1. Anasayfa
  2. Bilgi Bankası

Psikolojik Dayanıklılık

Psikolojik Dayanıklılık
0

Bir an için nehirde sal gezisine çıkacağınızı hayal edin. Bu gezide sığ ve yavaş akan suyun yanı sıra, haritanız, kaçınılmaz hızlanmalar ve dönüşlerle karşılaşacağınızı gösterebilir.  Beklenmedik sorunlarla başa çıkarak bu zorlu suları geçebileceğinizden nasıl emin olabilirsiniz? Belki de rotanızı planlarken yol boyunca arkadaşlarınızın rehberliğine güvenmenin yanı sıra daha deneyimli kişilerin desteğini almalısınız. Belki fazladan bir can yeleği alırsınız ya da daha güçlü bir sal kullanmayı düşünürsünüz. Güvenilir ve deneyimli rehberlik ile doğru araçlar yerinde olduğunda, kesin olan şu ki: Sadece nehir maceranızın zorluklarını aşmayacaksınız, aynı zamanda, kendinizden daha emin olup cesaretinizi ortaya çıkaracaksınız.

Dayanıklılık, bağlam veya deneyimden bağımsız olarak bireysel bir özellik olarak psikolojik işlevsellikte zaman içinde değişiklikleri içeren dinamik bir süreç olmakla birlikte zorluklara rağmen psikolojik sağlığı koruyarak ortaya konan kapasite gibi çeşitli tanımlamalarla ifade edilmektedir.

Psikolojik dayanıklılık; hem değişim, talihsizlik veya olumsuzluklarla başarılı bir şekilde başa çıkma yeteneği hem de risk deneyiminin olumsuz etkilerinin üstesinden gelinerek bu risklerle ilişkili olumsuz gelişmelerden kaçınılması için gerekli olan dinamik bir süreç olarak tanımlanır. Bu bağlamda Psikolojik dayanıklılık, stres yaratan tecrübelere, zorlayıcı hayat şartlarına rağmen yaşanan güçlüklerin üstesinden gelmeyi başarabilen ve umulandan daha çabuk sürede toparlanabilen kişilerin ayakta kalmalarını sağlayan geliştirilebilir niteliklere sahip olmayı gerektirir.

Gelecekte benzer olumsuz durumlarla uyumlu bir şekilde başa çıkmak için artan bilgi ile yaşam olaylarına ek olarak dayanıklılık, değişimde başarılı bir şekilde gezinmek için gereken psikolojik güçlerden oluşur. Bu teori, kişinin geçici zorlukları yenmesini, eski yaralarla başa çıkmasını, yeni baş etme mekanizmalarını keşfetmesini sağlayarak genel olarak kişinin günlük hayata bakış açısını yeniden düzenlemesi için iyi fırsatlar önerir. “Yeniden bütünleşme” olarak tanımlanan bu süreç, deneyim ışığında kişinin dünyaya ve kendine bakışını yeniden şekillendirmesine izin verebilir. Bu olumsuz olaylar, akan nehir suları gibi, acı verici ve zor olsa da hayatınızın sonucunu belirlemek zorunda değildir.

Hayatınızı kontrol edebileceğiniz, değiştirebileceğiniz ve birlikte hareket ederek sorunlarınızı aşabileceğiniz birçok yön vardır. Söz konusu yönler, dayanıklılığın gereğidir. Daha dirençli olmak; yalnızca zor koşulların üstesinden gelmenize yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda, yol boyunca büyümenizi ve hayatınızı iyileştirmenizi sağlar. Psikolojik dayanıklılığınızı artırmak da “zaman ve kasıtlılık” ister. Psikolojik dayanıklılık için gerekli olan “zaman ve kasıtlılığı” destekleyen dört temel bileşen mevcuttur. Bu bileşenleri şöyle açıklamak mümkündür:

1.Sosyal İlişkilerinizi Artırın

İlişkilere öncelik verin. Empatik ve anlayışlı insanlarla bağlantı kurmak, zorlukların ortasında yalnız olmadığınızı size hatırlatabilir. Duygularınızı doğrulayan, dayanıklılık becerisini destekleyecek güvenilir ve şefkatli bireyler bulmaya odaklanın.

