Eskiden daha sade ve sıradan bir hayatımız varken her şey daha anlaşılır ve güzeldi. Kapitalist sisteme bir o kadar uzak ve daha az tüketen bir toplumdan değerlerimizi har vurup harman savuran bir topluma doğru evrilip devrildik!
İnsanlar da öyle… İnsanlar özlü sözler söylemezdi ama daha samimi ve yakın davranırdı. Kılık kıyafetimiz marka değildi ama helal ve meşru yollardan kazanılmış kazanca saygı duyulurdu. Hatta helal iş yapmayanların gıyabında “onun çayı içilmez” vb deyimlerle uzak durulmaya çalışılırdı. Böylece toplum helal iş yapmayanlara karşı bir mesafe koyup onları da helal dairesine çekmeye çalışırdı. Haram kazanılan çok paradan helal kazanılan az paranın daha değerli olduğunu sadece sözle değil yaşantımızla da özümsemeye çalışılırdı. Eski ve yeniye dair benzer kıyaslamalar üzerinden hareketle bugünün tu kaka edilmesi taraftarı da değilim. Fakat arada bir olsa da bir kıyaslama yapmaktan da kendimizi alamıyoruz. Eski ve yeni karşılaştırması milattan önce de sonra da olmuştur, bugün de olmaya devam etmektedir. Şüphesiz bu insanın kendi yaşam serüveni ile de alakalıdır.
Son yıllarda sosyal medyanın çeşitli platformlarından bir özlü söz çılgınlığı devam ediyor. Herkes bir yerlerden bulup buluşturduğu özlü sözleri paylaşarak sözüm ona birilerine laf koyup beklemeye başlıyor. Kaç kişi beğendi ya da beğenmedi veya yorum yapanlar yapmayanlar diye ayırdıktan sonra bununla yetinmeyip daha da ileri giderek bir sınıflamaya gidiyor. Sokakta gördüğünüzde kaba ve saygısız birisi bile sosyal medyada kibar ve sempatik görünebiliyor. Ben bu kişileri görünce aklıma doğan görünümlü modifiye edilmiş şahin araçlar gelmektedir. Modifiye araçlara karşı hep mesafeli olmuşumdur. Çünkü dışarıdan baktığınızda aldatıcı bir yönü vardır. Oysa ben sade, açık ve daha anlaşılır olmayı tercih ettiğimden midir nedir bilmiyorum modifiye araçlara karşı kesinlikle şüphe ile yaklaşırım.
Burada size modifiye araçlara karşı beslediğim duyguları anlatarak vaktinizi almak istemiyorum. Sonuçta bu benim şahsi meselemdir. Modifiye araçları kullananlar genelde hızlı, kontrolsüz ve trafik güvenliğini tehlikeye atan tipler olduğu için de olabilir. Bunun için bir garanti veremiyorum. Doğal olarak modifiye edilmiş araçlar gibi modifiye edilmiş kişiliklere karşı da aynı duyguları beslediğim konusuna gelince, emin olup olmadığıma tekrar baktığımda evet, modifiye şahsiyetleri de aynı kategori içerisinde gördüğümü söylemek isterim. Modifiye şahsiyetlerin söylediği özlü sözler, her zaman sözde kalır. Çünkü onlar da araçlar gibi aksesuarlı ve ambalajlıdır. Araçlar nasıl boyalı, cilalı ise onlar da kendilerini ve dillerini süsleyip püsleyip servis ederler. İlk bakışta hoşunuza gider ve ilgi gösterirsiniz fakat kısa bir süre sonra sizi hayal kırıklığına uğratırlar.
Bu nedenle insanların modifiye edilmiş sözlerine ve görünüşüne değil tutum ve davranışlarına bakıp öyle karar vermek gerekir. Bu konuda atalarımızın öğütleri de bize yol göstermektedir. Bu konuda en etkili atasözümüz de “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz”dır. Biz de bu doğrultuda insanları, sözleri ve görüntüsüne değil tutum ve davranışlarına bakarak tanımaya çalışalım.