Yükselen bütün insanlar ancak güzel ahlakları, edepleri sayesinde yükselmiştir. İlim, bilim, kariyer elbette önemli fakat güzel ahlakın yoksa kimse tarafından saygı duyulmayıp kimse tarafından güzel anılmazsınız.
‘İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendin bilmezsin ya nice okumaktır’ der Yunus Emre… Yunan mitolojisine göre milattan önceki çağlarda güneşin, ateşin, müziğin, şiirin ve sanatın tanrısı kabul edilen Apollon’un, tapınak olarak kullandığı bilinen Delphi tapınağının girişinde latince ‘Nosce Te İpsum’ yani ‘Kendini Bil’ yazar. İnsanın kendini bilmesi, nereden gelip nereye gittiğini yani özünü kavramasını sağlayacaktır. Özünü düzenleyen insan sağlam adımlarla yol alırken hem kendi varoluşsallığını tamamlayacak hem de etrafındaki insanlara değer katacaktır. Bunun aksini benimseyen ya da kendi içselliğini bilmeyen insan kendine ve etrafına fayda sağladığını sansa da aslında zarar verecektir. Kendi özünü benimseyen ahlakı da benimseyecektir.
Gelişimde ahlak eğitimi son derece önemlidir. Bilimsel bilgilerin yanında ahlak eğitimi de verilerek iyi huylu bireyler yetiştirilmelidir. Özellikle küçük yaşlarda kazanılan ahlak eğitimi ileriye de etki edecektir. Burada çocuk yetiştiren aileye, öğretmene, yakın çevreye önemli rol düşmektedir. Çocukarın edineceği bu ahlak eğitimi toplum geleceği için bir yatırımdır. Tabi ki çocuklara sadece eğitim vermek yetmeyecek aynı zamanda örnek büyükler olunmalıdır. Çünkü söylenen sözden çok görülen durum örnek alınacaktır. ‘Bu dünya bir ağaca benzer, biz de bu ağaçta yarı ham yarı olmuş meyveler gibiyiz’ der Hz. Mevlana… Ahlak öğrenmenin büyüğü küçüğü yoktur aslında, Zaten birey eğitime önce kendinden başlamalı sonra örnek olmalıdır.
‘Gezdim Halep ile Şam’ı
Eyledim ilmi talep
Meğer ilim bir hiç imiş
İlla edeb illa edeb’
Yunus Emre bu dizeleriyle bize bir kez daha yol gösteriyor. İnsan ne kadar okursa okusun, bilirse bilsin temelinde edebe ulaşılmadıysa, hiç bir bilginin insana da çevresine de faydası olmayacaktır.
Bilgi ve ahlak bir arada olduğu zaman insan hem kendisinin hem de başkalarının hakkını bilir ve korur. Kimsenin hakkına girmez, hoşgörülü davranır, dik durarak kendi hakkını da korumasını bilir. Kendinde olanı daha iyi kullanabilmeyi öğrenir. Hata ve eksiklerinin farkında olur ve kendi özünü yeniden düzenler.
İnsan başak gibi olmalı, başak önceleri dik durur fakat buğday doldukça sessizce eğilir. İnsan da her daim dik durmalı lakin büyüdükçe, öğrendikçe, doldukça tevazuyu da bırakmamalı.
Elif Gibi Dik, Nun Gibi Suskun, Vav Gibi Edepli Olmalı İnsan!
Celil SEYFİ
Sevgimin tarifi yeğenim Cihan Alptuğ Seyfi, 3. yaşın sağlıklı, kutlu, mutlu, hayırlı olsun…