Travmatik olayların acısı bazı insanların kendilerini izole etmesine neden olabilir, ancak sizi önemseyenlerden gelen yardım ve desteği kabul etmek önemlidir. İster eşinizle haftalık bir randevu gecesine gidin, ister bir arkadaşınızla dışarıda bir öğle yemeği planlayın; sizi önemseyen insanlarla gerçekten bağlantı kurmaya öncelik vermeye çalışın.

Gruba katılın. Bire bir ilişkilerin yanı sıra, bazı insanlar için sivil gruplarda, inanç temelli topluluklarda veya diğer yerel kuruluşlarda aktif olarak sosyal destek sağlamak kaybedilen umudun geri kazanılmasına yardımcı olabilir. Çevrenizde, ihtiyaç duyduğunuzda size destek olacak,  bir amaç veya neşe duygusu sunabilecek gruplar araştırın, bu gruplara katılım sağlayın.

2. Sağlıklı Yaşamı Teşvik Edin

Vücüduna dikkat et. Kişisel bakım popüler bir terim olabilir, ancak aynı zamanda zihinsel sağlık ve dayanıklılık oluşturmak için meşru bir uygulamadır. Bunun nedeni, stresin duygusal olduğu kadar fiziksel de olmasıdır. Doğru beslenme, yeterli uyku ve düzenli egzersiz gibi olumlu yaşam tarzı faktörlerini teşvik etmek, vücudunuzu strese uyum sağlamak için güçlendirebilir ve kaygı veya depresyon gibi duyguların yükünü azaltabilir.

Farkındalık uygulayın. Dikkatli günlük tutma, yoga ve dua ya da meditasyon gibi diğer ruhsal uygulamalar, insanların bağlantılar kurmasına ve umudu yeniden kazanmasına yardımcı olabilir. Bu da onları dayanıklılık gerektiren durumlarla başa çıkmaya hazırlayabilir. Günlük tuttuğunuzda, meditasyon yaptığınızda veya dua ettiğinizde, hayatınızın olumlu yönleri üzerinde derin derin düşünün ve kişisel deneyimler sırasında bile minnettar olduğunuz şeyleri hatırlayın.

Negatif çıkışlardan kaçının. Ağrınızı alkol, uyuşturucu veya diğer maddelerle maskelemek cazip gelebilir, ancak bu, derin bir yarayı bandajlamak gibidir. Stres hissini tamamen ortadan kaldırmaya çalışmak yerine, stresi yönetmek için vücudunuza kaynak sağlamaya odaklanın.

3. Amaçlar Oluşturun

Başkalarına yardım edin. İster yerel bir evsizler barınağında gönüllü olun, ister bir arkadaşınızı kendi ihtiyaç anında destekleyin. Buna binaen bir amaç duygusu kazanabilir, öz-değerinizi geliştirebilir, diğer insanlarla bağlantı kurabilir ve başkalarına somut olarak yardım edebilirsiniz. Bunların tümü sizi güçlendirebilir.

Proaktif olun. Zor zamanlarda duygularınızı kabul etmek faydalıdır, ancak kendinize “hayatımdaki bir sorun hakkında ne yapabilirim?” diye sorarak özünüzü keşfetmenize yardımcı olmak da önemlidir. Sorunlar üstesinden gelinemeyecek kadar büyük görünüyorsa onları yönetilebilir parçalara ayırın.

Örneğin, işten çıkarıldıysanız, patronunuzu sizi bırakmanın bir hata olduğuna ikna edemeyebilirsiniz. Ancak her gün en güçlü yönlerinizi geliştirmek veya özgeçmişiniz üzerinde çalışmak için bir saat harcayabilirsiniz. İnisiyatif almak, hayatınızın stresli dönemlerinde bile motivasyon ve amaç toplayabileceğinizi hatırlatacak ve acılı zamanlarda tekrar ayağa kalkma olasılığınızı artıracaktır.

