1. Anasayfa
  2. Değerlendirmeler

Feda Eden Misin Yoksa Fedakar Olan Mı?

Feda Eden Misin Yoksa Fedakar Olan Mı?
0

Haydi öncelikle başlıkta yazan soruyu cevaplandırarak başlayalım yazıyı okumaya. Feda eden misin yoksa fedakar olan mı? Belki çok detaylı olarak kelime anlamlarını bilmeden cevap vereceksin bu soruya belki yazının sonunda şimdi verdiğin cevabına bakış açın değişecek ve ”Ben aslında buymuşum! (feda eden ya da fedakar)” diyeceksin. Haydi öyleyse cevabını verdiysen bir bakalım sen neymişsin.

Öncelikle feda etmek kelime anlamına baktığımızda kendini gözden çıkarmak, kıymak anlamlarını barındırıyor. Halbuki bazılarımızın kulağına ne de hoş geliyordur feda etmek. Hayatının son dönemlerinde hatırladığın kadarıyla kendini gözden çıkardığın, kendine kıydığın, ikinci üçüncü plana attığın oldu mu hiç? Olduysa da eğer nasıl sonuçlandı bir de bunu düşün. Sen bunu düşünürken sana yardımcı olabilmek adına ben de bu kelimenin anlamını daha da derinleştireyim.

Kendini feda etme durumu eğer ki fedakarlıklarımız kendini aşarsa devreye girer. Peki fedakarlık yaparken birden ne olur da biz kendimizi feda etme noktasına geliriz bir düşünelim. Ben bunu ilk düşündüğümde iki ayrı nedenselliğe eriştim. İlk olarak insan kendini içgüdüsel olarak tehlikelere karşı korumak için devreye giren sinir sistemine teslim olur. Bu sistemi aktive eden kaynak tehlikedir. Kendini feda etme durumunun içinde olduğumuzu bildiğimiz halde aslında bu davranışını sürdürmeye devam ederiz.

Uzun vadeye yayılınca bu durum sonu kötüye kullanılmaya varıyor. Bu durum aslında bir çeşit tehlike demektir. Bu sebeple kendimizi güvende tutmak için kuşkucu bir yanımız daima bizimledir. Bu kuşkucu yanımız aracılığıyla kimi zaman kendimizden ödün verdiğimiz noktaları fark edebiliyoruz. Ancak fark ediyor olmak maalesef ki bu akışı durdurmaya yetmiyor. Yine teslim olduğumuz sistem bu sefer uyarmak için alarm veriyor ve alıcı (kendimiz) bildirimleri almaya kapalı bir durumda oluyor. Tam da burada başta bahsetmiş olduğum ikinci nedensellik devreye giriyor. ”Erken dönem yaşantılarımız.”

Yani henüz küçücük bir çocukken deneyimlerimiz ve gözlemlerimiz sonucu kendimize, dünyaya ve çevremizdeki kişilere dair öğrendiklerimiz.

İlişki kurma biçimimiz ve ilişkilerde kendimize atfettiğimiz değer, öğrenmiş olduklarımızdan yalnızca biri ancak yetişkinlikte yeri çok önemli. Bu konuyla da birebir ilişkili.

Sevilebilmenin, bağ kurabilmenin, onay alarak kendini değerli hissedebilmenin koşulu karşı tarafı memnun etmek olarak öğrenildiğinde, kendimizi feda etme yani gözden çıkarabilme eğilimimiz güçlü oluyor.

Bu tıpkı şuna benziyor;

Ben kendimi feda etmezsem yani ilişkideki ihtiyaçlarımı, haklarımızı ikinci plana atmazsam ya da gözden çıkarmazsam karşımdaki beni gözden çıkarır ve o zaman ondaki yerimi, sevgisini, ilgisini kaybederim (ve işte o zaman küçücükken öğrendiğim “sevilemez oluşumla” yüzleşirim)

Ya da ilişkilerde kendi ihtiyaçlarımı da gözetmek yerine karşımdaki kişinin ihtiyaçlarını (beklentilerini) bir numaraya koymazsam yani kendimi, ilişkideki beni gözden çıkarmazsam onu ÜZMÜŞ, KIRMIŞ olurum. Ve bana uymayan bir şeyin önüne geçerek karşı tarafın beklentisini yerine getirmemem demek  “suçlu” olduğum anlamına gelir. Günün sonunda “suçlular” sevilemez kişilerdir.

