1. Anasayfa
  2. Makaleler

Eğitimde Şimdi mi Gelecek mi?


0

Eğitim felsefesi konusunda bir ekol olan, öğretileri halen her eğitimci için bir yol haritası olan ünlü filozof John Dewey’in bir sözü beni ilk karşıma çıktığı zaman adeta vurmuştu. “Eğitim hayata hazırlanmak değil hayatın ta kendisidir”. John Dewey bu sözüyle o kadar çok şeye işaret ediyor ki…

Eğitimde amaç, öğrenciyi gelecek için hazırlamak olduğunda, velisi, öğretmeni, öğrencisi olarak harcanan kollektif hummalı çaba sonuç olarak öğrenciyi hayattan uzaklaştırıyor. Eğitim sistemi tümüyle LGS ve YKS sınavlarına göre şekilleniyor. Öğrencilerin not ortalamaları, ne kadar LGS ile okul değiştirenler için kalkmış olsa bile % 90 için halen geçerli ve şimdiye kadar da hep geçerliydi. Hem sınav gerçeği, hem de yüksek ortalama gerekliliği eğitim sistemini tümüyle etkiliyor. Öğretmenler hep müfredatı yetiştirmeleri gerektiği için konu anlatımı yapıyor, öğrenci okulda teneffüsler dışında pasif olarak ders dinliyor, evde ise öğrenciden hep ders çalışması isteniyor. Hele büyük şehirlerde yol, özel ders dışında çocukların çalışmadıkları zamanları bulmak zor. Bu durumda çocuklar gelecek için öğrenmekten çok gelecek için yaşıyor,” şimdi” ise ellerinin arasından uçup gidiyor.

Eğitim, aile içindeki haliyle, yaşam içinde gerekli görüldüğü durumlarda gereken müdahaleleri yapmak şeklinde ilerlerken, okulda öğretim olarak ifade ediliyor. Okulda eğitimin yalnızca akademik olarak ele alınması çocukların sosyal, psikolojik hatta bilişsel gelişimlerine engel olurken öğretmen – öğrenci ilişkisini de bilgi alan ve bilgi verenin ötesine taşıyamıyor.

“Eğitim hayatın kendisidir”, demiştik. Fakat iş hayatının beklentilerini karşılamayan, öğretme odaklı eğitim çocukları becerisiz ve vasıfsız yetiştirdiği gibi, gelecek uğruna “Şimdi” yi ellerinden alıyor.

PEKİ EĞİTİMDE ŞİMDİYİ YAŞAMAK ROMANTİK BİR DÜŞÜNCE Mİ VE NEDEN ÖNEMLİ?

Bizim, gelecekte, çocuklarımızda olmasının onlara yardımcı olacağını düşündüğümüz beceri ve karakter özelliklerini, onlarda inşa etmek için geleceği beklememiz büyük bir basiretsizliktir. Çünkü biliyoruz ki ağaç yaşken eğilir. Çocuklarımızın üniversiteyi bitirdiğini farz edersek eğitimde kaldıkları süre 16 yıl, bu süre yalnızca bilgi yüklemesine feda edilecek bir süre değil. Öğrencinin dönüşmesi, gelişmesi, ve aynı zamanda toplumda yerini bulması, hayata katılması, enerjisini olumlu alanlara yöneltmesi gereken bir süre.

Çocuklarımıza yalan söylememeyi, hak etmek için çalışması gerektiğini şimdi öğretiyorsak, problem çözmeyi de, eleştirel düşünmeyi de, merhametli olmayı da, sorumlu olmayı da, beraberce çalışmayı da şimdi öğretmeliyiz. Bunları öğretmek seneler alan ve deneyimle pekiştirilen bir süreç.

Özellikle karakter eğitimi anlatarak değil yaşanılarak, gözlemlenerek içselleştirilir.

Çocukların hepsi aynı koşullardan gelmediğine göre, ailelerinden aldıkları farklı eğitim yanında ailelerinde edindikleri farklı tutum ve davranışlarla okula gelen öğrencilerin bir iki anlatı ile değişim içine gireceklerini düşünmek hayalci olur.

