Bir insanda korku duygusu, güvenliğini tehdit edici bir durumla karşılaştığında ortaya çıkar. Akabinde kişi kendini güven içinde hissedeceği en yakın kişiye ihtiyaç duyar. Bu durumun yanında kişi, güvenli bir ortam arama ve korunma gereksinimi duyar. Zira kişi, bir destek ve yardım alabileceği birinin yanında kendini güvende ve rahat hisseder. Dolayısıyla korkuyla baş etmenin en iyi yollarından biri de güven verecek kişi ve ortamlarda bulunmaktan geçer.
Korku, genellikle kişinin başa çıkamadığını düşündüğü durumlarda daha çok görülür. Bunun sebebi ise kişi için kriz ve korku yaratan durumlarda aslında kişinin böyle zamanlarda kendini tek başına yeterli görmemesinden ya da çaresizlik hissinden kaynaklanmaktadır. Peki, korkularla baş edebilmek için nasıl bir çözüm gereklidir?
Bir korkuyu yenmenin en güzel yolu, korkularla yüzleşmektir. Tabii aynı zamanda korkuya sebep olan durumu çözme girişiminde bulunmak, atılacak en doğru adımdır. Kriz ve korkuları alt etmek, ilk önce kişinin bu durumu, karşısına çıkan herhangi bir sorunu nasıl çözüyorsa, aynı şekilde bunu çözebileceğini kendine telkin etmesi ve kendine inanmasıyla olacaktır. Çünkü herhangi bir duygunun oluşumu, bizim karşılaştığımız durumlara yüklediğimiz anlamla değer kazanmaktadır.
Hayatımızda yer eden her ne varsa, onların her biri bizim bakış açımızla ya da toplumun genelinin bakış açısıyla bir anlam kazanıyor. Korkuları yenmek ya da bir durumu korku kaynağı olarak adlandırmamak bizim elimizde. Bunu da başarmak için bize en çok yardım edecek kişi en başta kendi benliğimizdir. Çünkü benlik bütünlüğü yapı olarak nasıl bir şekil almışsa kişi de karşılaştığı olayları ve durumları o yönde yorumlayacaktır. Hayat,olumlu ya da olumsuz hangi türde olaylar yaşarsak o şekilde bir yapıya bürünürüz durumundan ziyade yaşadıklarımızın iyi ya da kötü hissettirmesinden bağımsız olarak;kişinin olayları değerlendirme,yorumlama ve yaşadıkları karşısında nasıl bir tavır ve tutum takındığıyla ilgili olarak kişide bir benlik yapısının oluşmasıyla yaşanan bir süreçtir. Dolayısıyla korkular da zihin olarak kişinin kendisine olan güven ve sorun yaratan durumların üstesinden gelmeye yönelik inancıyla büyük oranda ortadan kaldırılabilir.
İnsan ne zaman bir durumun üstesinden tek başına geldiğini görürse, o durum artık kişi için ne bir sorun, ne bir kriz ne de korku oluşturan bir olgu haline gelmemeye başlayacaktır. Hayat, engelli koşuya benzer. Önce küçük engelleri aşarak ilerleriz ve giderek özgüvenimiz artar. Korkular da böyledir. Önce küçük korkularla baş etmeyi öğreniriz. Ve biz güçlendikçe korkular da büyümeye başlar. Aslında korkular büyürken biz de büyür ve güçleniriz. Farkında olmamız gereken tek unsur ise, karşımıza çıkan korkuları ya da başka engelleri aşacak güce ve potansiyele sahip olduğumuzu görmektir.
Bazı sorunları sadece biz yaşamadığımız gibi,korkular da sadece bir kişiye özgü değildir. Yani hiçbir insan yalnız değildir. Pek çok insan, benzer yaşantılara sahip olduğu gibi benzer çözümlere de sahiptir. Ama bazen insan öyle içine kapanır ve sorun odaklı düşünür ki, farklı bakış açılarını ve çözümleri göremez. Böyle durumlarda fevri karar vermemek ve sakin kalıp iyi olanı görmek, kişiyi rahatlatır ve çözümleri görmeyi sağlar. Korkular ya da sorunlar kişisel değil aynı zamanda evrenseldir. Bu açıdan paylaşımcı olmak ve görüş almak ortak paydada olduğumuz kişileri görmeyi sağlayacaktır.
Hani dedik ya korkularla ya da herhangi bir sorunla baş edebilmek için en başta bizlere yardımcı olacak kişi kendimiziz. Şunu da unutmamak gerekir ki, bir insana kendisi dışında destek olacak pek çok yakını da mevcuttur. Yani insan, yaşadıkça hayatta tutunacağı dallar da artar. Hayata tutunmayı sağlayan dallar da en büyük güven kaynağıdır.
İnsan şunu bilmelidir ki, kendine inandığı ve güvendiği sürece, her sorunu çözebilir.Hayatı yaşarken en başta kendimize inanalım,güvenelim ve bilelim ki aşamayacağımız hiçbir durum,hiçbir engel yoktur.Yeter ki isteyelim.Çünkü insan isterse ve inanırsa hem her engeli aşar hem de her hayalini yaşar.
Psk.Dan.Mehmet Emin Keklik
