ŞİRKET-İ HAYRİYE
Osmanlı boğazlar arası ulaştırma sorununa çare bulabilmek ve bir de 19.yy’da geleneksel taşıma araçlarının güvenlik, rahatlık sorunundan dolayı ulaşım talebinin artmasıyla beraber bunu çözüme kavuşturmak için teknolojik bir seyahat aracı olan vapur işletmeciliği kurulmasını öngörmüştür.
Vapur şirketi Osmanlı tarihinin 1850 yılında ulaşım alanında girişilen en önemli iş olarak anılır. Şirketin kuruluşuna ilk adımı Cevdet ve Fuat Paşalar atmıştır. Bundan sonra yapılan çalışmalar ve açıklamalar ve 17 Ocak 1851 yılında yayınlanan mazbata ile dönemin padişahı Sultan Abdülmecid’in Sadrazamı Mustafa Reşid Paşa’ya hitaben ve iradesi ile Şirket-i Hayriye resmen kurulmuştur.
Bu şirket Osmanlı tarihinin önemli bir işe başlamasının ilk adımı olup şirket Osmanlı tarihinin ilk anonim şirketi olmaktadır. Şirket 1851 yılında kurulduktan sonra 1945 yılında şehir hatlarına devredilene kadar İstanbul ve boğazlar arası vapur yolcu taşımacılığına hizmet etmiştir. Şirket kuruluşunda ilk anonim şirket olmasıyla beraber çeşitli devlet adamlarının birlikteliğinden meydana gelen karmaşık bir yapıydı. Şirket kurulurken hissedarlardan oluşan bir komisyon ve komisyon tarafından atanan bir müdürü bulunmakta, kararlar atanan müdür tarafından alınmaktaydı. Şirket-i Hayriye’nin ilk müdürü Mösyö Lafentindir. Şirket 1852 yılından itibaren İltizama verilmeye başlamıştır. Ardından 13 Ocak 1854’te işin altından kalkamayan mültezimlerin eli çekilir ve tüccarlardan Ali Hilmi Efendi Şirket-i Hayriye müdürlüğüne atanır.
Şirket-i Hayriye’de 1854 yılı itibariyle 16 vapur 1 adet dalgıç vapuru 3 adet kömür mavnası 1 adet yangın tulumbası bulunmaktaydı. Ayrıca şirketin Londra’da yapılmış vapuru bulunmaktaydı. Şirketin kuruluşu Tanzimat sonrası ilk kent içi toplu taşıma işletmesi olduğu gibi Osmanlı ekonomisinin hız ve boyut kazanması ile beraber değişimin yansıması olmuştur. İktisadi ve mali sermaye bakımında şirket güçlüklerle karşılaşır fakat bürokratlar ve sermayedarlar ile birlikte hareket edip, şirket gider ve gelirleri dengede tutmaya çalışılır. Şirket kuruluşunda ortaklar arasında 1500 parça senetle parçalanmıştır. Daha sonra 2000 senete çıkartılmıştır. Bu dönemde en çok hisse senedi Sultan Abdülmecid tarafından alınmıştır. Diğer hisseler sultanlıkta bulunan rütbelilere dağıtılmıştır.
Şirketin ilerleyişine gelirsek gelirinin büyük kısmı biletlerden almaktaydı. Diğer gelirleri ise taşımacılık, kahve satımı, gayrimenkullerin hisse satımı, faizler, enkazlar ve diğer satış işleri şirketin geliri olmaktaydı. Bir de şirketin giderlerine bakarsak işletme maaşları yani kömür, tamirat, rüsumet ve akçe farkı gibi giderlerdi. Şirket bir vapur şirketi olduğu için faaliyet alanlarına dikkat etmek de gerekir. İlk olarak belirtildiği üzere boğaz içi olarak bilinmekteydi. Bundan sonraki gelişmeler ile 1858 yazında belirtilenlere göre boğaz içi sahilinden Beşiktaş, Ortaköy, Kuruçeşme, Arnavutköy, Rumelihisarı, Bebek, Emirgan, İstinye, Yeniköy, Tarabya, Büyükdere ve Yenimahalle ilçeleri Anadolu sahilinde ise Üsküdar, Kuzguncuk, Çengelköy, Beylerbeyi, Anadoluhisarı, Kanlıca, Paşabahçe ve Beykoz ilçeleri arası belirtilmekteydi.
Bununla beraber taşımada önemli bir değişim yaşanmış ekstra rahatlık, güvenlik halkın da desteğini yanına almış olup Osmanlı taşıma gücü ilerleme göstermişti. Bu ilerlemenin ışığında da ekonomik olarak artan düzeyde gelir elde edilmişti. Şirket-i Hayriye vapurlarına göz atar isek birçok çeşitte vapur isimleri tipleri bulunup hepsinin ayrı bir anlamı bulunmaktaydı. Şirket-i Hayriye’de faaliyet içinde 3 araba vapuru,74 yolcu vapuru, 3 kömür vapuru ve birde gezinti gemisi bulunmaktaydı. 1937 yılına gelindiği vakit Hasköy tersanesinde Şirket-i Hayriye ye ait Kocataş vapuru cumhuriyet döneminin ilk inşa edilen yolcu vapuru olmuştu. Şirket-i Hayriye bünyesinde farklı özelliklerde yolcu gemileri bulunmaktaydı. Çarklılar, Tek Uskurlular, Çift Uskurlular başlıca vapurlardı. Şirket-i Hayriye’de bir de kaptanlar meşhurdu halk arasında çeşitli kahramanlarda bulunmaktaydı. Hatta Çanakkale savaşında kahraman olmuş yolcu vapurları ve kaptanlar vardı. Bunun yanı sıra Şirket-i Hayriye’de toplumsal eğlenceler, gezintilerde yapılmaktaydı.
Sonuç olarak; bunca çalışmalardan sonra Tanzimat dönemi sonrası Osmanlı önemli bir taşıma gücü elde etmiştir. Belirli destekler ve çeşitli yatırımlarla boğazlar arası taşıma çözüme kavuşmuştur. Şirket-i Hayriye Osmanlının ilk anonim şirketi olma özelliğini kazanmış Osmanlı için önemli bir kuruluş olmuştur. Osmanlı kısmı düzeyde teknolojik atılıp başlatmış bu ve bunun gibi alanlara yayılmıştır.
Osmanlı Devleti ”SANDALDAN VAPURA” bir gelişim yaşamıştır.
Kaynaklar:
Tutel, Eser. 2008. Şirket-i Hayriye, İletişim Yayınları, 3.baskı İstanbul
Akyıldız, Ali. Şirket-i Hayriye, ISAM. http://www.sehirhatlari.istanbul