Çocuklar her şeyimiz, neşe kaynağımız ve en değerli varlığımız. Bütün çocuklar özel ve güzeldir. Tüm anne babalar çocuklarının üzerine titrer. Hele de eğitim çağına geldiklerinde bütün imkânlarını seferber ederek çocuklarının iyi bir eğitim alması için elinden geleni yaparlar. Kardeş bile olsalar tüm çocuklar yaradılıştan her yönüyle aynı özelliklere sahip değildir. Kimi aileler çocuklarının farklılıklarını görmezden gelerek, kabullenmeyerek ya da çeşitli sebeplerle gizlemeye çalışarak ve bu konudaki tespitleri reddederek zaten sıkıntılı olan bu sürecin daha zor geçmesine istemeyerek de olsa sebep olurlar. Doğru olan davranış, evladımız olduğu için değil öğrencinin iyiliği için duygusal davranmayarak, hem tıbbi hem de eğitim açısından doğru ve gerçekleri zamanında kabul ederek uzmanların önerileri doğrultusunda eğitimlerini hayatboyu sürdürmeleri için çaba sarfetmektir.
Bazı çocuklar diğerlerinden farklı olarak özel eğitime ihtiyaç duyabilirler. Ailelerin birçoğu çocuklarının bebeklik döneminde bazı farklılıkları fark etse de bir kısmı da fark etmez veya kabullenmek istemeyebilirler. Toplumun her kesiminde hafif, ağır ve çok ağır zihinsel engeli ve otizmi, bedensel engeli, görme engeli, işitme engeli olanlar yanında özel yetenekli bireylerde bulunmaktadır. Her şeye rağmen her insan gibi özel durumu ne olursa olsun eğitim anayasal bir haktır. Bunu sağlamak da devletin görevidir.
Yaşıtlarına göre daha hızlı öğrenen, yaratıcılık, sanat, liderliğe ilişkin kapasitede önde olan, özel akademik yeteneğe sahip, soyut fikirleri anlayabilen, ilgi alanlarında bağımsız hareket etmeyi seven ve yüksek düzeyde performans gösterenler, özel yetenekli birey olarak tanımlanmaktadır. Halk arasında üstün zekalı çocuklar olarak nitelenen bu öğrencilerin bir kısmının da Bilsem adı verilen eğitim kurumlarında normal eğitim öğretim okul saatlerinin dışında ilave eğitim almaları gerekebilir. Bazı aileler biraz hiperaktif olan veya emsallerine göre birkaç üstün davranış sergileyen çocuklarının da özel yetenekli olduklarını düşünmektedirler.
Özel eğitim, bireysel ve gelişim özellikleri ile “eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından anlamlı düzeyde farklılık gösteren bireylerin” eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak üzere geliştirilmiş eğitim programları ve özel olarak yetiştirilmiş personel ile uygun ortamlarda sürdürülen eğitimdir. Bu eğitim hizmetinden Millî Eğitim Bakanlığında Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü sorumludur.
Özel eğitime ihtiyaç duyan bireyler için “Özel Eğitim Uygulama Okulu (I. II. III. Kademe) , Özel Eğitim Meslek Okulu ve Bilim Sanat Merkezleri (BİLSEM) hizmet vermektedir. Tüm okullarda sınıf öğretmenleri, öğrencileri gözlemleyerek farklılıkları sebebiyle ya da velilerinin bilgi beyanlarıyla rehber öğretmenlerin görev yaptığı rehberlik servisine yönlendirebilir. Burada yapılan bazı tespit ve tanılamalarla gerekiyorsa ilçedeki Rehberlik ve Araştırma Merkezine (RAM) sevk edebilir. Burada “özel eğitim hizmetleri kurulu” tarafından öğrenci hakkında var olan bilgi ve belgeler yanında uzmanların veli ve öğrencilerle yaptığı görüşmedeki tespitleri varsa tıbbi sağlık raporları birlikte değerlendirilerek “eğitsel değerlendirme ve tanılama” yapılır. Bunun sonucunda düzenlenecek rapora göre bireyin; kaynaştırma/bütünleştirme ile normal öğrencilerle birlikte aynı sınıfta eğitimine, özel eğitim sınıfında eğitime, destek eğitim odasına, birebir eğitime, grup eğitimine, aile eğitimine, özel eğitim okullarına devamına, özel eğitim yanında özel öğretim kurumlarında rehabilitasyon desteğine, tamamlayıcı ve destekleyici eğitim hizmetlerinden hangilerine ihtiyacı olduğuna karar verilir. Bu rapor öğrencinin e-okul programındaki sayfasına kaydedilir. Özel eğitim öğretmenlerince bu tür bireyler için “bireyselleştirilmiş eğitim programı” (BEP) hazırlanır ve uygulanır.
