1. Anasayfa
  2. Bilgi Bankası

Geleceğimiz İçin Çevreci Çocuklar Yetiştirmeliyiz

Geleceğimiz İçin Çevreci Çocuklar Yetiştirmeliyiz
0

Çevre, bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi[1] olarak tanımlanır. Coğrafi anlamda iki farklı çevreden bahsedilir. Bunlar doğal çevre ve beşerî (kültürel, yapay) çevre olarak iki farklı başlıkta ele alınır. Doğal çevre taş küre, su küre, hava küre ve canlılar küresinden oluşur. Canlılar kavramı ise bitkiler, hayvanlar ve insanlar olmak üzere üç alt kavram halinde ele alınabilir. Taş küre üzerinde gelişen topraklar üzerinde bitkiler, hayvanlar ve insanlar birlikte hayat sürer. Su küreyi oluşturan denizler ve okyanuslar içinde de çeşitli su canlıları yaşar. Kara kütleleri üzerindeki akarsular ve göller içinde de canlıları barınır. Tarım faaliyetlerinin yapılabilmesi için tatlı su kaynaklarından sulama amaçlı yararlanılır. Atmosfer olarak adlandırılan hava küre ise iklim olaylarının geliştiği katmandır. Bu üç doğal çevre unsurunun kesişme alanına canlılar küresi adı verilir. Canlıların yaşayabilmesi için toprak, su ve havaya ihtiyaç vardır. İklim olaylarının gelişebilmesi için enerjiye ihtiyaç duyulur. Bu ihtiyaç güneş enerjisi ile karşılanır. Canlıların içinde yaşadığı özel doğal şartların bulunduğu ortamlara ekosistem adı verilir. Ekosistemler göl ekosistemi, vadi ekosistemi, akarsu ekosistemi, dağ ekosistemi gibi farklı şekillerde ele alınabilir. Bütün canlılar doğal çevre içerisinde yaşar. Fakat bu canlıların en gelişmişi olan insanlar doğal çevre içerisinde yaşamakla birlikte aynı zamanda bu çevreyi değiştirip şekillendirebilir. İnsanlar tarafından değiştirilip yapılandırılan çevreye beşerî çevre, yapay çevre ya da kültürel çevre adı verilir. Çevre sorunları da tam bu noktada başlar. Toprak kirliliği, su kirliliği, hava kirliliği, iklim değişikliği ve doğal yaşamın tahrip edilmesi ekolojik dengenin bozulması ile sonuçlanır. İşte bu nedenle sürdürülebilir çevrecilik, sürdürülebilir kalkınma gibi kavramlar karşımıza çıkar. Çevre koruma bilincinin insanlara öğretilmesi ancak eğitimle olur. Eğitimin yaşı ise ne kadar erken başlarsa o kadar fazla bilinçli insanlar yetiştirilebilir. Çevre gönüllüsü ve çevre okur yazarı insanların yetiştirmesinin yolu okul öncesi döneminden başlayarak çocuklara çevre bilinci kazandırmaktan geçer.

Okul Öncesi Eğitim Programında Çevre Bilinci

Okul öncesi programında çocukların çevresini keşfederek öğrendiğinden bahisle çevre eğitimin önemine vurgu yapılır. Erken çocukluk döneminde çocukların beyni öğrenmeye açık olduğu için çevre şartları çocukları olumlu yönde etkileyebileceği gibi zararlı yönde de etkileyebilir.[2] Okul öncesi eğitim programı çocukların merak duygularını harekete geçirerek, sorular sorarak, araştırarak, keşfederek ve oynayarak öğrenmelerini teşvik eder. Bu nedenle çocuklar yakın çevrelerinden başlayarak bütün imkanların öğrenme amaçlı olarak kullanılmasına özen gösterilmelidir[3].

Çocukların öğrenmesi planlanırken içerisinde bulundukların çevre imkanlarından yararlanarak yakından uzağa, bilinenden bilinmeyene ve kolaydan zora doğru öğrenmesine fırsat verilmelidir.[4] Programda çocuklara çevre bilinci kazandırmak için kazanımlar planlanmıştır. Kazanımların gösterge ve açıklamaların da kavramların nasıl kazandırılacağı açıklanmıştır. Program kazanımların öğrenme merkezlerinde etkinlik ve oyun merkezli olmasını esas almıştır. Şimdi çevre ile ilgili kazanımları inceleyelim.

