Hak Vermek, Hakk’ını Vermek ve Hakk’ı Savunmak hakkında konuşalım bugün de…
İlk önce hak vermeyi ele alalım. Hak vermek; bir şeyin doğruluğuna inanmak, onun arkasında durmak ve onaylamaktır bence. Hakkı savunmak ise; adaleti istemek, ayrıcalıklara karşı durmak ve bunları ahlak edinmektir. Peki hakkını vermek nedir? Eğitim yolunda ilerlerken eğitimcilere ve eğitimci olma yolunda ilerleyenlere odaklanarak sorumuza cevap bulmaya çalışalım.
Hepimizin hayatından birçok branştan birçok öğretmen geçti. Bazıları rol model olurken bazıları ne yazık ki bizler için hüsran oldu. Aileden sonra gelen ve yetiştirme sorumluluğu olan öğretmenlere büyük görevler düşerken bu konumun hakkını vermemek her alanda ciddi sıkıntılara sebep oluyor. Öğrencisini kazanmayı bilmeyen, kalbine dokunamayan, hatta kalplerinde derin yaralar açanlar öğretmenliğin hakkını vermek bir yana, hakkını yiyorlar. Ayrıca bu durumu her meslekte görebiliyoruz. Bir PDR’ci olarak şuna da değinmek istiyorum. “Pdr’ciler yatıyor” cümlesi gerçekten de mantık dışıdır. Çünkü yatmak isteyen kişi hangi konumda olursa olsun bunun bir yolunu bir şekilde illa ki buluyor. Yalnızca bir gruba atfedilen yıkıcı ve yaralayıcı bu mesele toplumun her alanında var ne yazık ki. İşimden doyum alamıyorum bahanesiyle işten kaçmak, sorumlulukları yerine getirmemek ve yapılması gerekenleri geçiştirmek her meslek grubunda görülebiliyor. Hakkını vermeyi bilmeyen kişi zaten bu çabayı aptallık olarak nitelendiriyor yani hakkını vermek çabasını.
Sonuç olarak zulmeden olmadan, haksızlık yapan olmadan toplumda yer edinemiyoruz anlayışı hakim. Haksızlıkların karşısında durmak ve ‘hakkını vermek ahlakını’ yaşamak-yaşatmak bizlere düşüyor.
Sağlam duruşlarımızın olması dileğiyle…
