Çoğumuzun, gök gürültüsü, örümcek, yükseklik vb… herhangi bir şeye karşı hissettiği korkuları vardır. Bu durumlar bireyin gündelik yaşamını olumsuz yönde etkilemesine belki de daha derin korkulara sebep olur. Sanal gerçeklik, insanların hem keşfedip hem de etkileşime girebildiği üç boyutlu bilgisayar teknolojileri ile oluşturulmuş ortamların dışına çıkarak fobilerimizi yenmemize de yardımcı birer araç haline geliyor…
…Edwin kulaklığını ayarladı ve oyun kumandasını iki eliyle kavradı. Yutkundu, gergin olması için iyi bir sebebi vardı. Kalbinin herhangi bir aksiyon dolu video oyununda daha fazla kan pompalanmasını sağlamak için özel olarak hazırlanmış sanal bir ortama girmek üzereydi: İnsanlarla dolu bir kahve dükkanı…
İnsanların onu incitmek istediğine dair sürekli korkusunun üstesinden gelmek için kararlı olan Edwin, yeni bir sanal gerçeklik terapisi üzerine bir çalışmaya girmişti. Araştırma, kamusal alanlarda paranoyaya sahip insanların daha rahat olmalarına yardımcı olmayı amaçlıyordu. Mart ayında Lancet Psikiyatri’nde tanıtılan bu programda Edwin artık bir dükkânı ziyaret edebilir veya kalabalık bir otobüse binebilirdi.
Sanal oyunlardaki yabancılar gerçek insanlar gibi korkutucu olabilirler. Paranoid şizofreni teşhisi konan Edwin’a bakkal alışverişi gibi onun için zahmetli ve yorucu bir iş bulunmuştu, simüle edilen kalabalıklarla yüzleşmek, onu kendine getirdi. Yakınındaki bir bilgisayara klinik psikolog oturdu, avatarların sayısını özelleştirip, her sahnede arkadaşlık seviyelerini ayarlayabiliyordu. Böylece, Edwin da kendi tepkilerini ayarlayabilecekti.
Bir oturumda klinik psikolog, Edwin’i kendi paranoid varsayımlarına meydan okuması için onun koçu olarak görevlendirdi. Kızgın görünen bir avatar görürse, “Size zarar vermek istemenin yanı sıra, kızgın görünmenin başka nedenleri neler olabilir?” Diye sordu.
Edwin de: Kişi yorgun olabilir veya kişisel sorunları olabilir. Diye öneride bulundu. Üç ay süren sanal gerçeklik tedavisinden sonra, insanlarla sohbetlerinin daha kolaylaştığını ifade eden, Edwin, “Daha fazla özgür ve daha rahat hissettim Hatta daha önce cesaret edemeyeceği bir yetenek şovunda 500 kişi içinde bir şiir resitali etkinliğinde bile bulunmuştu.
Araştırmacılar, 1990’lardan beri insanların belirli fobilerin üstesinden gelmelerine yardımcı olan sanal gerçeklik sistemleri geliştiriyor. VR terapisi, sosyal kaygı ve travma sonrası stres gibi daha karmaşık anksiyete bozukluklarına ve hatta Edwin gibi insanlar için paranoid şizofreni ile ilişkili kaygılara değinmek üzere geliştirilmişti.
Kanada’daki Outaouais Üniversitesi’nde psikolog olan Stéphane Bouchard, “Anksiyete bozukluklarının etkili bir tedavisinin temelinde korkularınızla yüzleşmeniz gerekiyor” diyor. Maruz bırakma terapisi olarak bilinenlere atıfta bulunuyor. Bir terapistin desteği ile, maruz bırakma terapisi hastayı korkusu ne olursa olsun fobisine karşı duyarsızlaştırmaya yardımcı olur.