Hedeflerinize doğru ilerleyin. Gerçekçi hedefler geliştirin ve başarmak istediğiniz şeylere doğru ilerlemenizi sağlayan küçük bir başarı gibi görünse bile düzenli olarak bir şeyler yapın. Ulaşılamaz gibi görünen görevlere odaklanmak yerine kendinize şu soruyu sorun: “Bugün başarabileceğimi bildiğim ve gitmek istediğim yönde ilerlememe yardımcı olacak tek şey nedir?” Örneğin, sevdiğiniz birinin kaybıyla mücadele ediyorsanız ve ilerlemek istiyorsanız, bölgenizdeki bir yas destek grubuna katılabilirsiniz.

Kendinizi keşfetmek için fırsatlar arayın. İnsanlar genellikle bir mücadelenin sonucu olarak bir bakıma büyüdüklerini görürler. Örneğin, bir trajedi veya sıkıntıdan sonra, insanlar kendilerini savunmasız hissederken bile daha iyi ilişkiler kurabilirler ve daha büyük bir güç duygusu oluşturabilirler. Bu, onların öz değer duygularını artırabilir ve yaşam için takdirlerini artırabilir.

4. Sağlıklı düşünceleri benimseyin

Olayları perspektif içinde tutun. Nasıl düşündüğünüz; nasıl hissettiğinizde ve engellerle karşılaştığınızda ne kadar dirençli olduğunuzda önemli bir rol oynayabilir. Zorlukları felakete uğratma veya dünyanın sizi ele geçirmeye hazır olduğunu varsayma eğilimi gibi irrasyonel düşünce alanlarını belirlemeye çalışarak daha dengeli ve gerçekçi bir düşünme modeli benimseyin. Örneğin, bir meydan okuma karşısında bunalmış hissediyorsanız, başınıza gelenlerin geleceğinizin nasıl gideceğinin bir göstergesi olmadığını ve çaresiz olmadığınızı kendinize hatırlatın. Çok stresli bir olayı değiştiremeyebilirsiniz, ancak onu nasıl yorumladığınızı ve ona nasıl tepki verdiğinizi değiştirebilirsiniz.

Değişikliği kabul edin. Değişimin hayatın bir parçası olduğunu kabul edin. Hayatınızdaki olumsuz durumların bir sonucu olarak belirli hedefler veya idealler artık elde edilemeyebilir. Değiştirilemeyecek koşulları kabul etmek, değiştirebileceğiniz koşullara odaklanmanıza yardımcı olabilir.

Umutlu bir bakış açısı sürdürün. Hayat istediğiniz gibi gitmediğinde pozitif olmak zordur. İyimser bir bakış açısı, size iyi şeylerin olacağını beklemenizi sağlar. Korktuğunuz şey hakkında endişelenmek yerine, istediğinizi görselleştirmeyi deneyin. Yol boyunca, zor durumlarla uğraşırken daha iyi hissetmeye başladığınız her türlü ince yolu not edin.

Geçmişinizden öğrenin. Önceki sıkıntı zamanlarında kimin veya neyin yardımcı olduğuna bakarak yeni zor durumlara nasıl etkili bir şekilde yanıt verebileceğinizi keşfedebilirsiniz. Kendinize nerede güç bulabildiğinizi hatırlatın ve bu deneyimlerden ne öğrendiğinizi kendinize sorun.

Son olarak da 2020 yılından beri devam eden salgından ötürü insan yaşamının her yönününde büyük çapta zorluklar yaşandı. Bazen bu zorlukları değiştiremeyiz ancak yönetebiliriz. Bu durumda, zorluklar karşısında bile gelişen yeteneklerimizdir. Zira ne kadar esnek olursak olumsuz yaşam durumlarına o kadar uyum sağlayabiliriz.

Facebook Yorumları

İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.