1. Anasayfa
  2. Değerlendirmeler

Kültür Hazinelerimizden Biri: Ahilik ve Ahi Evran

Kültür Hazinelerimizden Biri: Ahilik ve Ahi Evran
0

Anadolu’da ahilik teşkilatının kurucusu, esnaf ve sanatlar zümresinin piri olarak kabul edilen Ahi Evran çok yönlü bir ilim ve fikir insanıdır. Ahilik teşkilatı ile sosyal, iktisadi ve siyasi hayatımıza yön veren, Anadolu’nun vatanlaşmasında, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda ve bir cihan devleti olmasında büyük rol oynayan Ahi Evran tefsir, hadis, fıkıh, kelam ve tıp alanlarında derin bir alim, tasavvuf yolunda yüksek makam sahibi bir velidir. Kardeşliğe, cömertliğe, yiğitliğe, fedakarlığa, ahlaka, akla, bilim ve sanata dayanan, kaliteli üretimin ve adil paylaşımın esas alındığı Ahilik teşkilatı Anadolu’da birliğin, beraberliğin ve kardeşliğin mayasını oluşturmuştur. Ahiler “Hakka hizmet, halka hizmet” anlayışıyla uzun yıllar Anadolu’da ticaretin ve sanat dallarının gelişmesinde, barış ve huzurun tesisinde önemli roller üstlenmişlerdir. Ahilik teşkilatı, geçmişte sosyal ve ekonomik hayatı yönlendirdiği gibi günümüzde birçok sosyal ve iktisadi kuruluşun oluşumunda ve şekillenmesinde büyük pay sahibidir. Doğumunun 850. Yılında UNESCO tarafından anma ve kutlama yıl dönümleri arasında alınan Ahi Evran’ı ve yüzlerce yıldır bu topraklarda Ahilik geleneğini yaşatmış tüm esnaf ve sanatkarlarımızı yad etmek; bilginin hikmetle, ticaretin ahlakla buluştuğu Ahilik müessesini dünya milletlerine en doğru şekilde anlatmak, bu kutsal emaneti sonraki nesillere aktarmak hepimizin görevi olmalıdır.(1)

Arapça “kardeşim” manasındaki “ahî” kelimesinden gelen bu adın Türkçe ’deki akıdan (cömert) türetildiğini ileri sürenler de vardır. Temelde Kur’an’a ve Hz. Peygamber’in sünnetine dayandırılan prensipleriyle İslâmî anlayışa doğrudan bağlı olan Ahiliğin, tasavvufta önemli bir yeri bulunan “uhuvveti hatırlatmasından dolayı da kolayca yayılması ve kabul görmesi mümkün olmuştur… Anadolu’da Ahiliğin kurucusu olarak bilinen ve İran’ın Hoy şehrinde doğan Şeyh Nasîrüddin Mahmûd (ö. 1262), sonraları Ahî Evran ismiyle anılmıştır… Ahilik, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda da büyük rol oynadı. Âşıkpaşazâde, Osmanlı Devleti’nin kuruluşu sırasında faal rol oynayan dört zümre arasında ahîleri de zikreder. (2)

Ülkemiz de kaçınılmaz olarak modernizmden nasibini almış olmasına rağmen hala bazı gelenek ve göreneklerimiz yaşatılmaya çalışılmaktadır. Esnafın hala sabah ilk alışverişine “siftah sizden bereketi Allah’tan” demesi bunun küçük bir işaretidir. Bazıları geçmiş ve geleceğimizle bir bağ ve denge kurarak değişime uğrasa bile güzel geleneklerin yaşatılması toplumun ihtiyacıdır. Şimdilerde adına etik dediğimiz ahlaki davranış ve mesleklerin kanunlarda yer almayan kurallarına olan ihtiyacımız her geçen gün daha da artmaktadır.

Verimlilik ve rekabet şartlarında üretim yaparken küçük esnafın korunması sağlanabilir. Esnaf, zanaatkar, ticaret ve sanayi erbabı kendi aralarındaki ilişkilerini düzenlemede var olan sektörel oda, birlik ve federasyonlara rağmen dernek ve vakıflar kurmaktadır. Bu durum hala sosyal birtakım ihtiyaçların varolduğunun göstergesidir. Yüzyıllar önce bir ahilik kurumunda araya gelen esnaflar yüzlerce kural koyarak toplum ve iş hayatını düzenleyerek insanların ihtiyaçlarını karşılarken kendi aralarında birlik, beraberlik ve dayanışmayı sağlamaya çalışmışlardır. Levha haline getirilerek bugün işyerlerinde asılan bu kurallardan bazıları; “Harama Bakma, Haram Yeme, Haram İçme. Doğru, Sabırlı, Dayanıklı Ol. Yalan Söyleme. Büyüklerinden Önce Söze Başlama. Kimseyi Kandırma. Kanaatkâr Ol. Dünya Malına Tamah Etme. Yanlış Ölçme, Eksik Tartma. Kuvvetli ve Üstün Durumda İken Affedici, Hiddetli İken Yumuşak Davranmayı Bil. Kendin Muhtaç İken Bile, Başkalarına Verecek Kadar Cömert Ol.” Şeklinde sıralanmaktadır. Ahiliğe kabul edilenlerin oturup-kalkmaktan tutun da yemek, su içmek, söz söylemek, sokakta yürümek, hasta ziyareti gibi sosyal hayatı düzenleyen oldukça ayrıntılı kuralları da bulunmaktadır. (3)