Korkularla yüzleşmek sanal ortamda daha kolay olabilir. Uçuş fobisi olan bir hasta, gerçek bir uçuş masrafı ve zahmeti olmaksızın tek bir VR oturumunda birçok kez kalkış ve iniş yapabilir. Travmatik anıyı çok detaylı olarak hatırlayamayan travma sonrası strese sahip iş kazaları yaşayanlar, daha güçlü bir terapatik deneyim için VR’le yakın bir deneyimi yeniden canlandırabilirler. Aynısı bastırılmış acı verici anıları için de geçerlidir…
Yakın zamana kadar, on binlerce dolara varan VR ekipmanının fiyatı ve karmaşıklığı, sınırlı bir VR terapisini birkaç araştırma laboratuvarı ve kliniğine kısıtlamıştı. Şimdi, sadece birkaç yüz dolara mal olan Oculus Rift gibi bilgisayar tabanlı kulaklıklar, akıllı telefonları sanal gerçekliklere dönüştüren Samsung Gear VR gibi kulaklıklar yaklaşık 100 dolarlık bir ekrana sahip…
Sanal gerçeklik terapisini daha birçok hasta için kullanılabilir kılmak için daha ucuz, daha kullanıcı dostu sistemler ile araştırmacılar, daha geniş bir yelpazedeki bozuklukları tedavi etmek için VR’nin terapatik güçlerinin sınırlarını test ediyor ya da bazı durumlarda terapistin yerini tamamen alabiliyorlar.
GERÇEK HİS YARATABİLME
VR terapisinin gücü, insanların bilinçli olarak bilmedikleri bir ortamda bile, otomatik olarak korku ipuçlarına tepki gösterdikleri gerçeğinden kaynaklanmaktadır. Çünkü beynin duygusal komuta merkezi, stres görevlilerine bir milisaniyede cevap verir. ( SN: 2/26/11, s. 22 ).
Sonuç olarak, VR’deki korkuları ile karşı karşıya kalan hastalar, stres hormonu kortizol düzeylerini, daha yüksek kalp hızını ve daha yüksek deri iletkenliğini gösterdiler, diyor klinik psikolog olan Barbara Rothbaum. Bunların hepsi savaş ya da kaç belirtileridir ( SN Online: 2/2/17 ).
Rothbaum ve meslektaşları, 1990’ların başlarında psikolojik bir bozukluk için VR tedavisini incelemeye başladıklarında, araştırmacılar sonuçtan emin değildi. Fakat yükseklik fobisi olan hastayı köprülere, balkonlara ve cam asansöre çıkarmak için kullandıkları VR programı, neredeyse çok iyi çalıştı. “Çok heyecanlıydık ve endişeleniyorduk. Onu içeri aldık, kusmaya başladı. ”Hasta çıktı, baş dönmesi fazlaydı VR’yi için artık bir problemdi ( SN: 3/18/17, s. 24 ). “O an da çalışmanın sonu olacağını düşündük.”
Ancak Rothbaum’un takımı ilerleme kaydetmeyi başardı. Grup, VR’de 40 dakika sonra hastalara mola vermeyi önerdi, ısıyı düşürdü ve bulantıya eğilimli hastaları kafalarını çok fazla hareket ettirmemeleri konusunda uyardı. Amerikan Psikiyatri Dergisi’nde 1995 yılında rapor edilen ilk çalışmada, yedi haftalık seansta, terapi almayan yedi hastayla karşılaştırıldığında, haftalık 10 seanstan sonra, 10 katılımcıya , yükseklik korkusunda önemli bir azalma olduğu belirtilmişti. . Yirmi yıl sonra yapılan çalışmalar, özgü fobiler için gerçek hayatta maruz bırakma gibi VR tedavilerinin, insanların korkularını hafifletebileceğini göstermiştir.
SOSYAL STRES

Sosyal kaygı için, Bouchard ve meslektaşları, hastaların bir iş görüşmesi ya da ısrarcı bir mağaza memurundan bir şey satın almayı reddetme gibi gergin sosyal durumlarla çalışmasına izin veren bir VR sistemini test etti. Araştırmacılar, anksiyeteye sahip17 kişiyi VR terapisine, 22 kişiyi Kamusal alanda yabancılarla konuşmak gibi alıştırmaların yapıldığı maruz bırakma tedavisine alırken 3. Grup ise terapi almamıştı.
