PISA bildiğimiz üzere Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından her üç yılda bir 15 yaş grubunu içine alarak düzenlenen bir test. Bu testin 2018 yılında yapılanın sonucu açıklandı ve Türkiye’nin her ne kadar 2015 yılındaki test sonucuna göre puanı artsa da diğer OECD ülkelerinin ortalamasının altında kaldı. Bu ortalamayı belirleyenler: Okuma, fen bilimi, matematik. Okumada OECD ortalaması(seviye 2 ve üzeri için) yüzde 77 iken Türkiye yüzde 74, matematikte OECD ortalaması(seviye 2 ve üzeri için) yüzde 76 iken Türkiye yüzde 63, fen bilimlerinde OECD ortalaması(seviye 2 ve üzeri için) yüzde 78 iken Türkiye yüzde 75 ortalamalarında bulunuyor.
Türkiye bu teste katılmış 37 ülke arasında 31.sırada yer alıyor. Testte verilen cevaplar değerlendirme olarak 1 ile 6 arası bir gruplamaya tabi tutuluyor. 5-6. seviyeler üst düzeyi gösterirken 1-2. seviyeler alt seviyeyi işaret ediyor. Bu noktada bu testin sonuçlarını değerlendiren eğitim reformu girişi politika analisti Yeliz Düşkün’ün BBC Türkçeye yapmış olduğu açıklamaya dikkat çekmek istiyorum: “Türkiye’ye ilişkin ortalama puanların düşüklüğü kadar dikkat çeken bir bulgu da en üst düzeyde (düzey 5 ve 6) yeterlilik gösteren çocukların oranının düşük oluşudur” diyor ve ekliyor: “Türkiye’de alt yeterlilik düzeyinde yer alan öğrencilerin oranı ise oldukça yüksektir. Örneğin en alt düzeyde yeterlilik gösteren (düzey 1 ve aşağısı) çocukların oranı matematikte %36,7, fende %25,2, okumada %26,1’dir. Okuma alanında en alt düzeyde yeterlilik gösteren çocuklar bir metinde çok açık olan bilgileri saptamak, kendilerine tanıdık gelen konulardaki yazıların ana fikrini fark etmek gibi basit şeyleri yapabilirler ama daha derin yorumlarda bulunmakta zorlanırlar. Matematikte de çok basit işlemleri yapabilirler. Dolayısıyla PISA sonuçları, Türkiye’de 15 yaşındaki öğrencilerin önemli bir oranının temel becerilerden yoksun olduğunu gösteriyor.”
Türkiye’deki Öğrencilerin Matematik-Okuma-Fen Bilimleri Kategorisindeki Yeri
Türkiye’deki 2015 yılında yapılan okuma alanındaki sonuçlar,70 ülkede 50. sıradayken 2018 deki sonuçta 78 ülkeden 40. sırada yer alıyor. Burada ölçülmek istenen asıl nokta, öğrencinin okuduğunu anlayabilmesi,yazılanın ana fikrini irdeleyebilme becerisine sahip olup olmadığı.
Matematiğe gelecek olursak Türkiye’deki öğrencilerin seviye 5 ve üzerine çıkan kısmını sadece yüzde 5lik kısım oluştururken OECD ‘de bu oran yüzde 11 olarak karşımıza çıkmaktadır.
Fen Bilimlerinde ise Türkiye’de seviye 5 ve 6 gibi üst seviyelere çıkan kısım yüzde 2 olurken OECD’de yüzde 7lik bir oran gözlenmektedir.
Okuma Alanında Kızlar Erkeklerin Önüne Geçti
OECD ‘deki orana göre okuma alanında, kızlar erkeklerden 30 puan daha ileride. Türkiye’de ise bu sayı 25 olarak karşımıza çıkıyor. Benzer şekilde fen bilimleri alanında kızlar OECD’deki orana göre 2 puan ilerideyken Türkiye’de kızlar 7 puan erkeklerden ileride yer alıyor. Matematikte ise durum hemen hemen eşit.
Yüksek başarı gösteren her iki kızdan biri ileride yapmak istediği mesleğin sağlık alanında olmasını isterken erkeklerde yüksek başarı gösteren her üç erkekten biri ileride mühendis veya bilim alanında bir meslek seçmek istediğini söylüyor.
Türkiye’deki Öğrencilerin Psikolojik Durumları Ve Okul Ortamı
Hayatınızdan memnun musunuz sorusuna Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 44 ü olumlu cevap verirken OECD’deki bu oran yüzde 67, zor bir durumda çıkış yolu bulunabilir mi sorusuna Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 86 sı bulunabilir derken OECD bu oran yüzde 84, başarısız olduklarında başkalarının ne düşündüğü hakkında endişelenme oranı Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 66 sını oluştururken OECD’deki bu oranı yüzde 56 olarak görülmektedir.
Türkiye’deki öğrenciler ayda en az beş kere zorbalığa uğramalarının oranı olarak yüzde 24 ü gösterirken OECD’de bu oranı yüzde 23, Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 67si öğretmenlerinin öğretmekten mutlu olduğunu söylerken OECD’de bu oran yüzde 74 aynı zamanda Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 24 ü okulda kendilerini yalnız hissederken OECD ortalaması yüzde 16 olarak görülmektedir.
Sosyoekonomik Değer Başarıyı Etkiliyor
Gerek teste katılmış tüm ülkelerin öğrencilerinin bulunduğu sosyoekonomik konum,gerek Türkiye’deki öğrencilerin içinde bulunduğu sosyoekonomik durum, özellikle matematik ve fen bilimleri alanında büyük bir öneme sahip olarak gözükmekte.
Bu sosyoekonomik durumda avantajlı olan öğrenciler dezavantajlı olan öğrencilere göre okuma alanında OECD ortalamasında 89 puan önde görülürken Türkiye’de 76 puan öndeler. Aynı zamanda okuma alanında yüksek başarı gösterenlerin yüzde 9 u avantajlı kesimde iken yüzde 1 i dezavantajlı kesimde yer alıyor. OECD ‘de ise bu oranı avantajlı öğrencilerin yüzde 17si oluştururken dezavantajlı öğrenciler yüzde 3 lük kısmını oluşturdu.
Görüldüğü üzere sosyoekonomik değer ile başarı arasında doğru orantılı olarak gerçekleşen durumlar mevcuttur. Bu durumların sonuçları, öğrencilerin başarı seviyelerini etkilediği gibi aynı zamanda da öğrenim hayatlarının liseden sonra nasıl şekilleneceğine dair inançlarını da büyük ölçüde etkiliyor.
PISA sonuçları eğitime olan maddi desteğin artmasıyla öğrenci başarısının paralellik gösterdiğini de açıkça göstermektedir.
Bütün bunlar dikkate alınıp yapılacak olan durum değerlendirilmesi uzun vadede düşünülerek yapılmalıdır. Yani gidişattaki genele bakılmalıdır ve bu gidişat ne yazık ki OECD ortalamasının altında kalmaktadır. Önemli olan bu testlerdeki yerimizi belirlememiz kadar bundan sonraki ilerlemeyi nasıl ele almamız gerektiği çözümünü aramamızla gerçekleşmelidir. Bunu yaparken eğitim kurumlarına gerekli maddi desteğin sağlanması yanında öğrencilerin psikolojik durumlarını ve eğitim öğretim gördükleri çevrenin yeterliliği de atlanmamalıdır.
Detaylı bilgi ve sonuçları görmek için : https://www.oecd.org/pisa/ sitesini ziyaret edebilirsiniz.