Eğitim, bireylerin bilişsel, bedensel ve duygusal olarak sağlıklı ve mutlu yetişmelerini amaçlar. Bireylerin gelişimini bütün yönleriyle arttırarak, onu hem topluma yararlı hem de hayatta başarılı bir kişi olarak güçlendirmeye çalışır. Bireyin kendisinde var olan ilgi ve yetenekleri, aldığı eğitimle birleştirerek toplumun işleyiş düzenini anlamasına ve bu düzende yer alanların görev ve sorumluluklarını daha iyi fark etmelerini sağlar.
Ülkeler, bilimsel ve teknolojik gelişmelere ayak uydurulabilen ve gelişen teknolojiyi kullanabilen nitelikteki insan gücünü yetiştirebilmek için eğitim sistemlerine teknolojik materyalleri de adapte etmek zorunda kalmışlardır. Türkiye’nin kalkınması açısından, iş piyasası tarafından talep edilen vasıflı elemanların yetiştirilmesi ve onların alanlarına dair aletleri ve makineleri kullanabilmelerinin sağlanması önem taşıyan unsurlar olarak görülmektedir. Günümüzde Türk endüstrisinin, bilimde ve teknolojide ortaya çıkan hızlı değişimler ve gelişmelerin neticesinde çok boyutlu bir yapıya ulaştığını söylemek mümkündür. Endüstride ve çalışma hayatında istenilen vasıfta ve sayıda, orta seviyede meslek elemanı yetiştirmek, ülkemizin kalkınma hedefine paralel olarak arzu edilen hızda gelişebilmesi adına önem taşımaktadır.
Dünya Ekonomik Forumunda yapılan ”Yeni Ekonomi ve Toplumun Geleceğini Şekillendirmek” adlı çalışmada geleceğe dair değişim ve buna bağlı iş gücü tasavvuru hakkında şöyle denilmektedir.
“ Büyüme ve rekabetçilik; eğitim, beceriler ile eşitlik ve kapsayıcılık bağlamında Paydaşlar birlikte çalışarak karmaşık konulara ilişkin anlayışlarını derinleştirir, yeni modelleri ve standartları şekillendirir ve sistemik değişim için ölçeklenebilir, işbirliğine dayalı eylemi yönlendirir. Dünyanın önde gelen 150’den fazla şirketi ve 100 uluslararası, sivil toplum ve akademik kuruluş şu anda 4IR ekonomisinde rekabet gücüne yeni yaklaşımları teşvik etmek için Platform üzerinden çalışıyor; yarının işgücü için eğitim ve beceriler dağıtmak; işler için yeni bir işçi yanlısı ve iş yanlısı gündem oluşturmak; eşitlik ve kapsayıcılığı yeni ekonomiye bütünleşmiş olarak gelişmiş ekonomik fırsatlarla bir milyar insana ulaşmayı hedefliyoruz.”
Yukarıdaki paragrafta dikkat çeken ayrıntılar “büyüme ve rekabetçilik” buna bağlı “işbirliği vurgulanmaktadır. Diğer dikkat çeken detay “yarının işgücü” için eğitimi planlamak ve bu çalışma ile bir milyar insana ulaşma hedefi oldukça önemli bir gelecek iş gücü planı olarak göze çarpmaktadır.
Sonuç olarak;
Türkiye’nin en temel sermayesi, genç nüfusunun büyüklüğüdür. Genç nüfus gücü, nitelik kazandırıldığı takdirde bir “atıl” güç olmaktan çıkmakta ve önemli bir unsura dönüşmektedir. Bu bağlamda, meslekî ve teknik eğitim programları ile ilgili dünya üzerinde en başarılı ülke örnekleri incelenmeli, Türkiye’nin özgün koşulları ile uyumlu bir stratejik eylem planı hayata geçirilmelidir. Bu planda; meslekî ve teknik eğitim veren liselerin programları öğrencilerin temel becerilerini geliştirecek şekilde yeniden tasarlanmalı, akademik ağırlıklı eğitim veren okullardaki öğrencilerin meslekî ve teknik ders almasına zemin sağlanmalı ve ortaöğretim düzeyinin tamamındaki öğrencilerin uygulama deneyimi kazanmasına imkân tanınmalıdır.
Kaynakça
https://www.weforum.org/platforms/shaping-the-future-of-the-new-economy-and-society
ASLAN, Mustafa; Meslek Liselinin Kariyer Yolu,İstanbul,2015