14 haftalık terapi seanslarından önce ve sonra, katılımcılar korkularını ve sosyal durumlardan kaçınmalarını 0’dan 144’e kadar bildirmişlerdi ve daha yüksek puanlar daha şiddetli anksiyeteyi işaret etmekteydi. Başlangıç puan ortalaması 75 ile 85 arasında değişmekteydi. VR tedavisi gören katılımcılar ortalaması 33 puan düşerken, gerçek hayata maruz bırakma katılımcıları ortalama 19 puan düşmüştü. Tedaviye katılmayan grup aynı kalmıştır. Nisan 2017 İngiliz Psikiyatri Dergisi’nde bildirilen bu sonuçlar, VR’nin en azından sosyal kaygı için gerçek hayata maruz bırakma kadar etkili olduğunu göstermekteydi.
Travma sonrası stres bozukluğu olan hastaların, korkularına göğüs germelerinde yardımcı olmak, genellikle yükseklik ya da örümcek korkusu ile yüzleştirilmelerinden daha karmaşıktır. VR terapisti Albert ve meslektaşları tarafından oluşturulan bie ekip, PTSD(Post Traumatic Stress Disorder) ‘li hastalara geniş bir korku listesi sunan bir sistemle, Afganistan ve Irak’taki askeri görev sonrası travma nedeniyle strese yakalanan insanlara yardım ediyor.
Bu VR sisteminde, travmatik bir hafızayı yeniden yaşamak için, hasta ilk önce bir yol kontrol noktası veya hastane gibi bir ortam seçiyor. Hasta anıyı yüksek sesle anlatırken, terapist sahneyi özelleştiriyor. “hasta bir yoldan aşağı iniyorum” diyorsa, terapist bunu ayarlıyor. Anı öğle saatlerinde gerçekleşirse, terapist buna göre sanal saati ayarlıyor. Hasta bir Humvee’nin (bir tür askeri araç)gürültüsünü hatırlarsa, “ Rrrrrp .motoru harekete geçiriyor..
AYNALAMA ARACILIĞIYLA
Oxford Üniversitesi klinik psikoloğu Daniel Freeman’a “VR’nin güzelliği”, gerçekçi deneyimlerin ortaya çıkmasının ötesine geçmesidir. “Gerçek hayatta yapamayacağınız şeyler yapabilirsiniz.” Diyor.
Örneğin, bir konuşma yoluyla sosyal açıdan endişeli bir hastaya koçluk yapmak, o kişinin dikkatini kendi kendine ve çevresine doğru yönlendirmeyi gerektirir. VR’de, bir terapist, bir hastanın dikkatini sanal dünyanın belirli yönlerine yönlendirerek, kendi bilinç altındaki korkuları unutmasına yardımcı olabilir.
Bilgisayar bilimcisi olan Kim ve meslektaşları panik bozukluğu olan insanlara yardım etmek için gerçek ve fantastik unsurların bir karışımını test etmişler. Yeni VR programında, bir kullanıcı, bir geçit veya kalabalık bir asansör gibi potansiyel olarak panik oluşturucu bir durumla karşılaştırılıyor. Bir panik atak ortaya çıkarsa, kullanıcı bir kaçış düğmesine basabiliyor ve kendini huzurlu bir ortamda bulabiliyor.
Bu güvenli alanda, hastalar nefeslerini yatıştırmaya yönelik talimatlar alıyor, avuçlarında bir cihaz bulunduruyorlar ve kalp atış hızını simule ettiği için kalp atış hızlarını somut olarak hissettiklerinden kontrol altına almaya çalışıyorlar. Görmek, duymak ve bu sanal kalbin nabzını hissetmek, hastaların dikkatlerini odaklamalarına yardımcı olacak ve kalp hızını kontrol altına alabileceklerini kabul edeceklerini söylüyor, Kim. Sistemi test eden panik bozukluğu olan beş hastadan üçü, panikten kurtulmak için kalp-içi senaryoyu yararlı bulduklarını bildirmişlerdir.
Bu pilot çalışma , İsveç’te Gothenburg, Sanal Gerçeklik Yazılım ve Teknoloji Sempozyumu’nda 2017’de sunulmuş ve panik bozukluğu olan hastalar için bu sistemin ne kadar yararlı olabileceğini tam olarak göstermek için zayıftı. Kim ve meslektaşları artık düzinelerce hastayla daha kapsamlı bir analiz yapıyorlar…
YÜZLEŞME ZAMANI
Kim’in ekibi hastaların kalplerinin sanal versiyonlarını yaratırken, Kanada’daki bir grup ise şizofreni hastalarının akıllarındaki sesler için sanal bedenler ortaya koyuyor.
