Eğitimle ilgili tartışmalar giderek artan ölçüde PISA, TIMMS gibi uluslararası ölçeklerle ele alınmaktadır. Ancak sürekli merkezde bulunan öğretmen acaba hangi temsili evrende yer almaktadır. Bu soruyu sormakla tartışma yeni başlamasa da herhalde hiçbir zaman sonlanmayacaktır. Öğretim de multidispliner bir bakış açısıyla eğitimde bireysel farklılıkları merkeze alan, insan odaklı yeni bir anlayış geliştirmenin öğretmenler için kaçınılmaz olduğu bir gerçektir. Ancak insan olmanın gereklerinin yerine getirilmesi aydınlanmanın feneri olan öğretmenler ve onların temsili evrenlerinin içinde olan öğrencileri için gereklidir.
Bir öğretmenin temsili evreninde odaklandığı büyük resmin içindeki öğrencilerinin, insan oluşu temelinde öğrenebilen bireyler olduğu kabul edilmelidir. Öğretmeni sadece sınava öğrenci hazırlayan bir rol modelden çok ulusal ve uluslararası alanda eğitim anlayışı ile insan yetiştirmeye odaklanmış bir temsili evrenin içinde değerlendirmek çok daha doğru bir yaklaşımdır. Öğretmen disiplinler arası bağlantısal -kavramsal yaklaşımı ile varoluş temelinde eğitim psikolojisini, danışan öğrenci bakımından rehberliği, uygulanabilirliği yoluyla sınıf yönetimini gerçekleştiren bir liderdir.
Çünkü eğitime bakış açısı bir öğretmen için temsili evreni içinde ulaşılabilir olduğu öğrenciyle insanın temel psikolojik yapıtaşını oluşturan mizacına göre tanıyıp anlayarak bütüncül bir model üzerinden yaklaşmasını sağlar. İnsanın psikolojik yapısını anlama üzerine çalışmalar yapan psikoloji, psikiyatri, eğitim, felsefe gibi alanlardan çok sayıda araştıran bugüne dek cinsiyet, ilgi, yetenek, zekâ, öğrenme stili kişilik gibi pek çok parametreden yola çıkmış kişilerin bireysel farklılıklarını anlamaya çalışmıştır. Son zamanlarda ortaya atılan öncelikleri değiştiren eskilerin bilimsel olmayan yollarla incelemeye çalıştığı parametre ise mizaçtır.
Öğrencilerin Birbirinden Farklılıkları Sandığımızdan da Önemli Olabilir
Bireysel farklılıkların çıkış noktasının mizaç tipleri olduğunu savunan Mizaç Temelli Eğitim ve Rehberlik Yaklaşımı (MİTERYA) teorik olmanın ötesine geçerek öğrencilerin yaşamındaki pratik karşılığını keşfetme yolunda önemli bir perspektif sunuyor. Daha açık ifadeyle bir öğrencinin mizaç tipini ana evrene koyarsak gerçekten yaşama onun bakış açısıyla bakabilir ve bireysel farklılığın bütüncül bir biçimde yaşamına nasıl yansıdığını anlayabiliriz. O halde aslında her bir öğrencinin kendi bireysel yeterlilikleri okula adım atar atmaz zaten devrede olacaktır. Mizaç parametrelerinden öğrenme stilleri Sınıf ortamında öğrencilerin bireysel farklılıklarının belki de en kolay tespit edilebildiği alandır. Baktığımız zaman öğrenme stilleri zaten yaşam algıları ve yaşam stilleriyle doğrudan bağlantılıdır. Dolayısıyla öğrencilerin öğrenme stillerini kategorize etmek yerine, üzerinde durmamız gereken asıl konu” yaşamı nasıl algıladığıdır.”
Çünkü bir öğrenci yaşamı nasıl algılıyorsa yaşam içinde karşılaştığı durumlara da o şekilde cevap verecek ve öğrenecektir. Bir başka soru ise bireylerin yaşamdaki, eylemsel duygusal ve bilişsel özelliklerini belirleyen en temel yapı mizaç tipiyse ve aynı zamanda bireylerin, algısal öncelik ve psikolojik ihtiyaçlarını da mizaç tipi belirliyorsa niçin öğrenme motivasyonlarının kaynağını da mizaç tipimiz oluşturmasın? Örneğin yaşamda keşfetme hazzını arayan mizaç tipindeki bir öğrenci, merak edip daha önce görmediği-bilmediği yeni bir konuda bilgi sahibi olduğu oranda keşfetmenin keyfini yaşadığından dolayı öğrenmeye kendiliğinden motive olacaktır.
