1. Anasayfa
  2. Makaleler

Ekmeyi Biçmeyi Öğrenmezsek – 2

Ekmeyi Biçmeyi Öğrenmezsek – 2
0

Benim öğrenciliğim döneminde ilkokulda öğretmenlerimizin ev ödevi olarak ıslatılmış pamuk içinde fasulye çimlendirme yaptırdığını, yerli malı haftasını, orman haftasında okulun sınırlı toprak alanı/bahçesine fidan diktiğimizi hatırlıyorum. Sonrası bende yok… Öğrenmezsek

Önceki Bakanımız döneminde büyük bir heyecanla başlanılan Tasarım Beceri Atölyeleri (TBA) bilim, sanat, kültür, spor ve yaşam becerileri adı altında okulların kademe-türü ve fiziki durumuna bağlı olarak ucu açık tabiat, tarım ve hayvan bakımı gibi atölyelerin sürdürülmesi önemlidir.

Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre ülkemizde; 55 ilde, 101 Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, 34 çok programlı Anadolu lisesi toplam 135 okulda tarım alanında mesleki eğitim verilmektedir. 30 ilde 25 MTAL- 13 ilde 18 ÇPAL pansiyonlu,  12 ilde 17 MTAL ve 1 ÇPAL proje okulda tarım alanında eğitim yapılıyor.

120 okulda Anadolu Meslek Programı-sınavsız, 5 okulda sınavlı ve 5 okulda Anadolu Teknik Programıyla eğitime devam ediliyor. İstanbul ilinde de Beykoz, Çatalca, Silivri, Eyüp/Kemerburgaz, Şile, Küçükçekmece ve Beykoz ilçelerinde 7 okulda sınav puanıyla öğrenci yerleştirmesi yapılarak eğitim veriliyor. Tarım alanında üniversitelerle de işbirliği yapılıyor. 2021/2022 eğitim öğretim yılında Türkiye’de 123 okulda 9309 öğrenci ve 264 meslek dersi öğretmeniyle eğitim öğretim yapılmış.

Daha önce Tarım Meslek Liseleri olarak Tarım Bakanlığı bünyesinde iken “Hayvan Sağlığı” alanında da eğitim verilen okullarımızda artık tarım ayrı hayvan yetiştiriciliği ve sağlığı ayrı bir alan olarak eğitim yapılmaktadır. Ülkemiz genelinden 36 ilde toplan 73 okulumuzdan 27’ı  ÇPAL,  46’ı MTAL, 2 sınavlı öğrenci alan, 29 pansiyonlu ve 9 proje meslek lisemiz hayvan yetiştiriciliği ve sağlığı alanında eğitim vermektedir. Tamamına yakınının tarım alanında eğitim verilen okullar olduğu görülmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı arasında 01/06/2022 tarihinde işbirliği protokolü imzalanmış. Buna göre; “alan derslerinde tarım uzman eğiticileri okulda görev alabilecek. Dersler Tarım Bakanlığının tesis ve arazilerinde işbaşında düzenlenecek. Meslek liselerine tohum, gübre, fide, canlı hayvan, temrinlik malzeme ve donatım desteği verilecek.

Tohum yetiştirmek için hastalık-zararlı bitkiler-gübre, bitki besleme konularında ortak çalışmalar yürütülecek. Ders müfredatı birlikte revize edilecek. Alan meslek öğretmenleri işbaşında hizmetiçi eğitime alınacak. Kırsal kalkınma ve geriye dönüş desteklenecek. Tarım sektörünün ara/ana eleman ihtiyacı karşılanacak.” Hepsi çok yerinde ve faydalı işbirliği ve faaliyetler olarak planlanmış.

Halen meslek liselerimizde tarım alanında; “endüstriyel sebze ve meyve yetiştiriciliği, tarım alet makine kullanımı, tarla bitkileri yetiştiriciliği, süs bitkileri yetiştiriciliği ve peyzaj” dallarında eğitim yapılmaktadır. Yöresel olarak ihtiyaç, talep ve teklif olduğunda farklı dalların eğitim kapsamına alınması da mümkündür.

