Majör Depresif Bozukluk
0

VAKA

Janet 30 yaşındaydı ve kocasından boşanalı 1 yıl olmuştu. 10,8 ve 2 yaşlarında olan 3 çocuğun annesiydi. Lise aşkı olan Martin ile üniversiteye gittiğinde yarılmış ve aradan çok zaman geçmeden boşandığı eşi olan David ile tanışıp evlenmişlerdi. Son çocuğu olan 2 yaşındaki Adam’ın doğumundan sonra Janet üniversite eğitimine devam etmek istemiş ve bu durum evdeki işlerin aksamasına ve eşi David’in zorlanmasına yol açmıştı. Bununla birlikte sık tartışmalar yapmışlar ve sonunda David’in başka birisiyle beraber olmak istemesini söylemesi ile evlilikleri son bulmuştu. Boşandıktan sonra çocuklarıyla vakit geçirip üniversiteye gitmeye devam ederek zamanını geçirmişti. Yeteri kadar zamanı olmadığı için hobisi yoktu. Çocuklarına karşı ise her zamankinden daha agresif davranıyordu. Bu süreçte David ile ortak arkadaşlıkları olan kişilerle evliliği hakkında sıkça konuşmuş ve bunaltma derecesine gelinceye dek devam etmişti.. Böylelikle başta yardım etmek isteyen arkadaşları zamanla bunalıp, sıkılıp Janet’ten uzaklaşmışlardı. Yeni arkadaşlıklar kurma ve nasıl devam ettireceği konusunda fikir sahibi değildi. Ekonomik olarak da sıkıntıya giren Janet, son zamanlarda düzensiz aralıklarla uyuyordu. Sık sık ve uzun sürelerle ağlıyordu. Boşandıktan sonra ayda 1-1,5 kilo almaya başlamış ve zamanla gözle görünür fark olmuştu.  Hiçbir şey onu neşelendiremez gibiydi. Arkadaşlıklarına ilgisi kaybolmuştu ve çocukları ona her zamankinden daha fazla yük oluyor gibi görünüyordu. Gün boyunca asla hiçbir şeye yetişemeyeceğini düşündüğü zaman, yani sabahları depresyonu bir şekilde daha da yoğun oluyordu. Janet David’ten boşanmasıyla zihnini meşgul ediyordu. Ayrılmalarına neden olan olaylarla ilgili olarak her gün saatlerce kara kara düşündüğünü terapistine itiraf etmişti. Janet boşanmadan dolayı kendisini suçluyor, yaptığı davranışları müthiş günahlarmış gibi görününceye kadar orantısızca büyütüyordu. Janet, bir arkadaş, anne ve eş olarak kendi değerlerini yargılamaya başlamıştı. Evliliğinin yıkılması, kendisinin tüm sosyal ilişkilerini algılayışını değiştirecek biçimde etkilemiş gibi görünmekteydi. Şu andaki bakış açısıyla gelecek kasvetli görünmekteydi, ancak tüm umudunu yitirmemişti.

İNCELEME

Janet’in depresyonu doğrudan kişilerarası ilişkilerindeki sorunlarına ve sosyal davranış repertuarındaki eksiklerine bağlıymış gibi görünüyordu.

Yeni arkadaşlıklar kurma ve bunu devam ettirememe
Çocukların davranışlarına uygun tepkiler verememe
Janet’in dünya ile ilgili düşünce örüntüleri ya da son zamanlarda olan olayları algılayışına konsantre olması yerine, ona özgül davranışları daha başarılı şekilde yapabilmeyi öğrenmesi için yardım etmek ilk adımdı.

TEDAVİ

İlk aşamada Janet’in hoşlandığı tüm etkinliklerin listesini çıkarmasını istedi.

Terapist onu, bir sonraki seanstan önce en az iki kez denemesi gereken etkinlik seçmesi için cesaretlendirdi.

Birkaç seans boyunca sosyal ilişki becerilerine yönelik konuşma yaptılar. Terapist ile yapılan bu  konuşmalar sonunda Janet’in sorunlu olduğu alanlar keşfedilmiş ve çözümler için tartışma yapmışlardır. Sonucunda çeşitli sosyal ilişkilerin uygulaması yapıldı ya da rol oymama tekniği kullanılmıştır.

Tedavinin ilk birkaç haftası boyunca Janet’in duygu durumunda ilerleme vardı. Ancak evde kendisini depresif hissetmeye devam ettiğini belirtmiştir.

Janet’in duygudurumunda iyileşme gösterme başladıktan kısa süre sonra olumsuz olaylar baş göstermiş (maddi olarak kötü durumda kalma, arabasının bozulması) ve daha kötü olmaya başlamıştır. Arabasının tehlikeli egzoz durumundan ötürü “ bu kendini öldürmenin iyi bir yoludur belki.” demişti. Şimdi bu düşünceyi kafasından atamadığını seans esnasında belirtmiştir. Dikkatini dağıtmaya çalışıyor ancak çabalarına rağmen düşüncelerin devam etmesini engelleyemiyordu.

Terapist Janet ile birlikte tedavi planında değişiklik yapmak istemiştir. Kendisine bir antidepresan ilaç için psikiyatrist ile konsültasyona gitmesini sağlamıştır.

İlaç kullanmaya başladıktan 2-3 hafta sonra duygudurumunda iyileşme olmuştur. İntihar düşünceleri kaybolmuştur.

Janet ilaç kullanmaya başladıktan sonra sorun çözme ve sosyal beceri programı iyi bir şekilde ilerlemiştir.

