Sanal Evren…
Saygıdeğer okurlar, çoğunlukla yazılarımda geleceğe dair önemli gördüğüm ve elbette eğitim sistemi içerisinde göz önünde bulundurulmasını önemsediğim konulara yer vermeye gayret ediyorum. Geleceği şekillendirecek insan özelliklerinin en başında bilişim teknolojileri bilgi ve becerileri geliyor. Hatta daha da özelleştirirsek yazılım uzmanları geleceği şekillendirecek. Bu çerçevede Türkçe adıyla “sanal evren ”olarak adlandırılan bir teknolojik oluşum var. Wikipedia’da sanal evren isimli teknolojik oluşum şu şekilde tarif edilmektedir.
“Metaverse veya Türkçe tabiriyle sanal evren, geleneksel kişisel bilgisayarların yanı sıra sanal ve artırılmış gerçeklik cihazları aracılığıyla kalıcı çevrimiçi 3 boyutlu sanal ortamları destekleyen, İnternet’in varsayımsal bir yinelemesidir. Metaverse, bilgisayarlar, android cihazlar ve 3D cihazlar sayesinde insan bilişinin yapay bir fiziksel ortama dâhil olmasını sağlamaktadır. Metaverse’ü iletişim perspektifinden yeni bir gerçeklik, anlam dünyası ve iş birliği fırsatları sunan; kültürel, entelektüel ve ekonomik üretim için alt yapı ve etkileşim olanakları tanıyan; farklı gelişmiş teknolojilerin eş zamanlı ve entegre bir biçimde kullanıldığı; siber toplumsal bir düzlem şeklinde tanımlamak mümkündür.”
Ben bir bilişim teknolojileri uzmanı ya da yazılım uzmanı olmadığım için, sanal evren olarak adlandırılan oluşum ile ilgili haddimi aşarak teknik bilgi verecek durumda değilim. Zaten konuyu bilen bilim insanları ya da meraklı zeki gençlerimiz vardır. Benim konuyu gündeme alma nedenim konunun bilinirliğine ve yaygınlaşmasına katkı sunmak. Daha doğru bir ifade ile farkındalık yaratmak. Geleceği inşa etmekle görevli ve sorumlu olan kişi ve kurumlara diyorum ki; geleceği emanet edeceğimiz gençlerimizi yetiştirme stratejimize bu önemli teknolojik oluşuma hâkim olacak imkânları da dâhil etmek hayati bir konudur.
Sanal evren hakkında, Politikyol isimli internet sitesinde konunun uzmanı bir akademisyen olan Dicle Yurdakul şöyle diyor;
“Metaverse, sanal gerçeklik veya artırılmış gerçeklik gözlükleri, eldivenler, beş duyumuzla beyin arasındaki ilişkiyi düzenleyebilecek her türlü arayüz, cihaz ve 5G bağlantısı ile içine girip, içinde yaşayabileceğimiz sınırsız bir evren. Bu teknolojilerin tümü fiziksel ve sanal dünya arasındaki sınırların erimesini sağlayan teknolojiler. Bu açıdan Metaverse aslında sadece sanal bir dünya değil; fiziksel dünyadaki varlığımızın bir eşini ve fiziksel dünyanın bir alternatifini yaratarak içinde var olabileceğimiz geçişken bir yapı. Sadece fizikselden sanala geçişi değil, verilerin fiziksel konuma, nesnelere ya da duyulara aktarılması yoluyla sanaldan fiziksele doğru geçişi de sağlıyor. Veri evreninde yaşadığınızı, fiziksel evrende duyumsayabiliyor, hissedebiliyorsunuz. İşte bu nedenle Metaverse “sanal evren” tanımından çıkarak, bildiğimiz tüm evrenlerin kesişimi olan bir “öte evren”e varıyor.”
Konu teknik ve karmaşık gibi duruyor. Âmâ geleceğin dünyasına ve belki de geleceğin hayatına dair ipuçları veriyor. Hızla ilerleyen teknoloji dünyasında farkında olduğumuz olmadığımız bir çok ilmi çalışmalar yapılıyor. Hem konunun ilginçliği hem de bana göre geleceğin yaşantısında etkisinin olacağı kanaatindeyim.
Son Söz;
Geleceğin dünyasındaki gelişmeleri ve çalışmalarının dışında olamayız, olmamalıyız. Zihin sınırlarımızı zorlayan bir teknolojik evren ortaya çıkıyor. Gençlerimiz bu dünyanın gerisinde kalmasın. Yeni dünya bilişim teknolojileri ve buna bağlı olarak internet teknolojisi merkezinde şekilleniyor. İleri bir toplum olacak isek buna uygun bir eğitim ortamı ve stratejisi kurgulamalıyız. Sözlerimi Hazreti Ali’nin şu muhteşem sözü ile noktalıyorum;
” Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin.”
Dijital teknolojiler eğitimin en önemli ilgi alanı olmalıdır.Geleceğin hayatında dijital teknolojiler muhim bir yer tutacaktır.