Son 10 yılda teknolojinin hızla gelişmesiyle hayatımızda pek çok şey değişti. Özellikle temel eğitimlerini aileden alan ve hayat boyu asıl sorumluluk ve eğitimlerini okullarda Öğretmenlerinden alan genç nesil için teknoloji artık kaçınılmaz bir unsura dönüştü. Öyle ki artık yeni doğan ve henüz 2 yaşına bile gelmemiş çocuklarımızın eline Iphone vb. telefonlarımızı/teknolojik aletlerimizi verir duruma geldik.
İşte böyle bir çağda eğitim alan Z Kuşağı öğrencileri için Öğretmenlerimizin ne derece etkili olduklarına ve yeni nesil öğrencilerin beklentilerine cevap verebilme olasılıklarına biraz göz atalım istiyorum.
Yeni nesil Öğretmen için eğitimde artık teknoloji kaçınılmaz hale gelmiştir. Artık eski nesil Öğretmenlerin gelişigüzel anlatımları, sürekli deftere yazı yazdırmaları, veya sürekli “ödev” kelimesini kullanıp hatta ders sonrası bile ödev çatısı altında öğrenciyi eğitimden soğutmaları artık erimiştir.
Şimdi ise yeni nesil Öğretmenler, “artırılmış gerçeklik” eğitim sistemine girmesiyle daha fazla öğrenci odaklı eğitimi önceleyen bir eğitim sistemini benimser hale gelmiştir.
Tabi burada yeni nesil Öğretmenler daha çok “görevsel dağıtım” adı altında yeni nesil öğrencilere bir ekip çalışması rolünü vererek, onların eğitim hayatında ekip çalışması rolünü bir alışkanlık haline getirip, ilerleyen zamanlarda başarının yarısını öğrenmelerini sağlıyorlar. Aynı zamanda eğitimde teknolojiyi sürekli kullanarak dersleri aktif ve zevkli bir hale getirip öğrencinin ilgisini daha çok çekmeye çalışmak gerekiyor.
Öğretmenin eğitimde artık bir lokomotif unsur hale gelmesi ders anlatmaktan ziyade rehberlik faaliyetini üstlenmesi ve dersi öğrencinin çabalayarak, fikir üreterek, kendisinin işlemesi gerekiyor.
Richard Bag’ın yazmış olduğu “Augmented Reality” Artırılmış Gerçeklik’in eğitim sisteminde hangi ölçüde yer aldığı ve Z Kuşağının/Yeni nesil Öğretmenler’in teknolojiyi eğitimde nasıl kullanacaklarına dair açıklamaları kaynak olacaktır.
Yeni Nesil Öğretmenlerin, genç ve dinamik kuşağa cevap verebilmesi için bazı yeterliliklere sahip olması gerekir. Özellikle bir Türkçe Öğretmeni için yakın zamanda iş alımlarında şu şartlar aranacaktır:
1. İkinci Dil Edinimi (Öğretmen ana dilinin yanında başka hangi dili biliyor? Hedef dile ulaşımda aktif öğretim için)
2. Video Oyunlaştırma (Teknoloji ile dil öğretimi,ayrıca aktif öğrenme)
3. Yazılım Kodlama (Web tabanlı öğretim için)
4. Dijital-pazarlama (Teknolojik Kuşak için)
Yakın zamanda çılgın bir öğrenci rekabeti oluşacağından, yeni nesil öğrencilerin beklentilerine cevap verebilmek için yeni nesil öğretmenlerin yukarıda belirtilen yeterliliklere sahip olması gerekir. Aksi takdirde olumsuz sonuçlar baş gösterecektir.
Türk eğitim sistemimizin sürekli değişmesi ve henüz tam anlamıyla oturan bir eğitim sistemimizin olmaması, sürekli sınav sisteminin değişmesi, öğrenciyi artık yıldırmış ve eğitimden/okuldan soğumaya kadar getirmiştir. İşte yeni nesil öğretmenler tam da böylesi bir zamanda aktif faaliyet gösterip, sürekli öğrenci odaklı eğitimi benimseyerek genç nesili eğitim ve öğretime karşı domine etmeleri gerekmektedir.
Umut ediyorum ki yakın zamanda bu çılgın rekabet ortamında yeni nesil öğretmenler, öğrencilerimizin beklentilerini karşılayacaklardır.