MEB’nın https://meslekiegitimharitasi.meb.gov.tr/alanbilgi.php internet adresinde Türkiye Geneli Alan Detayları başlığında ülke genelinde tarım alanında; 5146 öğrencinin tüm alanlar içindeki oranının % 0,36 ve 210.644 çalışanın bulunduğu tüm alanlar içinde oranının % 0,94 olduğu görülmektedir. Hayvan yetiştiriciliği alanında ise 3870 öğrenci % 0,27 oranıyla, 93.394 çalışan % 0,42 oranıyla tarımdan da hayli düşük seviyede olması dikkat çekici bulunmuştur.

Tarım alanı SGK meslek listesinde ISCO 08 koduyla 7045 tanımlı mesleklerden biri olarak yer almaktadır. Bu kadar meslek içinde ise 315 adet tarımla ilgili agronom (tarım bilimci), akvaryum-alabalık-antep fıstığı yetiştiricisi, balık üreticisi, asma yetiştiricisi, başlayıp şeftali ve şekerpancarı yetiştiriciliğiyle devam eden meslekler listelenmektedir.

Meslek liselerinde dört yıllık bir programla eğitimi verilen tarım alanında 9-10-11-12. Sınıflarda sırasıyla ortak genel kültür haftalık ders sayıları: 30-28-16-11 saat, teorik meslek dersleri 11-14-17-24 saat, uygulama dersleri ise 7-8-10-24 saat yapılmaktadır. Dersler ise tarımsal üretime hazırlık 2 saat/hafta, üretme ve çoğaltma teknikleri 2 saat, örtü altı yetiştirme sistemleri 2 saat, bitki koruma 2 saat, bahçe bitkileri 3 saat, süs bitkileri 2 saat ve tarla bitkileri 2 saat olarak yapılmaktadır.

Bir başka kritik nokta; tüm meslek lisesi öğrencileri içinde tarım ve hayvan yetiştiriciliği/sağlığı alanında eğitim alan öğrenci oranı % 1 bile değil, yine tüm çalışanlar içinde tarım alanında çalışanların oranı % 1 bile değil. Köyler her geçen gün nüfus olarak boşalıyor, gençler yükseköğrenim görüyor ve büyükşehirlerde iş bulup yaşamaya başlıyorlar. Köyde daha çok yaşlı nüfus yaşıyor ve topraklar boş, ekilip biçilmiyor ve hayvan yetiştirilmiyor. Köyler şehirlerin mahallesi haline geldi. Her türlü seyyar satıcı tüm ihtiyaçları köylünün ayağına getiriyor. Sonra hepimiz neden her şey pahalı diye şikâyet edip duruyoruz. Üretmiyoruz ama tüketiyoruz.

Öncelikle tarım ve hayvancılık alanında eğitim veren meslek liselerimizin kurulduğu/açıldığı yerler arazi şartları açısından fiilen tarım yapılan ve eğitilmiş eleman ihtiyacı olan illerde-ilçelerde-köylerde olmalıdır. Öncelikle de devlet adına bu işleri yapan TİGEM Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün sahip olduğu tesisler içinde yanında olmalıdır. Uygulamalı dersler işletmenin ektiği/diktiği/biçtiği tarlada-serada alanın uzmanı mühendisler ve öğretmenlerle birlikte yapılmalıdır. Tesisin tüm imkânları mesleği eğitim için seferber edilmelidir. Bu gibi şartları sağlamayan okullar ihtiyaç olan başka lise/alanlara dönüştürülmelidir. Aksi halde okulun tatil olduğu dönemlerde ekilen-dikilen ürünler için ilave işi bilen insan istihdam edilmesi gerekecektir.

