Şimdi okumaya başladığınız yazı hakkında henüz bir bilgiye sahip olmadığınız için öncelikle sizlere konu hakkında bilgi vermeye çalışacağım. Bilgi dedimse öyle büyük beklentiler içine girecek okurları da peşinen uyarayım ki sonradan beni suçlamasınlar.
Gördüğünüz gibi sizlere karşı olabildiğince saygılı ve içten davranmaya çalışıyorum. Bazen yazdığımız bir yazıdan nem kapanları görüp duyunca da üzülüyorum. Çünkü özel yaşamımla ilgili buradan kimseye bir mesaj verme kaygısı içinde olmadım. Buna rağmen yine de bazen üstüne alınıp sitem edenler de olmuyor değil! O zaman da yazılarımız okunuyor diye mutlu olurken, sitemler için de üzülmemek elde olmuyor… Hala yazının konusu hakkında bilgi sahibi olmaya çalıştığınızı görüyorum. Acele etmeyecekseniz istediğiniz cevabı sonraki satırlarda göreceksiniz. Bunun için öncelikle sabırlı olmamız gerekir. Bütün faydalı şeyler de genellikle sıkıcıdır, aynı bu yazılar gibi! Argo tabirlere hiç girmeden herkesin bildiği birkaç sözü de belirtmeden geçemeyeceğim! “Bütün İyi Şeyler Sabırdan Sonra Gelir”. “Sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır”. Bu nedenle sabır edeceğiz, neden sabır ediyoruz, edeceğiz, çünkü merak ediyoruz…
Aslında insanları harekete geçiren ihtiyaçlar ve meraktır. İhtiyaçlar zaten bizi harekete geçiren temel nedendir. Bunun yanında merak duygusu da en az ihtiyaçlar kadar bizi harekete geçiren bir duygudur. Çünkü öğrenme ve bilme isteği de merak duygusu ile gelmektedir. Bu yazının da konusunu merak ettiğiniz için olsa gerek ki okumaya devam ediyorsunuz ve edeceksiniz. Sokakta gördüğümüz bir kalabalığın neden biriktiğini anlamaya çalışır hatta cevap vereceğinden ümit ettiğimiz birisine de bunu sormaya çalışırız. Genellikle de yurdum insanı bu konuda olayın üstüne kendi değerlendirmelerini de katarak bize aktarır da merak duygumuzu gidermiş oluruz. İntihar girişiminde bulunanlara, kavgalara, kazalara ve benzeri olaylarda kalabalığın birikmesi aslında her zaman kötü bir olay da değildir. Bazen ilk yardım için veya kavgayı aralayacak birilerinin olması da iyi bir şeydir. Yalnız intihar girişiminde bulunmak isteyenlere “atlayacaksan atla kardeşim, milletin işi gücü var” diyenleri saymıyorum. Sanırsın adamı zorla tutuyorlar orada, izleme var git yoluna ama değil mi?
İnternet ve haber siteleri de bu merak duygumuzu istismar ediyorlar. Bize sayfalarını tıklatmak için öyle yarım bırakılmış haber başlığından tutun da “Flaş Flaş”, “Son Dakika”, “Gözlerinize İnanamayacaksınız” gibi yazılarla tıkladığınızda eski bir haber ya da lüzumsuz bir haberle meşgul edildiğimizde salladığımız birkaç küfrün nedeni de merak duygusudur. Özellikle çocuk ve gençlerdeki aşırı büyüme isteği de onların internette yanlış adres ve sitelere kolayca erişimine neden olmaktadır. Maalesef birçok kötülük de gençlerimizi bir an önce büyüme ve reşit olma isteği ile yakalamaktadır. İşte burada da merak duygusunun doğru değil de yanlış yönlerde kullanımının sonuçlarını görmekteyiz.
Bu yazının hala konusunun ne olduğunu yazacağımı bekleyen okurlarımızı daha fazla bekletmeden yazmak istiyorum. Her seferinde araya giren başka laflar nedeniyle bir türlü yazının konusuna giriş yapamadık. Bu konuda izin verirseniz kendimi de eleştirmek istiyorum. Kendimi dahi eleştirmek için sizden de izin istiyorum ya size verdiğim değeri varın siz düşünün! Bu yazının da son satırlarını yazarken buraya kadar okumuş iseniz sabır ve merak duygunuzun sizi doğru tercihlere yönlendirdiğini düşünüyorum. Sizce de öyle değil mi? Bence öyle!