Çocuklarda din eğitimine kaç yaşta başlanmalı? Nasıl başlayalım? Ya çocuğumu dinden tamamen soğutursam? Gibi sorular sıkça karşımıza çıkıyor. Öncelikle altını çizmek istediğim başlama kelimesi.
Bir kadın altı aylık bebeğiyle İmam-ı Gazali’nin huzuruna gelir ve sorar;
-Çocuğumun din eğitimini kaç yaşta başlamalıyım? İmam-ı Gazali’nin cevabı çok sarsıcıdır.
-Çok geç kalmışsın! Çocuğun din eğitimi anne karnında başlar.
Yetişkin bir insanın dış dünya ile fiziksel ilişkisi nasıl duyu organları ile gerçekleşirse bir bebek de beş duyusu sayesinde dünya ile etkileşime girebilir. Bebeğin gelişim evrelerine baktığımızda en güzel temasın işitme yoluyla sağlanabileceğini söyleyebiliriz. En güzel bağ, işitme yoluyla kurulabilir. Bu dönemi kazanca dönüştürmek ise bizim elimizde. Araştırmalara göre annenin hamileyken okuduğu ayetler, okumadıkları ayetlerle kıyaslanmış ve annenin okuduğu ayetleri çocuğun daha çabuk ezberlediği gözlemlenmiştir. Bu yüzden bolca Kuran-ı Kerim okumaya dikkat edilmeli, anne bulunduğu ortamı seçmeli, kötü şeylerin işitileceği ortamlardan uzak durmalıdır. Abdestli gezmek, yediğine ve içtiğini dikkat etmek oldukça önem teşkil etmektedir. Bunlara dikkat ederek aslında çocuğumuzun ahlaki gelişiminin temellerini de atmış oluruz.
Hamilelik sürecinden sonra bebeğin dünyaya gelmesiyle farklı bir sürece doğru yol alıyoruz. Bu bağlamda, inanç kodlarıyla dünyaya gelmiş bir varlıktan bahsediyoruz. Zaten fıtratta var olan inancı su yüzüne çıkarmak, o fıtratı korumak, zamanı geldiğinde açma görevi, çocuğun ilk din eğitimcisi olması hasebiyle ebeveynlere düşüyor.
Peki ebeveynler bu aşamada nasıl bir yol izlemeli?
Bir çiçek düşünelim ve gelişim evresine bakalım. Önce tohum ekilir, en verimlisinden uygun toprak seçilir, sulanır, bakımı yapılır… Tohum uygun ortamı bulunca yeşermeye başlar, daha sonra filiz verir meyve verir. Çocuk da tıpkı böyledir, evde uygun iklimi bulduğunda yeşermesi, kendini açması kaçınılmazdır. Biz ebeveynlere düşen tohum ekmek ve doğru iklimi oluşturmak…
Gelelim ihtiyaç kapasite meselesine:
0-2 YAŞ
Çocukluğun bu dönemini güven bağlamında inceleyen Erikson, dini duyguyu güvenle ilişkilendirir ve dini duygunun kaynağını güvende bulur. Güven duygusunun yanı sıra bu dönemde çocuğun merak duygusu görülmeye başlar. Henüz konuşmaya başlamamış olan çocuk, evde inşallah maşallah Allah izin verirse gibi ifadeleri duyarak büyür. Bu sembol ve değerlerin aktarımıyla oluşan merak duygusu din duygusunu besleyerek büyütür. Bu dönem için çocukların kayıt dönemi diyebiliriz, dolayısıyla ebeveynlerin bu dönemde model olması oldukça önemlidir. Bu dönem için Peygamber Efendimiz –sallallahu aleyhi ve sellem- ‘in, çocuklar konuşmaya başladıklarında Allah’a imanı, Kelime-i Tevhid’i öğrettiğini görüyoruz.
3-6 YAŞ
3-4 yaş için din eğitiminin altın çağı diyebiliriz. Somut işlemler döneminde olan çocukların uygun bir eğitimle ihtiyaçları giderilmeli, yöntem olarak somuttan-soyuta, kolaydan-zora, basitten karmaşığa doğru bir yol izlenmelidir. Kuran-ı Kerim eğitiminin bu dönemde başladığını ecdadımızın uyguladığı Bed-i Besmele töreninde görüyoruz. Bu tören, 4 yaş 4 ay 4 gün yaş aralığında Osmanlı’da çocukların okuma yazmaya başlaması için yapılan bir törendi. Kuran-ı Kerim öğretmek için pedagojik olarak yetkinlik 4 yaş ve sonrasıdır. Konuşma yetisini kazandığı bu dönem aynı zamanda Sure ezberi için de verimli şekilde değerlendirilebilir. Burada önemle vurgulanması gereken, herhangi bir zorlama olmadan çocuğun kapasitesi ve ihtiyacına göre eğitimin dozunu ve şeklini ayarlamak olacaktır. Allah Rasulü (sav) “insanlarla akılları nispetinde konuşun” buyurmaktadır.
Çocuk eğitimi söz konusu olunca, gelişim evrelerinin ve gelişim özelliklerinin bilinmesi ayrı bir önem arzetmektedir. Bu sürecin sağlıklı yürütülmesi, ailelerin çocukların gelişim özelliklerine hakim olmasından ve çocukların sorularına hazırlıklı olmasından, neyi, ne zaman, ne kadar vereceğine karar vermesinden geçmektedir.