Bağlanma Kuramı’na yönelik çeşitli eleştiriler yapılmıştır. Psikanalitik ve davranışçı yaklaşımların da Bağlanma Kuramı’nın ele aldığı odağa yönelik eleştirisi bulunmaktadır.
PSİKANALİTİK ve DAVRANIŞÇI YAKLAŞIMLARIN BAĞLANMA KURAMINA ELEŞTİRİSİ
Bebeğe bakan kişilerin bağlanma ilişkisine katkısını vurgulamışlar ancak bebeğin özelliklerinin bu ilişkideki önemine çok az değinmişlerdir (Berk, 2015, s. 264). Psikanalitik ve davranışçı kuramlara göre çocuğun doğuştan getirdiği yetenekleri, bir başka deyişle mizaç özellikleri bağlanma kuramı yaklaşımı tarafından göz ardı edilmektedir.
BAĞLANMANIN KÜLTÜREL BOYUTU
Bağlanma örüntüleri farklı kültürlerde farklı biçimlerde yorumlanabilmektedir. Alman bebekler, Amerikalı bebeklerden daha fazla kaçıngan bağlanma göstermiştir. Bunun sebebinin Alman ebeveynlerin bağımsızlığa daha fazla değer vermekte ve bebekleri bu yönde teşvik etmekte olduğu düşünülmektedir. Afrika’daki Dogon topluluğunda ise bebekler daha az kaçıngan bağlanma örüntüsü göstermektedir. Bunun sebebinin bakımverenlerin bebekleri kendilerine yakın tutmaları, açlık ve stres durumundaki ihtiyaçlarını hemen karşılamaları olduğu düşünülmektedir. Japon bebekler dirençli bağlanmaya eğilim gösterme sebebi Japon ebeveynler bebeklerini nadiren bir başkasına bırakması şeklinde açıklanmaktadır. Bundan dolayı da Yabancı Durumu Deneyi’nde* Japon bebekler daha fazla stres yaşamaktadır. İsrail Kibbutzları’ndaki bebekler de dirençli bağlanma gösterme eğilimindedir. Bunun sebebi, toplumda yaygın olarak görülen yabancı korkusu olarak değerlendirilmiştir; bu korku Yabancı Durum Deneyi’nde daha fazla strese neden olarak gösterilebilir (Berk, 2015).
Öte yandan bağlanmanın kültürel boyutu olduğu gibi bağlanma sosyal gelişimiyle de ilişkilidir.
*[Yabancı Durumu Deneyi, “Bağlanma Kuramı – 4” isimli yazı dizisinde anlatılmıştır: https://egitimheryerde.net/baglanma-kurami-4/]
BAĞLANMA VE SOSYAL GELİŞİM
Akranlarla sosyalleşmenin temelleri ilk iki yılda atılmaktadır. Bu temelde bakımveren (ebeveyn) ile çocuk arasındaki ilişkinin niteliği değerlidir. Çocuklar, ebeveynleriyle olan erken çocukluk deneyimi yaşantılarını daha sonraki yıllarda sosyal hayata genelleme eğilimi taşır.
2013 MEB OKUL ÖNCESİ PROGRAMI VE BAĞLANMA KURAMI İLİŞKİSİ
Bağlanma Kuramı, 2013 MEB Okul Öncesi programı ile esnek ve çocuk merkezli olması, aile katılımını önemsemesi, keşfederek öğrenmeye değer vermesi bakımından uyumludur.
1. 2013 MEB Okul Öncesi Programı Esnektir ve Çocuk Merkezlidir
Bağlanma kuramında katı, yeni durumlara göre uyarlanamayan yaşantılara maruz kalan çocuklar güvenli bağlanma örüntüsü oluşturamazlar. Güvenli bağlanma alanlarının oluşması için çocuğun eğitiminde, gelişiminde katı ve sert bir tutumdan uzaklaşılması gerekir. Çocuğun duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte bir eğitim ve çocuk gelişimi anlayışının benimsenmesi konusu bu bakımdan değer taşımaktadır.
2. 2013 MEB Okul Öncesi Programı’nda Aile Eğitimi ve Katılımı Önemlidir
Bağlanma kuramında ailenin çocuğa yönelik tutumuna vurgu vardır. Çocukların bağlanma stillerinde kendisine bakımverenlerin etkisi vardır. Aile eğitimi okul öncesi eğitimde yer alan unsurlardan biridir ve okul öncesi eğitimin bir parçasıdır. Çocuğun yüksek yararı için ailenin ve okulun iş birliği içinde çalışması çocuğun hayatı güvenli bir alan olarak algılamasına sebep olabilmektedir. Buradan aldığı etkiyle çocuk, güvenli bağlanma tarzına uygun davranış örüntülerini hayata uyarlayabilme potansiyelini açığa çıkarma konusunda gelişmektedir. Aile katılımına programda değer verilmesi, çocuğun okula uyumuna bağlanma figürü aracılığıyla etki edebilmektedir. Güvenli bağlanma örüntüsü oluşturan bir çocuk okul öncesi eğitim kurumunda aile katılımı aracılığıyla, ebeveynine duyduğu güven duygusunu okula genellemektedir. Böylece çocuğun ebeveyne bağlanma örüntüsü kendisini okula alışma ve uyumda da gösterebilmektedir.
3. 2013 MEB Okul Öncesi Programı’nda Keşfederek Öğrenme Önceliklidir
Keşif için yeterince özgür bir alan açılmasına fırsat verilmesi gerekmektedir. Bağlanma kuramına göre, özerklik alanı sağlıklı bir şekilde oluşturulan çocuklar güvenli bağlanma eğilimi gösterir. Kendi yeteneklerini geliştirme konusunda uygun alan bulan çocuk, özgürleşme deneyimleri yaşarken aynı zamanda güven duygusunu inşa eder. Keşfetme, kendi deneyimlerinden yola çıkarak öğrenme bakımından bağlanma kuramında çocuğa özerklik alanı açılması vurgusu yapılmaktadır. Buna göre çocuk, kendi potansiyelini gerçekleştirebileceği alanlar bulduğunda, bir başka deyişle, yetişkin tarafından bu alanlar desteklendiğinde kendini gerçekleştirebileceği gibi güvenli bir bağlanma tarzı geliştirmektedir.
Mavi Tuğba Ateş
Erken çocukluk eğitimcisi/Psikolojik danışman
KAYNAKÇA
Berk, L. E. (2015). Bebekler ve çocuklar. (çev. N. I. Erdoğan). Ankara: Nobel Yayınevi.
Milli Eğitim Bakanlığı, Okul Öncesi Eğitim Programı (2013). Ankara.