Tarım alanı açılacak okullara mutlaka gerekli tüm güncel alet-ekipman ve iş makineleri sağlanmalıdır. Bunları kullanacak ve sürekli çalışır halde tutacak teknisyen/teknikerler de okullarda istihdam edilmelidir. Tarım ve hayvancılık alanında eğitim veren meslek liselerinin öğrenci pansiyonları ve personel lojmanları olmalı ki haftasonu ve tatillerde de uygulamalı eğitim faaliyetleri aksatılmadan devam edebilsin.

Okulun açıldığı yörede yaşayan halkın çocukları bu okullar, verilen eğitim ve sonrasında sahip olacakları iş hayatı hakkında yönlendirilmelidir.  Okurken burs verilerek öğrenci artışı teşvik edilmelidir. İçinden genel bilgi derslerinde de yüksek puan alanlar üniversiteye alanında kontenjan verilerek özel seçilmelidir.

Tarım alanını isteyerek seçen ve bu işi meslek olarak yapacak öğrencilerin kaydedilmesi sonundaki hedeflere ulaşılması için önemlidir. Mezuniyetinde belli bir başarı/beceri kazanmış öğrencilerin hepsinin istihdam edileceği taahhüdü verildiğinde kayıtlar öğrenci sayıları artacaktır. Öğrenciler bursun yanında eğitim sırasında üretimden döner sermaye payı almaları ve kazanmaları sağlanabilirse mezuniyetinde sektöründe işe girmek isteyeceklerdir.

Üniversiteye yönlendirilecek akademik düzeyi yüksek öğrenciler için sınavla öğrenci alan Proje ve protokol okullarda Anadolu Teknik Program diğer çoğunluk ise Anadolu Meslek Programı şeklinde yapılandırılmalıdır. Öğrencilerin teorik kavramsal bilgiler yanında işbaşında uygulamalı beceri kazanmasına ağırlık verilmelidir.

Tarım alanında eğitim veren meslek lisesi yeterli gelmiyorsa ilçedeki öğrenci sayısı azalmış liselerin talep arttıkça dönüştürülmesi faydalı olacaktır. Tarım alanı yanında hayvancılık ve alanı destekleyecek elektronik ve bilişim alanlarının da açılması faydalı olacaktır. Daha önceden tarım alanı açılmış yeterli büyüklükte arazisi olmayan okullarda mantar yetiştiriciliği gibi alternatif ürünlere yönelik programlara ağırlık verilmelidir.

Özellikle 8. ve 9. Sınıf öğrencilerinin velilerine bilinçli anne-baba eğitimi verilerek öğrencinin ebeveynleri tarafından da psikolojik olarak desteklenmesi sağlanmalıdır. Anadolu illerinin özellikle dezavantajlı bölgelerine ilk atama öğretmenler yerine/yanında tecrübeli öğretmenler de görevlendirilmelidir.

İstanbul Silivri Özel Tarımsal Üretim Araştırma Merkezi (TÜRAM) Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, belediye tarafından kurulmuş ücretsiz eğitim veren özel meslek lisesi gibi tıbbi aromatik bitkilerin yetiştirilmesi, ürüne dönüştürülerek satışa sunulmasına odaklanmış güzel örneklerin de çoğaltılması gerekiyor. “Tarım yoksa gelecek de yok. Tarımı geliştirmeden kalkınabilmiş bir ülke yoktur.” Sloganıyla yola çıkan okul öğrencilerinin üniversiteye gitme imkânları da mevcuttur.(2)