Ya da yaşamının genelinde kusursuzluk arayan mizaç tipindeki bir öğrenci mükemmele doğru gelişmek adına daima “daha/en doğru olanı öğrenmeye kendiliğinden adapte olabilir. Bunun yanında bireylerin eylemsel, duygusal ve bilişsel özelliklerini şekillendiren doğuştan gelen mizaç tipinin bireyin baskın zekâ alanına işaret ettiği baskın alan tanımı yapılabilir. Öğrenmede öğretmenlerin işini en fazla kolaylaştıran kavramlardan biri de ilgidir. Eğer öğrenci herhangi bir konuya kendiliğinden ilgiliyse, o konuyu çok kolay öğrenir. Bu bağlamda bireyin yaşamdaki temel varoluşsal arayış ve ihtiyaçlarını, algısal özelliklerini ve motivasyonlarını belirleyen aynı zamanda onun baskın zeka alanına işaret eden mizaç kavramı ,öğretmenin temsili evreni içinde öğrenciyi tanımlama da önemli bir yere sahip olabilir.
Konuya bu açıdan baktığımızda varoluşsal DNA kodları öğrencilerin ilgi, yetenek, zekâ, ilgi, kişilik, motivasyon gibi parametrelerde bireysel farklılıklarını düzenlerken farklı mizaç tipleri yaratmıştır. Yani kişilerin yaşama dair beklentileri, algıları, ürettikleri değerlerin temelinde mizaç tiplerinin yatıyor olmasının mantıksal bir hata olmadığı gerçektir. Olaya bu açıdan baktığımızda bir öğretmenin temsili evreni içinde yer alan öğrencilerin bireysel farklılıkları olması nedeniyle, o öğretmenin öğrencilerin her birine ulaşabilmesi için harcayacağı zaman, kullanacağı hitap türü ve sahip olması gereken sınıf yönetimi becerisi farklı olacaktır.
İşte bu yüzden bahsettiğimiz mizaç modeli insan davranışlarının kökenini anlamaya çalışan ve bireysel farklılıkların merkezine inen mizaç kavramını yerleştiren bir modeldir. Dokuz Tip Mizaç Modeli (DTMM) olarak adlandırılan modeldeki mizaç yapıları isimlerini, o mizaç tipindeki bireylerin en temel ihtiyaç ve arayışlarını ifade eden varoluşsal temellerinden alır.
DOKUZ MİZAÇ TİPİ (DTMM):
DTM1: Kusursuzluğu Arayan Mizaç Yapısı
DTM2: Duyguları Hissetmeyi Arayan Mizaç Yapısı
DTM3: Hayran Olunacak Kendilik İmajı Arayan Mizaç Yapısı
DTM4: Duyguların Anlamını Arayan Mizaç Yapısı
DTM5: Bilginin Anlamına Ulaşmayı Arayan Mizaç Yapısı
DTM6: Entelektüel Dinginlik Arayan Mizaç Yapısı
DTM7: Keşfetmenin Hazzını Arayan Mizaç Yapısı
DTM8: Mutlak Güç Arayan Mizaç Yapısı
DTM9: Fiziksel (Duyumsal -Hareket) Konfor Arayan Mizaç Yapısı
Bu dokuz tip mizaç hiçbir zaman kusursuz olmayacak bir sınıfın içinde tersine denk gelmezse açmaya hazırlanan sadece varoluşundan getirdiğinin kabulünü bekleyen kusursuz benliklerin bir temsilidir. O halde öğretmen olarak bizlerin branşımız ne olursa olsun öğrenciye kendisini tanıma ve potansiyellerini açığa çıkartma noktasında yol gösterici olmamız gerekir.
Peki siz öğrencilerinizi tanımaya nereden başlıyorsunuz?
KAYNAKLAR:
- Öğretmen Benim, Dr. Enver Demirel Yılmaz, 2019