“Şizofreni için antipsikotik ilaç kullanan birçok kişi, sesini duymaya devam ediyor”, diyor Montreal Üniversitesi’nde bir psikiyatrist olan Dumain. Geleneksel olarak, terapistler hastalara bu kalıntı halüsinasyonları görmezden gelmelerini tavsiye eder, son zamanlarda yapılan araştırmalar konuşmadaki seslerin katılımının aslında hastaların çaresizlik duygusunu azaltmaya yardımcı olabileceğini gösteriyor.
Dumain’ın ekibi hastası için can sıkıcı halüsinasyon seslerinden VR sistemi ile hastayı benzer ses ile telkin eden cümleler kurarak içindeki sesi tehdit unsuru olmadığına ikna etmeye çalışıyor.
Dumain’in takımı, şizofreni hastası olan 19 kişide bu sistemi test etti. İlk seansta dördü ayrıldı, çünkü ya programdan hoşlanmamışlardı ya da çok korkutuluyorlardı. Geri kalan 15 kişi, her bir VR terapi seansını 0’dan 20’a kadar(20 en korkutucusu) numaralandırmıştı. Tedavinin sonunda, genel halüsinasyonla ilişkili sıkıntıları ölçülen hastaların 0 ila 20 skalası ortalamaları 16.1’den 10.9’a düştüğü belirtildi.
DIY TERAPİSİ (Do It Yourself=Kendin yap)
Simüle edilmiş kahve dükkanlarını doldurmak için iyi olan sanal avatarlar, terapist olarak da görev yapabilirler, VR’yi sadece klinikte bulunan bir araçtan, kendi kendine yardım sistemine dönüştürürler. Bu, özellikle sosyal kaygı veya agorafobisi olan kişiler gibi terapistleri ziyaret etmekten veya uzmanlara erişimi olmayan uzak bölgelerde yaşayan kişiler için yararlı olabilir.
Yükseklik korkusu için tasarlanan ilk tam otomatik sanal gerçeklik terapisi, Ağustos ayında Lancet Psikiyatrisi’nde tanımlandı ( SN: 8/4/18, s. 15 ). Bu programda, animasyonlu bir terapist 10 katlı bir ofiste bir hastaya rehberlik ediyor. Kullanıcı, merkezi bir atriyumun üzerindeki bir platforma çıkıp, düşmenin eşiğinde, durmadan giderek zorlu görevler gerçekleştiriyor. Sanal terapist, hastanın nasıl hissettiğini periyodik olarak kontrol edip cesaretlendiriyor. Sonuçlar umut verici olsa da, araştırmacılar bu programın gerçek hayata maruz bırakma terapisinde nasıl olacağını henüz bilmiyorlar.
Kendi kendini tedavi eden diğer bir terapi, örümcek korkusunu yatıştırmaya karşı test edilmiştir. Üç saatlik VR programı, çeşitli örümcekleri (karikatürize edilmiş gerçekçi bir tarantulaya, terlik giyen bir örümcek),içerir. Sanal bir terapist talimatlar ve cesaret verirken örümcekler kullanıcıya yaklaşır.
Stockholm Üniversitesi klinik psikoloğu Philip Lindner, “Kulaklığı, mikrofon setini kırdıklarından emin değilim, ama birçok insan kesinlikle ağlamaya başladı” diyor. Oturma odasında otururken, etrafta dolaşan bir sürü örümcek gören bir hasta “bacaklarını çekti ve 15 dakika gibi böyle oturdu”.
Araştırmacılar bu sistemi 97 araknofobi(örümcek korkusu) hastası üzerinde test ettiler ve Gönüllülerin yarısı örümceklere yaklaşmaya teşvik edildi, diğerleri 3 saat boyunca gerçek örümceklere maruz bırakıldılar. Tedaviden sonra, VR katılımcıları kabı yanında tutabilirken, gerçek dünyaya maruz bırakılan hastalar örümceğe dokunabildi.