En iyi öğrenme, yaparak ve yaşayarak öğrenmektir.

OKULLARDA YAŞAYARAK KARAKTER VE BECERİ EĞİTİMİ NASIL VERİLİR?

Okul bir toplumdur. Karakter eğitimi için gerekli olan, farklı insanlarla etkileşim halinde olmaktır. Bu yüzden ders planı yaparken öğrencinin birbiriyle etkileşim halinde olacağı çalışmalara ve kulüp etkinliklerine yer vermek önem kazanıyor.

Çocukların öğrendikleri konuların hem onlar için anlam ifade edebilmesi için, hem de konuyla bağ kurabilmeleri için ders planının gerçek hayat bağlantısı olmalı ve bir deneyim de içermesi gerekir. İşte o zaman şimdiyi değerlendirebiliriz ve çocukların yaptıkları ile geleceklerine katkı sağlayabiliriz.

O halde hem etkileşimi artıracak, hem de eğitimi hayatla ilişkilendirecek deneyim ortamını nasıl yaratabiliriz?

GRUP ÇALIŞMALARI VE PROJE ÖDEVLERİ

Örneğin öğrencinin topluma duyarlı olmasını mı istiyoruz? Onu ilk önce arkadaşına yaklaştırmalıyız. Bu nasıl olur? Sabahları belli bir süreyi sınıf olarak sohbete ayırarak .. Hem mutlu oldukları , hem iyi hissettikleri olayları anlatmalarını sağlayarak, belki küçük hikayeler paylaşarak, zaman zaman okuldaki sorun ve eksiklikleri konuşarak…Yani bulunduğu toplumun bir parçası olduğunu hissettirerek ve çözüm arayıcısı olması için onu teşvik ederek.

Sınıfta beraber çalışacakları farklı projelerin içine onları sokarak…

Sözü geçen projeler bir araştırma veya deney değildir, öğrenci öğretmeninin ona verdiği bir sorunsala kendi özgün çalışması ile Google’da bulunamayacak bir cevap veya çözüm getirmeye çalışır, veya özgün bir ürün ortaya koyar.

Proje ödevleri bütün aşamalarında, öğrencinin akademik becerileri kullanmasını ve geliştirmesini hedefler. Süreçte öğrenci zorlandığı durumlarda; iletişim becerileri, problem çözme , beraber çalışma, sorumluluk alma gibi hayat becerilerini geliştirir, bütün bunların yanında; öfkeyle başa çıkma, kendini kontrol etme, zorluklarla başa çıkma, uzun hedefli çalışma, başarısızlık karşısında yılmama gibi birçok özelliği de geliştirebilir.

Projeler öğrenciye hayatının bir simülasyonu gibi olmalıdır.

Okulun ortamı öğrenciye korunaklı bir çalışma ortamı sağlar. Fakat bunu yaparken öğrencilerde olumlu bir deneyim hafızası bırakır. Okulda iken hayata geçen projeler, okul bittiğinde gençlere, yapacağı her işte, yapabileceklerine dair bir özgüven verir.

Projeler sonucunda hedef iyi bir ürün ortaya koymaktır. Grup çalışmalarında süreç içinde anlaşmazlıklar ortaya çıkabilir. Bunlar ise karakter eğitimi için güzel fırsatlar sunar.

KONU İLE İLGİLİ MESLEKTEN KİŞİLERLE KARŞILAŞMA

Öğrenilen konu ile öğrenci arasında bağ kurmanın bir diğer yolu, konu üzerinde çalışan bir meslek sahibi ile iletişime geçilip öğrenci ile meslek sahibini karşılaştırmaktır. Bu karşılaşma öğrenciye öğrendiği konu ile ilgili heves verir. Öğrendiği konu birden akademik olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşür. Örneğin Osmanlı tarihini öğrenen çocuk karşısında bir tarihçi gördüğünde tarih dersine bakışı değişebilir. DNA’yı öğrenen bir öğrenci genetik bilimcisini veya doktoru karşısında gördüğünde soracağı sorular ve aldığı cevaplar onu konuya çekmenin yanında zaman içinde bilinçli meslek seçimine öğrenciyi yönlendirir. Meslek sahibi insanların bu yolla okullarla dirsek temasında olması okullarla iş hayatındaki insanların zaman içinde farklı projelerde de bir araya gelmesini sağlar. Hem çocuklarda, hem de yetişkinlerde toplum bilinci ve dayanışma hissinin artmasını sağlar.