Bilişsel Gelişimle ilgili 2. kazanımda, “nesne/durum/olayla ilgili tahminde bulunur” ifadesi bulunmaktadır. Bu kazanımdaki “tahminde bulunur” ifadesi üzerinde durmakta yarar vardır. Çünkü tutarlı tahminde bulunmak için ön bilgiye ihtiyaç vardır. Bu kazanımın göstergesinde bulunan şu ifadeleri inceleyelim: “Nesne/durum/olayla ilgili tahminini söyler. Tahmini ile ilgili ipuçlarını açıklar. Gerçek durumu inceler. Tahmini ile gerçek durumu karşılaştırır.” İpuçlarını açıklamak için araştırmaya ihtiyaç vardır. Bunun için de gerçek durumu incelemek gerektiğine vurgu yapılmıştır. Araştırma becerisi ise bilimsel düşüncenin kazandırılmasının en önemli basamaklarından birisidir. Okul öncesi dönem çocuklarına bilimsel düşüncenin temel ilkelerinden olan gözlem becerisinin temellerinin bu kazanımla atıldığını söyleyebiliriz. Gözlem yapan, araştırma yapan, bilimsel kanıtların ipuçlarını toplayan ve tahmin etme becerisini geliştiren çocuklar hem doğal çevreyi hem de yapay çevreyi fark etmeye başlar. Fark etmek ise öğrenmenin ve gelişmenin önemli bir aşamasıdır. 18. Kazanımda ise, “zamanla ilgili kavramları açıklar” denilerek zamanın çevre üzerindeki etkisine dikkat çekilmektedir. Bu kazanımın göstergesinde ise, “olayları oluş zamanına göre sıralar. Zaman ile ilgili kavramları anlamına uygun şekilde açıklar. Zaman bildiren araçların işlevlerini açıklar,” denilerek çocukların zamanı ve sürekliliği algılama becerisinin temel ilkelerini edinmesine bir pencere açılmış olur. Nitekim zamanı, değişimi ve sürekliliği anlamak çocukların okuyacağı lise coğrafya dersi öğretim programının en temel yaklaşımlarındandır. Böylece çevre üzerindeki değişimin zamanla ve yavaş yavaş geliştiğini kavramaya başlayan çocuklar çevredeki olumsuz değişimleri de yavaş yavaş kavrayabilirler. Bu kazanım oyunla, etkinliklerle yavaş yavaş fark ettirilmelidir. Bu noktada püf noktası okul öncesi çocuklarına öğretim değil eğitim yapılması gerçeğine özen gösterilmesidir.

Dil gelişimi ile ilgili 10. Kazanımda, “görsel materyalleri okur,” denilerek çocukların çevresindeki görselleri, çevresindeki değişiklikleri, tabloları, resimleri ve grafikleri okuması ve yorumlamasının temelleri atılmaktadır. Bu kazanım çocukların çevresel etkilerin grafiklerle algılamasının alt yapısını oluşturmaktadır. Bu yönüyle çocuklar eğitim yaşamlarının ileriki dönemlerinde “görsel okur yazarlık” becerisinin ilk nüvelerini küçük zihinlerine yerleştirmiş olur.

Sosyal ve Duygusal Gelişimle ilgili 10. Kazanımda, “sorumluluklarını yerine getirir,” ifadesiyle çocukların çevresine karşı üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmesine fırsat verilmektedir.  Bu kazanımın açıklamalarında çocuklara çevre bilinci kazandırmak için önemli ipuçlarına yer verilmiştir; “…çocuklar yaşamın sürdürülebilmesi için gerekli olan varlıkları (toprak, su, enerji, gıda gibi) verimli kullanmayı, canlıların bakımını üstlenip korumayı, çevresindeki güzellikleri korumak üzere sorumluluk almayı öğrenmelidir. Bilinçli tüketici olan, sorumluluk sahibi vatandaşlar yetiştirmenin temelleri ancak böyle atılabilecektir.” Bu kazanımdaki bu açıklamalar çocukların bilinçli çevreciler olmasının alt yapısını oluşturmak için son derece önemli işlev görebilir. Burada önemli olan konu ise bu kazanımların öğretmenler tarafından nasıl işleneceğidir. Etkinlik ve oyunlarla, tiyatro ve drama etkinlikleriyle, müzik ve açık alan gezileriyle çocukların küçük birer çevreci olmasının ilk adımları atılabilir. 13. Kazanımda, “Estetik değerleri korur,” denilerek çevre koruma bilincine ve sanat sevgisine güçlü bir atıf yapılmıştır. Bu kazanımın göstergesinde ise, “çevresinde gördüğü güzel ve rahatsız edici durumları söyler. Çevresini farklı biçimlerde düzenler. Çevredeki güzelliklere değer verir,” denilerek çevre düzenlemesine ve çevre korumasına özen gösteren çevreci çocukların tanımlanmıştır. Kazanımın açıklamalarında ise, “çocuğun doğal ve yapılandırılmış (yapay) çevrede gözlemlediği güzellikleri ve bu güzellikleri korumak için neler yapılabileceğini ifade etmesine ve istediği düzenlemeleri yapmasına olanak tanınmalıdır. Çocuğun yakın çevresini estetik bir biçimde düzenlemesine fırsat tanıyacak öğrenme süreçleri oluşturulmalıdır. Çocuğun çevresindeki nesne ve varlıklara değer verebilmesi için onlar hakkında bilgi sahibi olması gerektiği unutulmamalıdır,” ifadelerine yer verilerek çevreci çocukların okul öncesi dönemden itibaren nasıl yetiştirileceği çok güzel açıklanmıştır.

