Özel sektör öğretmenleri sosyal medyada bir araya gelerek özel sektörün sıkıntılarını istişare etti. ÖSÖB-Der (Özel Sektör Öğretmenleri Birlikteliği Derneği isminde bir dernek kuruldu.
ÖSÖB-Der (Özel Sektör Öğretmenleri Birlikteliği Derneği) Özel Öğretim Kurumlarında çalışan öğretmenlerimizin sosyal, ekonomik ve özlük haklarının iyileştirilmesi, meslek saygınlığının kazanılmasını amaçlayan öğretmenler topluluğudur. Hiçbir siyasi görüş ile bir bağ söz konusu değildir. Derneğimizde sadece öğretmen kimliğimizle bulunmaktayız.
Özel Öğretim Kurumlarında çalışan öğretmenlerimizin pandemi süreci öncesinde de kronikleşen sıkıntıları vardı. Bu süreçle beraber yaşatılan mağduriyetler o kronik süreci bile aratır hale geldi. İzninizle bu sorunlardan bahsetmek istiyorum.
- Bazı öğretmenlerimizin sigortaları yatmıyor. Birçok öğretmenimiz tam zamanlı çalışmasına rağmen KÇÖ (Kısa çalışma ödeneği) ya da nakdi ücret desteği (1117 TL) gibi bir ücret ile geçimlerini sağlamak zorunda kalıyor.
- Beden Eğitimi, Görsel Sanatlar, Müzik, Yaratıcı Drama, Bilgisayar gibi branş dersleri ne yazık ki uzaktan eğitim sürecinde değersiz alanlar gibi görülüp programlara dahil edilmedi. Bu branşlarda çalışan çoğu arkadaşın ya sözleşmeleri yenilenmedi ya da zorunlu ücretsiz izine çıkartıldı.
- Yine bazı öğretmenlerimiz Özel Öğretim Kurumlarında yasak olmasına rağmen yüz yüze eğitime zorlanıp sağlıklarını ve yaşamlarını riske atmak zorunda kaldılar. Rehabilitasyon merkezlerinde çalışan öğretmen arkadaşlarımız hala yüz yüze eğitime devam etmektedirler.
- Bir çok öğretmenimiz asgari ücret civarında maaşlar ile çalıştırılıp, uzun süreli mesailer ile insan üstü bir efor gerektiren çalışma saatlerine zorlanmaktadır.
Aslında bu bahsetmiş olduğumuz sorunların tamamının temelinde; yasalarla ilgili özlük haklarımız, iş güvencemiz, mesleki itibarımız gibi sorunlar bulunmakta.
Ayrıca 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumlar Kanununda özel kurumlarda çalışan öğretmenlerin belirli sürede sözleşmelere bağlı olarak çalışma zorunluluğu var. Bu kanun maddesinin mutlaka süresiz sözleşmeler olarak düzenlenmesi gerekliliği ülkemizde eğitim-öğretim faaliyetlerinin niteliği bakımından son derece önemlidir.
Süreli sözleşmeler, öğretmenlerimizin kıdem ve ihbar tazminatı ve iş güvencesi gibi temel haklarını riske atmaktadır. Bu durum; çalışan öğretmenlerimizin iş yerlerinde baskıya maruz kalmasına , sözleşme dışında ücretsiz ek mesailere zorlanmasına ve öğretmenlik dışında farklı görevler yapmak zorunda bırakılmasına sebep olmaktadır.
Son olarak toparlamak gerekirse ki asıl talebimiz ve beklentimiz bu olacaktır.
Özlük hakları konusunda 4857 sayılı iş kanunu ve 5510 sayılı sosyal sigortalar kanununa tabiyiz. Bu kanunlar genel kanunlar olup öğretmenin özlük haklarına yönelik bir madde bulundurmamaktadır. Öğretmenin saygınlığını ortaya koyacak, öğretmen ayırt etmeden (ücretli, özel sektör çalışanı, kadrolu) tüm öğretmenlerin sosyal ve özlük haklarının eşit sayıldığı bir meslek kanunun acilen çıkarılması gerekmektedir.