DİSİPLİNLER ARASI ÖĞRENME

Hayattaki öğrenme disiplinler arası olur. Yani herhangi bir konuyu öğrenmek istiyorsak bu konunun çevresindeki alanlara da yöneliriz. Örneğin sağlıklı yaşamayı istiyorsak bu konunun etrafındaki spor, beslenme, ruhsal sağlık gibi birçok konuya el atabiliriz. Ya da daha spesifik olarak söylersek örneğin yemek yapmaya meraklıyız, ilk önce kendi sevdiğimiz alandan yola çıkarız, örneğin hamur işleri, oradan bizi bu kesmez et yemeklerine de yöneliriz, ilk önce yemek kitaplarından başlarız örneğin oradan web’e yöneliriz yani farklı türde kaynaklardan besleniriz, buradan sağlıklı yemeklere yönelebiliriz, oradan sağlıklı malzemeye nasıl ve nereden bulacağımıza… Yani öğrenme lineer değildir bir beyin haritası gibi merkezden dallara sonra farklı merkezlere doğru yayılır. Okuldaki eğitimde de bunu başarabilmeliyiz. Bu da en güzel müfredat konularını işlerken öğretmenlerin birbirleri ile paslaşması ile olur. Örneğin coğrafya öğretmeni dünyanın ve güneşin hareketi hakkında fen öğretmeni ile beraber bir etkinlik tasarlayabilir. Ya da İklim değişikliğini öğretmeye çalışan fen öğretmeni bir web sitesi oluşturmalarını istediği öğrencileri için bilişim teknolojileri öğretmeninden destek alabilir.

Bütün bunlar çocukların hayattaki öğrenmelerinde ve gelecekte yapacakları işlerinde konulara çoklu perspektiften yaklaşmalarını ve yepyeni bağlantılar kurmalarını sağlar.

ÖĞRENCİYE ÖĞRENME İÇİN BİR NEDEN VERME

Öğrenme gerçek hayatta ihtiyaçlardan veya meraktan doğar. Teknoloji bunun için çok güzel bir örnek olabilir. Hayatımızı kolaylaştırmak için birçok yeni teknolojik araç veya uygulamayı öğrenmeye çalışırız.

İşimiz için bir tanıtım yapmamız gerektiğinde bir el ilanı veya broşürü en kolay nasıl üreteceğimizi öğreniriz, eğer bir elektronik cihaz almak istiyorsak bunların özelliklerini öğrenip karşılaştırma yapmak isteriz.

Proje ödevleri daha doğrusunu ifade etmek gerekirse Proje Tabanlı Öğrenme, öğrencide projesini yapmak için bilgilenme ihtiyacını doğurur. Bu öğrenme modeli, öğrencinin, projesini ortaya koyabilmek için, öğrenmesi istenilen bilgiyi kullanmasını sağlar. Öğrenciyi hem diğer alanlarda yetkinleştirir hem de bilginin kalıcı olmasını sağlar.

Örneğin İngilizce’yi sözel olarak kullanmasını istediğimiz öğrenciye ilgi duyduğu bir konuda video hazırlaması istenebilir. Öğrencinin İmla kurallarını öğrenmesini ve yazım dilini daha etkin kullanmasını istiyorsak çok sevdiği bir kitap tanıtımı yaptırıp, çocuklar arasında kimin tanıtımının arkadaşlarında kitabı alma isteği uyandıracağı konusunda bir yarışma düzenlenebilir. Tanıtımda imlasının doğru olması gerektiği konusunda öğrenci bilgilendirilir. Bu tür bir çalışma, öğrencilerin sevdikleri kitabı en iyi şekilde anlatmaya çalışmaları için güzel bir çalışma olur. Bunu en iyi şekilde yapabilmeleri için kendilerini zorlamaları gerekecektir. Kitabı okuduktan sonra çocuklara bir tür editörlük faaliyeti de verilebilir.