Sonuç:

Okul öncesi eğitiminden itibaren çocuklara çevre bilinci kazandırmak son derece önemlidir. Bu amaçla okul öncesi öğretmenlerinin ve ailelerin çevreci çocuklar yetiştirmek için iş birliği yapmasında yarar vardır. Programın sarmal ve eklektik yaklaşımı ve fen bilimleri, coğrafya gibi farklı bilim dalları ile iş birliği yapmaya izin veren esnek bir yapısı vardır. Bu bakımdan okul öncesi kurumlarında programın öngördüğü fen merkezleri ve kum merkezleri çocuklara çevre bilinci kazandırmaya yönelik etkinliklerin yapılmasına yönelik olarak kullanılabilir. Yapılacak sınıf içi deneylerle ve açık hava etkinlikleri ve alan gezileriyle çocuklara çevre bilinci kazandırılmasının temelleri atılabilir. Sürdürülebilir bir çevre için, iklim değişikliklerini önlemek için, doğal çevrenin bozulmasını önlemek için, enerji ve su israfının önüne geçebilmek için yarınımızı kurtaracak çevreci çocuklar yetiştirmeliyiz.

Bu çalışmanın sınırlılığı nedeniyle bütün programı inceleme imkânı bulamadık. Geniş bilgi almak isteyen okurlarımız, https://tegm.meb.gov.tr/dosya/okuloncesi/ooproram.pdf adresinden eğitim programına ulaşabilir.

Dr. Nadir Çomak

Kaynaklar:

[1] https://sozluk.gov.tr/

[2] https://tegm.meb.gov.tr/dosya/okuloncesi/ooproram.pdf:s.12

[3] a.g.e: s.16

[4] a.g.e: s.18

Facebook Yorumları

1966 yılında Eskişehir’de dünyaya gelen Nadir Çomak, Atatürk üniversitesinde coğrafya (1988) ve sosyoloji (2021) bölümlerini bitirdi. Coğrafya eğitimi alanında Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde yüksek lisans eğitimini (1993), Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsünde doktora eğitimini (1998) tamamladı. Üsküdar Üniversitesinde Aile Danışmanlığı sertifika programını (2020) bitirdi. İstanbul üniversitesinde çocuk gelişimi bölümünde 3. Lisans eğitimini ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Okul Öncesi Eğitimi Bölümünde 2. Doktora eğitimini sürdürüyor. Millî Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarında öğretmen, yönetici, editör, proje koordinatörü, kitap inceleme uzmanı olarak çalıştı. Farklı üniversitelerde araştırma görevlisi, öğretim üyesi ve daire başkanlığı ve yerel yönetimlerde yöneticilik görevlerinde bulundu. Özel yayınevlerinde yazarlık ve editörlük görevlerinde bulundu. Yurt genelindeki birçok resmi ve özel kurumda eğitim seminerleri verdi ve arama konferansı moderatörlüğü yaptı. Coğrafya eğitimi, okul öncesi eğitimi ve aile eğitimi, öğretmen eğitimi ve kişisel gelişim alanında yayınlanmış kitapları ve makaleleri ve sempozyum bildirileri bulunan Çomak evli ve dört çocuk babasıdır. Yayınlanmış Kitapları: Evimizdeki Elmaslar, Öğrenen Aile, İklim Oluşturan Öğretmen, Mazeret Yok (Gülhane Yayınları), Üstün Yetenekliler Kulübü (Foliant Yayınevi). Verdiği Seminerler:İklim Oluşturan öğrenen Lider Öğretmen, "Mazeret Yok": Sen de Başarabilirsin, Kendini Keşfet ve Kariyerini Planla, Öğrenen Mutlu Aile Olmak

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.