Tarımla ilgili önlisans meslek yüksek okullarının bulunduğu bölümler; Gıda Teknolojisi, Organik Tarım, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler, Peyzaj ve Süs Bitkileri, Bahçe Tarımı, Süt ve Ürünleri Teknolojisi, Su Ürünleri, Gıda Kalite Kontrolü ve Analizi, Tarım Makineleri,  Seracılık, Tohumculuk, Et ve Ürünleri Teknolojisi, Süt ve Besi Hayvancılığı, Tarımsal İşletmecilik, Tarla Bitkileri, Fidan Yetiştiriciliği, Arıcılık, Bitki Koruma, Mantarcılık, Sulama Teknolojisi, Süs Bitkileri Yetiştiriciliği, Tarımsal Ürünler Muhafaza ve Depolama Tek., Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi, Çay Eksperliği, Endüstriyel Tavukçuluk , Endüstriyel Bitkiler Yetiştiriciliği, Fındık Eksperliği, Kesme Çiçek Yetiştiriciliği, Kümes Hayvanları Yetiştiriciliği, Meyve ve Sebze İşleme Teknolojisi, Un ve Unlu Mamuller Teknolojisi, Su Ürünleri İşleme Teknolojisi, Tarım (Açık öğretim), Yem Teknolojisi ve Hayvan Besleme bölümlerini tercih edebilirler.

Tarımla ilgili lisans bölümleri; Ziraat Fakültesine bağlı Bahçe Bitkileri, Tarla Bitkileri, Bitki Koruma, Tarımsal Biyoteknoloji, Biyosistem, Zootekni, Tarım Ekonomisi, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme, Peyzaj Mimarlığı, Gıda Mühendisliği bölümlerini tercih ederek 4 yıllık üniversite hayallerini gerçekleştirebilirler.

Konaklama seyahat alanında eğitim veren meslek liselerinde uygulandığı gibi işbaşında uygulamalı meslek eğitimine diğer okullardan farklı tarihlerde tatile girmeleri düşünülmelidir.  Tarım sezonu ki her bölgede/üründe ekim-dikim-bakım-hasat farklı tarihlerde olduğu için illerin ve okulların takdirine bırakılmalıdır.

Tarım alanında uygulama derslerinin teorik derslerden fazla olması, alan meslek teorik derslerinin saatlerinin de mevcut haftalık ders saatlerinin en az üç-dört kat artırılması gereklidir.

Son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tarım konusunun öneminin farkına varılmaya başlandı. Yerel veya ata tohumu olarak da bilinen atalık tohum, atalarımızın geçmişte kullandığı ve hiçbir işlem görmeden yıllar önce olduğu gibi kalan doğal tohumdur. Anadolu tarihine katkıda bulunan atalık tohumlar, kültürel mirasımızı oluşturan en önemli unsurlardan biridir. (3) Ata tohumunun en önemli özelliği ise laboratuvar ortamında işlenmemiş, asıl genetiğiyle oynanmamış, tamamen doğal yollarla üretilen, besin değeri yüksek organik gıdalardan olmasıdır. Doğal haline müdahale edilmemesi, katkısız besin olması tohum üretiminin artmasına da olumlu etki sağlar. Sağlıklı yaşam açısında da önemi büyüktür. Bu sebeple özellikle tercih edilmektedir.(4) Yakın geçmişte dedelerimiz, köylerde kendi tarlasına ektiği üründen gelecek yıl ekim için ayırdığı ilaçlanmamış tohumları kullanmaktaydı. Üstelik daha fazla ürün almak için kimyasal gübre kullanılmıyordu. Belki ürün çok verimli karlı değildi ama daha sağlıklıydı.

Paris kentte tarım uygulamalarının en iyi biçimde uygulandığı kent olarak karşımıza çıkmaktadır. Paris kentinin gıda ihtiyacının %25’i kentin içindeki seralardan karşılanmaktadır. Bu sayede dışarıdan şehre gelen gıdanın israfı önlemiş olmanın yanında kent sakinleri taze meyve ve sebze tüketebilir hale gelmişlerdir.(5) Çatıda, balkonda, bahçede boş ve uygun olan her yerde kullanılmış su/meşrubat kaplarına veya saksılıklara yerin özelliğine göre mutlaka tarımla ilgili küçük çalışmalar yapılarak başlanabilir.