Kulağa nasıl geliyor?

Çarpık değil mi?

Muhakeme eden yanınıza sormak istiyorum.

Kendime duyduğum saygının göstergesi olarak bana iyi gelmeyeceğini bildiğim şeye hayır diyebilmek beni nasıl  suçlu kılabilir ki?

Karşı tarafın ihtiyaçlarını (yani benim limitlerimi zorlayan beklentilerini) karşıladığım ölçü belirleyebilir mi sevilebilir oluşumun derecesini?

Muhakeme eden yanınıza ait olan ses, suçlu olduğuna inanan sesi bastıramıyorsa bu konuya derinlemesine bakmanızı öneriyorum. Geçmişte kendi kişisel deneyimime ve klinik çalışmalarımda ki tecrübeme baktığımda bunu tek başına yapabilmek ilk etapta güç bunu görebiliyorum ve psikoterapi desteğiyle temel düzeydeki ihtiyaçlarınızı göz ardı etmemenizi tavsiye ediyorum.

Şimdi tekrar cevaplamanı istiyorum; Feda Eden Misin Yoksa Fedakar Olan Mı?

Sevgilerimle,

Psikolog Buse Aydın

Facebook Yorumları

Girne Amerikan Üniversitesi’nde hazırlık okulunu ve ardından psikoloji 1.sınıfı bitirdim. Sonrasında Kıbrıs İlim Üniversitesi’ne geçiş yaptım ve 2022 yılı Haziran ayında şeref belgesi ile mezun oldum. Halihazırda bir blog sayfasında da yazılar yazmaktayım. Aydın’da özel bir klinikte 2 ay boyunca, İstanbul’da Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi’nde 15 gün ve Aydın’da Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi’nde 30 gün çalışma imkanım oldu. Aydın’da özel klinikte çalışırken çocuklarla daha iyi bir iletişimde bulunduğumu ve 8-15 yaş aralığındaki çocuklar ile daha iyi bir ilişki geliştirdiğimi fark ettim. Ardından çocuklara yönelik bilişsel boyutta değerlendirebileceğim çocuk testleri eğitimini almaya karar verdim ve başarıyla da tamamladım. İstanbul’da ki özel hastanede gerçekleştirmiş olduğum iş imkanım ise bana bağımlılık sürecinin hasta, doktor ve psikolog üçlüsü ile nasıl yol izlenmesi gerektiğini ve eğer bir gün ben de bağımlılık ile çalışmaya karar verirsem nasıl süreçlerden geçmem gerektiğini öğretti. Bunun yanı sıra bir de hastane ortamında eğitimler almak beni mesleğimin daha anlaşılır boyutuna götürdü. Psikolog ünvanımı aldıktan sonra Kıbrıs Pembe Köşk Psikiyatri Hastanesi’nde stajyer psikolog olarak staj yaptım. Burada Travma ve Afet Psikolojisi, Madde ve Alkol Bağımlılığı konularında da eğitimlerimi tamamlayarak sertifikalarımı almaya hak kazandım. Bütün bu eğitimlerden geçerken bir de aile ile çalışmayı hedef alıp Yeditepe Üniversitesi ve e-devlet onaylı Aile Danışmanlığı Eğitimi’ni başarıyla bitirdim. Psikoloji alanında 2017 yılından bu yana Ada Eğitim Akademi adında eğitimler veren bir kurumda sunucu olarak görev aldım. Bu sayede alandaki birçok kişiyle tanışma fırsatı buldum. Yeni eğitim döneminde Kıbrıs İlim Üniversitesi’nde “Klinik Psikoloji” (tezli) alanında yüksek lisansıma başladım. Rehber Klinik bünyesinde gerçekleştirmiş olduğum stajımda ise birçok eğitim alma ve süpervizyona katılma imkanım doğdu. Öncelik olarak Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimini sonrasında Spor Psikolojisi üzerine olan eğitimi ve son olarakta Mindfulness eğitimini başarıyla bitirdim. Tek tek 3 eğitimden de almış olduğum bir çok yararlı bilgiler ve artı olarakta yapmış olduğumuz süpervizyon süreci de deneyim açısından çok kaliteli bir süreç oldu.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir
Mustafa Aslan

Yorumunuz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.