“Osmanlıdan günümüze kadar gelen “Pabucu dama atılmak” deyiminin kökleri, Ahilik teşkilatına dayanmaktadır. Müşteri aldığı bir ayakkabıdan (pabuçtan) memnun olmaz ise hemen esnaf şeyhi, kâhya, yiğitbaşı, vb. şikâyet makamlarını takip ederek ilgili kişiye şikâyetini dile getirirdi. Bu durum incelendikten sonra söz konusu kusur esnaftan kaynaklanmış ise o ayakkabının ücreti müşteriye iade edilirdi. Dava konusu olan kusurlu/kalitesiz ayakkabı ise o ayakkabıyı yapan esnafın damına atılırdı. Bu olay o esnaf için çok ağır bir cezaydı çünkü çarşıdan gelen geçen vatandaşlar için bu durum o esnafın iyi ayakkabı yapmadığı anlamına geliyordu.” (4)

Ahîde bulunması gereken hasletlerin detaylı bir şekilde aktarıldığı fütüvvetnâmelere göre, ahilik teşkilâtının ahlâk eğitiminde yer alan dört temel ilke; “iffet, şecaat, hikmet ve adalet” iken, bunlara bağlı sekiz temel değer ise “cömertlik, tövbe, doğruluk, hidayet, alçak gönüllülük, emniyet, vefa ve öğüttür”. Ahilik teşkilâtı, bu değerlerin bireye kazandırılmasında sosyal kontrolü etkin bir şekilde kullanarak aynı zamanda günümüze de ışık tutmaktadır… Ahilikte eğitiminin en önemli kısmı, edinilen ahlâkın ve iyi değerlerin topluma yansıtılmasıdır… ahiliğin evrensel ilke ve prensipleri asla kaybolmayacak değerlerdir. (5)

Sonuç olarak Ahilik, tarih sürecinde ahlak, eğitim, iktisat, meslek ve toplum hayatında çok önemli görevler icra etmiştir. Ahilik, esnaf ve sanatkârlarda, mesleki eğitim mekanlarında, hatta üniversitelerde kendisinden edinilecek birçok olumlu yönlerin bulunduğu özgül bir kurumdur. Kültür ve medeniyet tarihimizin kendine özgü oluşumlarından biri olan Ahiliğin daha fazla gündeme gelmesi, hayatın içerisinde kendisine yer edinmesi veya yer verilmesi gerekmektedir. (6)

Saygıdeğer meslektaşlarım, öğretmenlerimiz bu yıl boyunca sadece mesleki eğitimde/meslek liselerinde değil tüm ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerin yaş gruplarına uygun “Ahilik Kültürümüz” olarak hikayeleştirilmiş uygun içerikleri önemli bir hazineden bahsediyor gibi öğrencileriyle paylaşırlarsa gelecekte her biri bir meslek erbabı olacak insanların zihnine gönlüne değerlerimizi yerleştirmiş olacaklardır.

(1) Cumhurbaşkanlığının “2021 Yılının Ahi Evran Yılı Olarak Kutlanması” konulu 2021/4 sayılı genelgesi
(2) https://islamansiklopedisi.org.tr/ahilik
(3) Erol DEMİR, Bu Zamanda Ahilik, https://egitimheryerde.net/bu-zamanda-ahilik/
(4) http://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller_pdf/Meslek%20Ahlak%C4%B1%20ve%20Ahilik.pdf
(5) Umut KAYA, Değerler Eğitiminde Bir Meslek Teşkilâtı: Ahîlik https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/302407
(6) http://isamveri.org/pdfdrg/D04068/2018_8/2018_8_OKUMUSE_SARITASK.pdf

Facebook Yorumları

Erol DEMİR 1967 yılında Gölcük’te doğdu. Piyale Paşa İlkokulu, Gölcük İmam Hatip Ortaokulu, Gölcük Endüstri Meslek Lisesi, Anadolu Üniversitesi Bilecik Meslek Yüksekokulu Elektronik programını ve Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İşletme Yöneticiliği alanında yüksek lisansı “Eğitim Yöneticilerinin Sorunları ve Çözüm Önerileri” konusunda tezini tamamlamıştır. Halen İstanbul Ticaret Üniversitesinde işletme alanında doktora öğrencisidir. 1990 yılında Türkkablo fabrikasında kalite kontrol teknisyeni olarak çalıştı. Öğretmenlik hayatına 1991 yılında Hakkari’de başladı. 1994 yılında Gölcük Mesleki Eğitim Merkezi’ne elektronik öğretmeni olarak atandı. 1995 yılında müdür yardımcısı oldu. 2000 şubat ayında Gölcük Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü oldu. 2003 yılında Gölcük İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak çalışmaya başladı. Aralık–2007 ile Haziran-2016 arası İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube müdürü olarak çalıştı. Temmuz – 2016 Bakırköy İlçe MEM, Temmuz-2022 İstanbul İl MEM, Ekim-2023 Küçükçekmece İlçe MEM Şube Müdürü olarak görevine devam etmektedir. Evli ve 3 çocuk sahibidir.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir
pexels-plann-4549414

Yorumunuz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.