Ekin üretiminde toprağın, atığın, böcek ilacının olmadığı yeni bir sistem düşleyin, işte topraksız tarım bu düşün karşılığı oluyor. Daha uygun maliyetli, daha az kimyasal kullanılan, daha dar alanda yapılan, kaynakları tasarruflu kullanan bir üretim mümkün mü sorusuna yanıt olan topraksız tarım sistemi, dik veya yatay uygulanabiliyor. Çiftçilerimizin üretim üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmasını sağlayan, emekten, zamandan tasarruf sunan topraksız tarım, geleceğin tarım modeli olarak görülüyor… Topraksız tarım teknikleri içinde ilk keşfedilen olan hidroponik sistem, suya dayanıyor. Besin çözeltisi içinde duran ekinler, bazen katı ortamda yetişiyor. Havaya dayalı olan topraksız aeroponik tarım sistemi; çıplak kök sistemine dayanan teknik, ekin besinlerinin fasılalı ve fasılasız sis halinde verilmesine dayanıyor. Akuaponik sistem: Balık bitki entegre yetiştiricilik sistemi olarak tanımlanan sistem, topraksız tarımı su yaşamı ile birleştiriyor.(6)

Bu yazıyı hazırlarken meslek lisesinde görev yapan öğretmen/yönetici meslektaşlarımdan destek aldım. Kendilerine teşekkür eder kolaylıklar dilerim. Gelin hep birlikte toprağın kıymetini birbirimize anlatalım. Toprağın ne kadar zengin, üretken, veren altından daha değerli Allahın bir lütfu olduğunu hatırlayalım. Üstelik bu konu sadece devletin bakanlığının, meslek liselerinin, üniversitelerin görevi veya özel şirketlerin ticaret alanı olarak düşünülmemelidir. Başta köyde ve kırsalda bir avuç toprağa sahip şehirde oturan herkesin bu konuda başlangıçta hobi olarak bile olsa bir şeyler yapması gerekiyor. Artan nüfusumuza yetecek ve fazlasını ihraç ederek döviz gelirini artıracak, doğanın olumsuz etkilerinden koruyarak kaliteli,verimli tarım ve hayvancılık üretim düzeyini mutlaka yakalamalıyız.

  • http://busbed.bingol.edu.tr/en/download/article-file/835647
  • https://www.turam.k12.tr/index.php/sayfa/gelecegini_planla/216/1584
  • https://www.google.com/search?q=ata+tohumu+nedir+neden+%C3%B6nemlidir
  • https://ekremoglu.com/blog/icerik/ata-tohumu-nedir
  • https://www.populertarim.com/kentte-tarim-mumkun-mu
  • https://tarfin.com/blog/topraksiz-tarim-nedir-hidroponik-tarim
Facebook Yorumları

Erol DEMİR 1967 yılında Gölcük’te doğdu. Piyale Paşa İlkokulu, Gölcük İmam Hatip Ortaokulu, Gölcük Endüstri Meslek Lisesi, Anadolu Üniversitesi Bilecik Meslek Yüksekokulu Elektronik programını ve Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İşletme Yöneticiliği alanında yüksek lisansı “Eğitim Yöneticilerinin Sorunları ve Çözüm Önerileri” konusunda tezini tamamlamıştır. Halen İstanbul Ticaret Üniversitesinde işletme alanında doktora öğrencisidir. 1990 yılında Türkkablo fabrikasında kalite kontrol teknisyeni olarak çalıştı. Öğretmenlik hayatına 1991 yılında Hakkari’de başladı. 1994 yılında Gölcük Mesleki Eğitim Merkezi’ne elektronik öğretmeni olarak atandı. 1995 yılında müdür yardımcısı oldu. 2000 şubat ayında Gölcük Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü oldu. 2003 yılında Gölcük İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak çalışmaya başladı. Aralık–2007 ile Haziran-2016 arası İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube müdürü olarak çalıştı. Temmuz – 2016 Bakırköy İlçe MEM, Temmuz-2022 İstanbul İl MEM, Ekim-2023 Küçükçekmece İlçe MEM Şube Müdürü olarak görevine devam etmektedir. Evli ve 3 çocuk sahibidir.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.