştır. Sağlık, sanayi, eğitim, bilişim ve hizmet sektöründe istihdamın oluşturulması, nitelikli, mesleki teknik eğitimi almış, kalfalık, ustalık belgesi ve diplomaya sahip kişilerden sağlanmaktadır.
Meslek liselerinde 4 yıllık eğitim sonunda meslek kazandıran, Türkiye ekonomisine katkı sağlayacak ara eleman yetiştiren orta öğretim kurumları, öğrencileri mesleki becerileri üzerinde geliştirerek üreticilerin teknik ve kalifiye eleman desteğini sağlamaktır. Mesleki eğitim hem Avrupa’da hem de Türkiye’de vasıflı eleman yetiştirmede en büyük rolü oynamaktadır. Meslek liselerinin genel amaçları, iş yerlerinin çeşitli alanlarda ihtiyaç duyduğu ara elemanları nitelikli ve etkin olarak yetiştirmektir. Meslek liselerinde kaliteli bir mesleki eğitim ile iş piyasasına nitelikli iş gücü kazandırılacak ve bölgenin her yönden kalkınmasına önemli etkisi olacaktır.
Sektörde yer alan kimi üreticiler nitelikli kalfa, usta ve usta öğretici bulamamaktan yakınmaktadırlar. Bu problemin üzerine üniversite mezunu işsizlerin de yer alması aslında meslek liselerine olan ilginin her eğitim hem de yetiştirilmek istenen mesleki alan için açığa çıkması gerekmektedir. ‘Gençlik ve iş gücü’ kapsamında genç nüfusun eğitim yönünde olumlu ve olumsuz tarafları yer almaktadır. Her lise mezunun üniversite eğitimini alması elbette çok önemlidir. Fakat üniversite eğitimine devam ederken en son bitirdiği mezuniyet alanına uygun faaliyetlerde bulunması hem nitelikli iş gücünün oluşmasına hem de kalkınma açısından daha verimli ve etkin bir sürecin yaşanacağı mümkün olmaktadır. Ülkemizde hem üniversite mezunlarının hem de meslek lisesi mezunlarının önemi ve etkisi çok büyüktür.
COVID-19 süreci ve sonrasında mesleki eğitim giderek artan bir şekilde beceriler ve iş gücü piyasasındaki talepleri uyumlu hale getirme çalışmalarının hızlandığını görmekteyiz. Nitelikli bir mesleki eğitim, öğrencilere yalnızca belirli işlere uygun teknik bilgileri sözlü veya yazılı olarak olduğu gibi sunmamalı, piyasada talep edilen sosyal becerileri kazandırmayı da amaçlamayı vizyon edinmelidir. Böylelikle mesleki eğitim sistemi hem sürdürülebilir kalkınma, hem vizyonu olan ve hem de kamu ve özel sektör olmak üzere tüm paydaşların aktif katılımını sağlayan meslek lisesi-sanayi işbirliği faaliyetlerinin etkinliği güçlendirilmelidir.
Sefa Sezer