Tüm bunların yanında çeşitli sağlık sorunları olan öğrencilerin eğitim hizmetinden faydalanabilmeleri için evde ve hastanede eğitim imkânları da mevcuttur. Özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin eğitim ihtiyaçları doğrultusunda kendilerine, ailelerine, öğretmenlerine ve okuldaki diğer personele uzman personel ve gerekli araç-gereçlerle “destek eğitim hizmeti” adıyla danışmanlık hizmetleri de sunulur.
Genel zihinsel yetenek alanından tanılanan ve destek eğitim programını tamamlayan öğrencilerin bireysel yeteneklerini fark etmeleri amacıyla “bireysel yetenekleri fark ettirme programı” yürütülür. Müzik ve görsel sanatlar yetenek alanından uyum programını, genel zihinsel yetenek alanından ise bireysel yetenekleri fark ettirme programını tamamlayan öğrencilerin özel yeteneklerini geliştirmek amacıyla “Özel yetenekleri geliştirme programı” uygulanmaktadır. Öğrencilerin ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda bir alanda veya disiplinde danışman öğretmen rehberliğinde bireysel veya grupla yürüttükleri “Proje üretimi ve yönetimi programı” adıyla özel bir program da uygulanabilmektedir. Bu gruba dahil öğrenciler, sınıf öğretmenlerinin bildirmesiyle önce bir test sınavına ardından mülakatla seçilerek Bilsem okullarında eğitime kabul edilirler.
Kesin bir istatistik olarak olmasa da öğrencilerin yüzde sekseni normaldir. Ailesiyle birlikte yaşamakta, yeme-içme-barınma gibi ihtiyaçları karşılanmakta, okula düzenli devam etmekte, derslerini öğretmenlerini dinlemekte, ödev ve sorumluluklarını yerine getirmekte ve başarılı olarak eğitim hayatlarını sürdürmektedir. Bu öğrenciler eğitim hayatlarını sürdürürken özel bir çaba ve destek olmasa da süreci sorunlar yaşamadan tamamlayabilir. Geriye kalan yüzde yirmi öğrencinin yarısı normalin altında özelliklere sahip olduğundan sınıftaki eğitimi takip edemezler. Diğer yarısı da üstün yetenekleri sebebiyle ilave destek ve geliştirici eğitimler almazlarsa bir süre sonra bu yetenekleri geliştirilemediği için kaybedilmiş beyinler olarak geniş kesim içinde kaybolabilirler. Bu tür öğrenciler İlçe Özel Eğitim Hizmetleri Kurulu tarafından her sınıfa şubeye bir veya iki kişiyi geçmeyecek şekilde yerleştirilirler. Ailelere, eğitim yöneticilerine, sınıf/branş ve rehber öğretmenlerimize düşen görev ise her ne sebeple olursa olsun engeli, problemi, özel eğitim ihtiyacı olan öğrencileri teşhis ve tespit ederek özel durumlarına uygun ihtiyaç duydukları eğitim destekleri almalarına imkan sağlamaktır. Hatta bu tür çocukları olmasa bile velilerin evde çocuklarıyla okul ve sınıf hakkında konuşurken bu tür çocukların sınıflarında iseler onlara karşı iyi davranmalarını, onlarla alay etmemelerini ve toplumun bir üyesi olarak onlara yardımcı olmalarını söylemeliyiz. Bu özel insanları 3 Aralık Dünya Engelliler Gününde hatırlayıp unutmayalım. Unutmayalım ki her insan engelli adayıdır.
(*) Yazı hazırlanırken MEB Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nden faydalanılmıştır.