Lindner, VR deneyiminin hastaların kendi kendilerine gerçek hayatta maruz kalma deneyimlerini denemelerine yetecek kadar korkularını fark ettiklerini, bu yüzden normal maruz kalma grubunun korkuyu yenmede başarılı olduğunu ifade ediyor.
Spesifik fobiler için erken başarılara rağmen, daha karmaşık rahatsızlıklar için terapist içermeyen VR tedavisinin evde kullanılabileceği şimdilik net değildir.
Simüle edilmiş sosyal etkileşimlerde terapistler, sanal avatarların her hastanın kendine özgü kaygılarını ele almak için yanıtlarını dikkatlice kontrol eder. Bouchard, bilgisayarla üretilen terapistlerin henüz normal ilerleme kaydetmeyen hastalarla konuşabilecekleri kadar çok yönlü olmadıklarını söylüyor. Bununla birlikte, sanal insanların nihayetinde bu gelişmişlik seviyesine ulaşacağına inanıyor. Lindner, sanal terapistlerin işin başına gelse bile, pek çok hasta kendi başına tedaviyi tamamlamada yeterli olmayacaktır. “Akıllı telefonlarda birçok akıl sağlığı uygulaması vardır, çok azı dünya çapında kabul görse de, uzman görüşünün şimdilik yerini tutmayacaktır.”diye ekliyor.
Bazı durumlarda korku ile yüzleşmede sadece cesaret, kendi kendine yardımda, yeterli olmayabilir. Dumais, kişileştirilmiş halüsinasyon programını kullanan hastalar için, “başlangıçta yapmak gerçekten çok zor, çünkü gerçekten kötü şeyler duyuyorsunuz, biri size pisliksin, git kendini öldür,” “Bir insanın bunu tek başına başarabileceğini sanmıyorum.” diyor
Reger, “iyileşmek için gelişim gösteren kişiler test edilmeden, potansiyel bağımsız tedavileri indirmemeleri gerektiğini söylüyor. Bu sistemler, bazı bozukluklar için, insan terapistini göremeyen ya da görmek istemeyen hastalar tarafından erişilebilen terapileri yapabilir. Eğer biri PTSD gibi karmaşık bozukluklar için güvenli ve etkili otomatik tedaviler bulsaydı, “Kesinlikle onun bir hayran olurdum” diyor.
Irak’a geri dönmek…
Waters, Atlanta’da Emory Healthcare’de VR terapisine başladığında onu neyin beklediğini bilmiyordu. Evde VR kulaklıklarıyla oyunlar oynadı ve film izledi, ancak 34 yaşında, sanal gerçeklikte en kötü anılarını yeniden yaşamanın kendini nasıl hissettireceğini bilmiyordu. VR, 2007’den 2009’a kadar Irak’a konuşlandırılmasından sonra yaşadığı travma sonrası içindeki stresin hafiflemesine yardımcı olur muydu?
Waters iki haftalık kursta “deneyim son derece etkileyiciydi” dedi. Bir kulaklık ve titreşebilecek bir platformda bir sandalyeye oturtuldu. “Eğer bir patlama varsa, sadece onu görüp duymuyorsunuz, aynı zamanda hissediyorsunuz.” Waters’ın her travmatik deneyimini canlandırdığı gibi, terapistin kendisini şu andaki düşüncelerine ve hislerine odaklanmasını teşvik etmesiyle, sanal dünyayı hissediyordu, giderek daha gerçekçi (aşağıda gösterilen tipik bir savaş sahnesi). Kalp atışları hızlandı, elleri terledi, zihni o çatışma anını yaşadı.
Waters: “Stresliydi” diyor. “Ama bunun amacı buydu… bu sayede duygularımın nasıl tolere edileceğini ve nasıl yönetileceğini öğrenebiliyorum.” Buna zaman harcamak zorundayım… Alışveriş merkezinde ya da öğle saatinin ortasında bir Starbucks rahat oturabilmek için,” diyor. Haziran ayında terapiden bu yana Serrano Waters, kalabalıklar etrafında daha az endişeli ve daha rahat olduğunu söylüyor. Ve ani gürültüden korkmuyor.