Okumak insanın kazanacağı en önemli becerilerden biri, bu nedenle hem ana dil hem yabancı dil eğitiminde oldukça önem arz ediyor. Fakat, okuma becerilerinin eğitimi ve etkili kullanımından daha önce gelen bir adım var o da okuma sevgisi ve alışkanlığı kazandırmak. Günümüz eğitim sistemi içerisinde, öğrenciler yoğun ders programları dolayısıyla ne ana dilde ne de yabancı dilde ders içi okuma saati yapamıyorlar. Ölçme değerlendirme kapsamında olmadığı için maalesef ikinci plana atılan ‘’extensive reading’’ yani ‘’serbest okuma’’ faaliyeti öğrencilerin hem bilişsel hem de dil gelişimleri için çok önemli. Peki okumayı nasıl derslerimize dahil edebiliriz?
‘‘Serbest okuma’’ süreci diğer okuma aktiviteleri gibi okuduğunu anlamayı ölçen bir aktivite ya da değerlendirme içermiyor. Bu gündelik yaşamdaki okuma deneyimimiz gibi keyfi ve notsuz, bu nedenle okuma becerisine herhangi bir katkısının olup olmadığı konusunda bazı soru işaretleri mevcut. Halbuki, okumanın hayatımızın bir parçası olması ancak bu sürecin deneyimlenmesiyle mümkün olabilir. Bu nedenle uzun vadede kazanımının ne denli önemli olduğu unutulmamalı ve yoğunluğa rağmen okul programına dahil edilmeli.
‘’Serbest Okuma’’ Saati: Ne Zaman Olmalı ve Neler Okunmalı?
Karantina sürecinde başlayan online eğitim süreci dijital öğrenmenin, adaptasyon süreci ve belli tedbirlerin alınmasıyla mümkün olduğunu bizlere gösterdi. Bazı yüksek okul ve üniversiteler programlarını hibrit olarak devam ettiriyor, K12 okullarında da dahil bazı projeler ya da ödevler dijital araçlar aracılığıyla teslim ediliyor. Hatta bazı öğrenciler grup çalışmalarını, sunumlarını zoom üzerinden bağlanarak gerçekleştiriyor, yazılı ödevleri basılı kâğıt kullanmadan online paylaşıyor. Peki neden bir zoom okuma saati olmasın? Veya dijitalleşme sayesinde tasarruf edilen okul içi zaman öğrencilerin dinlenip, motive olacağı okuma saati olarak değerlendirilmesin?
Adı üstünde ‘’serbest okuma’’ blog yazılarından, romana her türlü yazıyı kapsıyor. Dil derslerinde ‘’graded’’ yani seviyelendirilmiş yazıların dışına çıkıp ‘’authentic’’ eserler de okunabilir. Bu öğrencinin bilmediği kelime ve yapılara takılmadan genel anlama, çıkarım yapma gibi önemli okuma becerilerinin gelişmesini bu sayede daha özgüvenli olmasını sağlayacaktır. Kısa vadede, test etme, kontrol, notlama gibi somut öğrenme verileri sunmayan serbest okuma aktivitesinin kazanımları bir alışkanlık haline geldiği takdirde herhangi bir değerlendirme grafiğine sığmayacak kadar çok. Bu yüzden bir ekip olan veli, okul, öğretmen ve öğrenci bu bağlamda tutarlı ve sabırlı davranmalı.
Neler Yapabiliriz? Bazı Öneri ve Fikirler
- Sınıf veya öğrenci bazında bir hedef belirleme: ‘’Bu ay 2 kitap okuyacağım.’’
- Öğrencilerin okuma programları ve deneyimlerini yazdıkları bir grafik, tablo
- Sınıf içi bir kitap kulübü oluşturma ve aynı kitabı okuduktan sonra grup değerlendirmesi yapma
- Sınıf içi kitap önerileri, farklı yazı türleri ve temalarının tanıtılması
- Tek veya grup çalışması olarak kitap eleştirisi, değerlendirmesi sunumu gerçekleştirmek
Dipnot: Bu değerlendirme ve paylaşımlar blog veya vlog şeklinde yapılabileceği gibi sınıf adına açılan bir sosyal medya hesabında da yer alabilir.
Bir alışkanlığın oluşması tutarlılık, kararlılık ve disiplin gerektirir. Bu süreçte ‘’serbest okuma’’ etkinliğinin getireceği kazanımlar gerekli motivasyonu sağlayacak, öğrenciler notlandırılmadan ‘’stress-free’’ gerçekleştirdikleri bu etkinliği kişiselleştirecek ve benimseyecektir.
Biz okulda öğlen arası sonrası zaman ayırdık.Dileyen dilediğini okudu.Kutuphanede okuma yapmak isteyen oraya gitti.Sonra teneffüs yapıp öğleden sonra derslerine başladık.