Janet bireysel tedavisi 9 ay sürdü, antidepresan tedavisine 6 ay boyunca devam etti ve tedavinin başlamasından 8 ay sonra ilaç kesildi. Belirlediği listedeki etkinliklere giderek hobi edinmiş, buralarda arkadaşlıklar kazanmış, çocuklarına yönelik ebeveynlik becerileri için eğitim alarak daha sağlıklı ilişki kurabilmişti.

Tedavide davranışçı terapi ve antidepresan ilaç birleşimi kullanılmıştır. Terapist, sosyal öğrenme/kişilerarası modelini izleyerek Janet’in zevkli olaylara katılım düzeyini arttırmaya ve yeni sosyal becerileri öğrenmesine yardım etmeye odaklanmıştır. Yeni tepki örüntülerinin gelişimiyle  ( kişilerarası iletişim, annelik becerilerini arttırma) stresli olaylarla daha etkili başa çıkabilmesi hedefleniyordu. Destekleyici sosyal çevre burada bir diğer etmendi. Bu bakımdan kişilerarası psikoterapi tedavisine de çok benzemektedir. Bu terapinin odağı, depresif semptomlar ve o andaki kişilerarası sorunlar arasındaki bağlantıdır. Sosyal becerilerdeki yetersizlikler aktif ve destekleyici biçimde ele alınır. Antidepresan ilaç tedavisi intihar riski ortaya çıktığında tercih edilmiştir.

TARTIŞMA

Beck (1967) göre;

– Benliğin
– Dünyanın
– Ve geleceğin olumsuz görülmesi olmak üzere depresif üçlüden söz etmiştir.

Depresif hastalar kendilerini cesaretsiz, ümitsiz ve hiçbir şeye ilgi duymayan kişiler olarak tanımlarlar.

Depresif kişiler;

• Kendilerimi yetersiz ve değersiz görürler.
• Yoğun suçluluk duyguları vardır.
• Sıradan ve ufak tefek olaylarla ilgili vicdan azapları vardır.
• Kendi çevrelerindeki her şeyi karanlıkta görürler.
• Günlük deneyimler ve sosyal ilişkiler eleştirel tarzda yorumlarlar.
• Geleceği karanlık ve boş görürler. Aslında aşırı depresif olanlar geleceği bile hayal etmezler.

DSM-5 Tanı kriterlerine göre;

Yeğin (Majör) Depresyon Dönemi

A. Aynı iki haftalık dönem boyunca, aşağıdaki belirtilerden beşi (ya da daha çoğu) bulunmuştur ve önceki işlevsellik düzeyinde bir değişiklik olmuştur; bu belirtilerden en az biri ya (1) çökkün duygudurum ya da (2) ilgisini yitirme ya da zevk almamadır.

1. Çökkün duygudurum, neredeyse her gün, günün büyük bir bölümünde bulunur ve bu durumu ya kişinin kendisi bildirir (örn. üzüntülüdür, kendini boşlukta hisseder ya da umutsuzdur) ya da bu durum başkalarınca gözlenir (örn. ağlamaklı görünür).

2. Bütün ya da neredeyse bütün etkinliklere karşı ilgide belirgin azalma ya da bunlardan zevk almama durumu, neredeyse her gün, günün büyük bir bölümünde bulunur.

3. Kilo vermeye çalışmıyorken (diyet yapmıyorken) çok kilo verme ya da kilo alma (örn. bir ay içinde ağırlığının % 5’inden daha çok olan bir

değişiklik) ya da neredeyse her gün, yeme isteğinde azalma ya da artma.

4. Neredeyse her gün, uykusuzluk çekme ya da aşırı uyuma.

5. Neredeyse her gün, psikodevinsel kışkırma (ajitasyon) ya da yavaşlama (başkalarınca gözlenebilir; yalnızca, öznel, dinginlik sağlayamama ya da yavaşladığı duygusu taşıma olarak değil).

6. Neredeyse her gün, bitkinlik ya da içsel gücün kalmaması (enerji düşüklüğü).

7. Neredeyse her gün, değersizlik ya da aşırı ya da uygunsuz suçluluk

duyguları (sanrısal olabilir) (yalnızca hasta olduğundan ötürü kendini

kınama ya da suçluluk duyma olarak değil).

8. Neredeyse her gün, düşünmekte ya da odaklanmakta güçlük çekme ya da kararsızlık yaşama (öznel anlatıma göre ya da başkalarınca gözlenir).

9. Yineleyici ölüm düşünceleri (yalnızca ölüm korkusu değil), özel eylem tasarlamaksızın yineleyici kendini öldürme (intihar) düşünceleri ya da kendini öldürme girişimi ya da kendini öldürmek üzere özel bir eylem tasarlama.

B. Bu belirtiler klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur.

C. Bu dönem, bir maddenin ya da başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.

Facebook Yorumları

Yazı Kaynakları

Ben Fatmana Hıraözlü. Dokuz Eylül Üniversitesi'nde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik anabilim dalı son sınıf öğrencisiyim. Alanımla ilgili kitap okuyup araştırma yapmayı, vaka analizleri yapmaktan hoşlanıyorum. Bu platformda edindiğim bilgi ve becerileri derleyerek okuyucular ile paylaşıp "bilginin paylaşılması ve öğretilmesi" ilkesine bağımlı kalarak toplumumuza yararlı olmak amacıyla kullanıyorum.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.