Herkese merhaba nasılsınız?
Bugün 17 Kasım 2023, İstanbul/Kadıköy İskele Kütüphanesi balkonunda yazı denemeleri yapıyorum. Ben yine kendime yazı yazma konusunda hedefler koyup ama ortadan kaybolduğum için biraz üzgünüm ama defterlerime, telefonuma, fotoğraflara bol bol kısa notlar alıyorum. Bu da benim kendimce vicdan rahatlatma yöntemim sanırım, hem ya hiç yapmasaydım. 😊 Keşke düzenli hale getirebilsem ama demek ki biraz daha zamanı var demekten kendimi alıkoyamıyorum. Sizlerin de böyle yapmak istediği hatta belki de yapmayı çoook istediği ama hedefine ‘’türlü sebeplerden’’ kaynaklı ulaşamadığı, ihmal ettiği zamanlar oluyor mu?
Bugün çok farklı fikirlerle oturdum masa başına ama çeşitli zamanlarda özellikle de ara tatillerde daima velilerimize önerdiğimiz etkinlikler üzerinden bir yazı yazmak geldi aklıma. Sadece veliler değil, bizler de öğretmen arkadaşlarımızla okullarımızda müze etkinlikleri düzenlemeliyiz. ‘’Gezdik, geldik’’ yaşantısının önüne geçerek…
Bu yazı,
Meslektaşlarıma naçizane bir hatırlatma tadında,
Ebeveynlere süreç boyunca ışık tutma niyetinde,
Kendimiz için de…… (neye ihtiyacın varsa al içinden 😊 ) hedefiyle yazılıyor şu anda.
Hadi gelelim ‘’Müze ve Çocuk’’ adı altında ifade etmek istediklerimize. Teorik birçok cümleye yer verildi makalelerde, verilmeye devam ediyor da. Ama ben orada yazanları buraya aktarmak yerine kendi cümlelerimle daha içimizden gelircesine yer vermek istiyorum. Kazanımı göstergesi çok sadece gezmenin bile. Dilerseniz bu bahsettiğim başlığı Google üzerinden aratın neler çıkar karşınıza. Ben ise dediğim gibi ‘kendimce’ yazmak istiyorum. Sadece gezdik geldik yaşantısının bile kazanımı varken birazdan okuduklarımızı uygulasak ooh ne ala !
ARA GÜLER…
Kuzenimin evinin civarında yürüyerek nereleri gezebilirim diye internette gezinirken karşıma çıkan müze. Ara Güler’in fotoğraf karelerini, düşünüşünü sosyal medya üzerinden okuyup kendime yakın bulduğum bir fotoğraf sanatçısı. ‘’Hadi Emira, kalk kızım bu fırsat bir daha ne zaman geçer eline. Hem sen gez, gör, düşün, kat kendine hem de çocuklarına ne anlatabilirsin bu müzede ya da başka müzeler üzerinden ne gibi etkinlikler üretebilirsin bak bakalım’’ diyerek yola çıktığım gün.
Eğer bir şey yapıyorsak bence bunu hayatlarımıza entegre ederek yapmaya çalışmalıyız, havada kalmamalı. Hissederek, anlayarak ve belki zamanla hayatımıza etkisinin farkına vararak dinlemeli, okumalı, yazmalı, çizmeli, konuşmalıyız.
Sakin sakin yaşayarak…
Öğretmenim, annecim, babacım, çocuğum… Kim bu Ara Güler, neden fotoğraf sanatçısı olmuş, sadece çekmiş çekmiş bırakmış mı telefonlarımızda yığınla biriktirdiğimiz fotoğraf kareleri gibi yoksa ötesine mi geçmiş, acaba ne hayaller kurmuş ne hedefler koymuş kendine, severek mi yapmış bu mesleği, bu fotoğrafları çekerken kendisi neler hissetti de acaba ölümsüzleştirdi, neyi unutmak istemedi, neyi aktarmak istedi sence?
Peki ya sen? Sen neler görüyorsun bu fotoğraflarda, hani evde kitap okuyoruz ya görsellerine bakarak hadi burada da birlikte okuyalım düşünelim tahmin edelim… Hatta belki hangi fotoğraf hangisinin devamı olabilir gel bir oyun oynayalım birlikte.
En sevdiğin fotoğraf hangisiydi, neden? O fotoğraftaki kişi sen olsaydın ne yapıyor olurdun? Bizim hayatımızda burada gördüklerimize benzeyen anlar oldu mu, hatırlıyor musun? Aralarında bir diyalog geçmiş olsa nasıl bir konu olurdu, gel sesleri olalım. En sevdiğin hangisi oldu hadi gel bakarak çizmeye çalışalım. Hoşuna gitmeyen var mı bu kişiler nasıl bir yerde olsun isterdin? ( O an orada oturup çizebilirsiniz bence kimsecikler bir şey demez, yok istemem derseniz de eğer dijitale aktarın evde ya da bir kafede oturup siz dinlenirken çocuğunuz etkinliğe devam etsin.)
Seçtiği görsellerin kendisine ait bir makineyle çekmesine destek olun ya da telefonunuzu kullanmasına müsaade edin. Dijital çağ çocukları bunlar ne de olsa. Sonra puanlama yapın kendinizce kriterler belirleyin.
Daha yazılır, üstüne üretilir. Benim şimdilik aktardıklarım bunlar. Birçok farklı müzede burada yazanlardan yola çıkarak hareket edebilirsiniz.
Bir yandan sanki sesler geliyor. 😊
Öğretmeniiiiimmmm bir sınıf dolusu çocukla da yapılır elbet zorluğu olur ama süreç boyunca kazanacakları ve biriktirecekleri anıya bence değer.
Büyük şehirlerin en güzel tarafları bu bence, eğer ‘istersen’ çocuklarla uzun uzun yapabileceğin birçok faaliyet var.
Müzenin girişinde şöyle bir yazıya yer vermişler;
‘’Renkli Anadolu
‘’Evliya Çelebi fotoğraf çekseydi Ara Güler olurdu’’ der Doğan Hızlan. Ara Güler hayatı boyunca dünyanın birçok yerine seyahat etmiş, farklı coğrafyaları deneyimlemiş, olaylara şahitlik etmiştir. Ama en çok da kendi toprağından manzaraları ve insanları fotoğraflamıştır. Karış karış gezdiği Anadolu’dan biriktirdiği karelerde samimiyeti ve insana olan sevgisi ile karşımıza çıkar. Bu toprakları iyi bilir Ara Güler; meraklıdır nerede kayda değer bir şey var, hisseder. Çektiği her kare yaşama bakışının bir yansımasıdır. Bizler de bu fotoğrafların izleyicileri olarak oralara gitmiş, o havayı solumuş kadar oluruz onun fotoğraflarına baktıkça.
…
Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayan Renkli Anadolu, Ara Güler’in hayatına yayılan bir başka öyküsüdür; ışığa, insana, toprağa, renge ve Türkiye’ye dair…’’
Tüm çabamız Cumhuriyetimizin ikinci yüz yılına bu paragrafta yazanları yaşayan ve yaşatan çocuklar yetiştirebilmek…
Öyle işte, oh rahatladım biraz yazınca. Görüşürüz.