Eskiden karne notları; karne eve gelince görülür, notlar çok iyiyse karne sahibine şöyle göz ucuyla bakılır, gülümsenir ve “Hep böyle olsun, tamam mı?” denir, ellerden biri cebe uzanır, düşünülen harçlık verilirdi. Karne notları iyiyse, yine aynı bakış ama daha ağdalı bir ses tonuyla “Daha iyi olabilirdi.” denir, yine cebe el atılırdı. Karne kötüyse ses tonuyla birlikte bakışlar da değişir, cebe de el atılmazdı. Cezanın dozu karnedeki notların değeriyle eş tutulurdu.
Ancak şimdi öyle mi? Veliler çocuklarının okuldaki her hareketini internet üzerinden öğrenir oldular. Yaşasın Teknoloji!
Sorun büyümeden önlem almak daha kolaylaştı. Yani karneyi beklemeye gerek kalmadı.
Yine de karneyi görmek için bekleyen velilere tavsiyem, notları düşük olan çocuklarınıza sözlerinizi seçerek söylemeniz. Zira onlara söyledikleriniz, beyinlerinin bir yerinde saklanır, kişilik gelişimlerini etkileyecek yaralar açar.
Karnedeki kötü notlar çocuklarda utanma, suçluluk ve aşağılanma gibi ağır, olumsuz duygulara neden olur. Ebeveynleri de bu duruma aşırı tepki verdiklerinde çocuklar dünyanın sonu gelmiş gibi hisseder, hiçbir çözüm yolunun olmadığına inanır, çaresizlik içine düşerler. Benzeri olumsuz duyguları yoğun yaşayan çocuklarda depresyon, kaygı bozuklukları veya uyum bozuklukları gibi ruhsal rahatsızlıklar ortaya çıkar.
ANNE BABALARA ÖNERİLER
Yüksek ya da düşük notlar çocuklarınızın gerçek yeterliliklerini, becerilerini, içsel güçlerini yansıtmayabilir. Çocuk yapamadığını, başaramadığını gördükçe dersleri tamamen bırakıp içine kapanabilir. Bu nedenle bir derste veya bir alanda başarılı olan bir öğrencinin her alanda ve her koşulda aynı başarıyı sergileyeceği beklentisi içine girilmemelidir.
Düşük notların nedeninin bir algılama veya öğrenme güçlüğü olup olmadığına bakılmalıdır. Süreç göz ardı edilip direkt sonuca odaklanmamalı, notların neden düşük olduğu araştırılıp anlaşılmalıdır. Derse olan ilgisi, bilgi düzeyi, motivasyonu, öğretmenlerinin tutumu gibi pek çok etmen göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuğun kişiliğine ve yeteneklerine uygun eğitim modelleri seçilmelidir. Bu konuda kesinlikle zorlayıcı olunmamalıdır.
Sorunları sadece derslerden kaynaklanmıyor olabilir. Okul dışından kaynaklanan sorunlarının olabileceği de düşünülmelidir. Çocuk sadece karne zamanında değil her zaman gözlenmeli, bir terslik hissedildiğinde müdahale edilmelidir. Evde tüm aile bireylerinin sorunlarını anlatabileceği ortamlar oluşturulmalıdır.
Notlar istenildiği gibi olmasa da çocuğun elinden gelen çabayı gösterdiği düşünülerek ebeveynleri tarafından sevildiği, değer verildiği ve kabullenildiği hissettirilmeli asla başkalarıyla kıyaslanmamalıdır.
Çocuğun çalışma alışkanlıkları geliştirmesi, motive olması, zamanı yönetmesi, derse odaklanması ve organize olma becerisi geliştirmesi konularında destek olunmalıdır. Gerekirse bir uzmandan yardım alınmalıdır.
Notları ne olursa olsun çocuğun tatile ihtiyaç duyduğu unutulmamalı, ceza ya da maddi ödül yerine onlarla bu süre, verimli bir şekilde geçirilmelidir. Çocuklarına zaman ayıramadığı için yakınan ebeveynler için süreç bir fırsat olmalıdır. Birlikte sinemaya, tiyatroya, müzelere, bilim merkezlerine gidilmeli, hoş vakit geçirebilecekleri etkinliklerle değerlendirilmelidir.
Leyla Fidanay
Eğitmen, Koç, Mentor, Yazar