Yine başka bir örnek… Tarih dersinde 1. Dünya savaşını öğrenen öğrencilere her ülke için 1-2 karakter oluşturup bir senaryo yazmaları istenebilir. Bunu yapabilmek için çocukların konuyu iyi öğrenmeleri gerekecektir. Fakat böyle bir çalışma için öğretmenin işin parçalara ayrılması ve iş bölümü için öğrencilere yönlendirme yapması gerekir.

Fen dersi konuları öğrencilerin kendi yarattıkları ürünleri ortaya koyabilmeleri için idealdir. Fakat proje tabanlı öğrenme diğer alanlarda da rahatlıkla uygulanabilir. Örneğin çocuklar sanatı kullanarak yarattıkları ürünlerle toplumsal sorunlara dikkat çekebilirler.

Proje tabanlı öğrenmede proje ürünleri birçok şekilde karşımıza çıkabilir;

Yazı ürünleri:

Broşür, afiş, araştırma, senaryo, hikaye, blog yazısı gibi yazılı formlar

Sunular:

Sunum, münazara, müzakere, ders anlatımı, tiyatro, bütün okul için düzenlenecek bir etkinlik planlaması ve hayata geçirilmesi gibi sözel gösteri veya etkinlikler,

Sosyal medya ve teknoloji ürünleri:

Video, animasyon, kısa film, slayt gösterisi, kolaj, dijital hikaye ve resimli roman, podcast, web sitesi, akıllı telefon uygulaması

3 boyutlu ürünler:

Öğrenci tarafından icat edilmiş ve tasarlanmış maket ürünler

Çalışır hale getirilmiş tüketici ürünleri

Plan ürünleri

Bu ürünler daha çok lise ve üniversite öğrencileri için uygundur.

Üretmek istenilen ürünün veya yapılmak istenen bir etkinlik, hizmet vesairenin planlama ve organizasyonuna dair yapılan planlama ve ön çalışma ürünleri;

Tasarım, Maliyet hesabı, zaman çizelgesi, teklif yazısı, iş planı vs.

Yukarıdaki örneklerin hepsinde öğretmenin talep ettiği etkinliği veya çalışmayı yapabilmesi için öğrencinin öğrendiği konuyu öğrenmesi ve kullanması gerekir.

Bu tür çalışmalar hem öğrencinin bilgisini daha derinleştirdiği gibi daha yaratıcı olmasını sağlar.

Çünkü bu çalışmalarda öğrenci aktiftir, ve aktördür.

Bütün bu çalışmalar çocukların “ŞİMDİ” sini yaşantılar üzerine kurarken değerli kılar, aynı zamanda onları becerilerle donatarak onların geleceğini de inşa eder.

AYŞİN BOZKOYUNLU

Facebook Yorumları

1968 yılında İstanbul’da doğdu. Lise Eğitimini Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesi’nde tamamladı. Üniversite Lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi’nde bölümünde aldı. Yap Kredi Bankası’nda Kurumsal Pazarlama bölümünde başladığı iş hayatına, Magnesit A.Ş. ve Beiersdorf A.Ş. firmalarında devam etti. 5 yıl Hollanda’da farklı bir eğitim sisteminde çocuğunun eğitimine şahit oldu. 2013 yılında, ülkeye döndükten sonra yoğun eğitim okumaları, araştırmaları, Uluslararası MOOC ( yoğunlaştırılmış uluslararası online eğitimler), Webinar’ları takip etti, konferanslara katıldı. Artık bütün bu süreçte ortaya çıkan fikir, düşünce ve çözüm önerilerini paylaşma nokatasına geldiği için yazıyor. Yazmaya 2 sene önce başladı. Yazılarını bu sene yayınlamaya başladı. Çünkü kitap olarak yayınlamayı düşündüğü düşüncelerini paylaşmak için daha fazla beklemek istemedi.

Yazarın Profili

Yorumunuz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.