Veliler için özel okul hikayesi uzun araştırmalar, konu komşuya danışıp fikir almalar, özel okullar arası karşılaştırmalar yapılıp çocuklarını kayıt ettirdikten sonra asıl süreç başlıyor.
Takip.
Ancak takibi okul üzeriden yapmak yeterli değil. Çünkü size gerçeği söylemeyecekler. Maalesef buna bazı öğretmenler de dahil olmakta. Yabancı dil eğitimini takip etmek özellikle daha zor. Her velinin yabancı dil bilgisi olmayabilir. Bu da ödev ve öğrencinin öğrenmekte olduğu dildeki gelişiminin takibini zorlaştırıyor. Veli bu sefer öğretmenin ve okulun söylediklerine inanmak durumunda kalıyor. Ne kadar sağlıklı bilgi alıyorsunuz peki? Çoğunlukla nadiren. Özel okulların en iddialı konulardan biri olan yabancı dil eğitimi veli için de önemli olduğundan okul da bu hassasiyetin farkında, ancak yeteri kadar hassas olmuyor bu süreçte. Çünkü ticari kaygı eğitim çatılarının koridorlarında kol geziyor.
Peki ne yapmalı?
Öncelikle şunu söylemeliyim ki her okul aynı olmasa da birçok okulda yabancı dil eğitimi oldukça yetersiz. O kadar yıl okuduktan sonra çalışma hayatına giren yetişkinler iş hayatının rekabetinde var olabilmek için yabancı dil öğrenmenin farkındalığıyla kurslara gitmeye ya da özel ders almaya başlıyor. Tabi ne kadar geç o kadar zor. Okullarda yeterli olmadığını bildigimize göre öğrencilerin takviye almalarını sağlamalıyız maalesef. Özel ders, yurtdışındaki yaz okulları, evde sürekli yabancı dil ile ilgili çalışmalar bu süreçte oldukça yardımcı olacaktır. Tabi işin maddi boyutu var. Her aile çocuğuna özel ders aldırma ya da yurtdışına gönderme şansına sahip olmayabilir. Olabilenler için ise tavsiyelerim bu. Okulun görevi değil midir eğitimi sağlamak diye sorabilirsiniz. Kesinlikle de öyle. Ancak öğretmenlere yüklenen haftalık 30 ve üstü ders saatleri, özel okulun bitmek bilmeyen angaryaları, sırf velilerin gözünü boyamak ve her okulun birbirinden farklı olmak için yaptığı gülünç etkinlikler, gecelere kadar süren okul toplantıları ki içeriği eğitimden uzak tamamen nasıl daha fazla kayıt yapılacağı, kadın öğretmenlerin giydiği topukların kaç cm olması, önlük giymeyen hocaların belirlenmesi gibi her şey bitmiş de bir tek bu konular kalmış gibi hareket edilmesi öğretmenin var olan motivasyonunu da bitirmekte ve mesleği de itibarsızlaştırmaktadır.
Bir de yabancı öğretmen konusu var. Peki gerçekten bu yabancı öğretmenler, öğretmenler mi? Veliler olarak hiç bunu düşündünüz mü? Yüksek sigorta ve maaş ödemeleri ve çalışma izni gibi durumlardan dolayı eğitim kurumları yabancı “öğretmen” tercih etmemektedir. Sırf ten renginden dolayı öyle sanılsın diye Afrika ülkelerinden gelenler ya da İngiliz, Amerikan olup mesleği başka bir şey olanlar “öğretmen” olarak çalıştırılmaktadır. Ben ve birçok arkadaşım ders esnasında bu sözde öğretmenlerin dil bilgisi yanlışlarını düzeltme durumunda kalmışızdır.
Gerçek bir yabancı öğretmen olmalı mıdır? Kesinlikle evet. Sürece çok olumlu katkısı olur. Ancak yabancı öğretmenle birlikte yabancı dil derslerine giren diğer Türk öğretmenlerin de hem derste hem de ders dışında ne olursa olsun çocuklarla ilgili dilde konuşması gerekir. Çünkü dil duydukça ve konuşuldukça öğrenilir. Ek olarak her velinin yabancı dil bilgisi olmadığını düşünürsek, veliler öğretmenlerden öğrencinin izleyebileceği yabancı dizi, film önerileri almalı ve evde ek ne yapabilecekleri konusunda yardım istemelidir. İşbirliği bu anlamda oldukça önemlidir.
Özel okullarda türlü yalanların söylendiği, velilerin kandırıldığı ve eğitimden çok uzak konulara daha fazla önem verildiği için ailelerin işi gerçekten zor. Ama önce Özel Okul Seçme Kılavuzu 1: Soru Sormak ve daha sonra da takip etmek bu süreci kolaylaştıracaktır.
Ne diyelim: kolay gelsin.
Sağlıkla kalın.